Yöneticilik döneminde benim evlatlarım vardı.
Trabzonspor’un maçı olsun olmasın İstanbul’da şantiyede yanımda idiler.
Maçı kazanır gelirler, bazen otele gitmez orada yatarlardı.
Hami, Soner, Lemi canımdı. Saygılarını, sevgilerini hiç eksiltmediler.
Dün akşam Abdulkadir’i izlerken onları hatırladım.
Hami’nin bize yaşattığı mutlulukları. Atom karınca Soner’i, Başbakan Lemi’yi.
Abdülkadir, Allah nazardan saklasın Messi ile aynı özelliklerde. Messi belki Abdulkadir’den biraz daha güçlü.
Zamanla Abdulkadir çabukluk ve güç olarak onu yakalayacaktır.
Abdulkadir öyle bir evlat ki, bir ara su içmek için kenara geldi. Suyu aldı ayakta içmedi, şişeyi atmadı. Çömeldi ve öyle içti.
Demek ki, sadece bir futbolcu değil aynı zamanda da güzel bir terbiye almış isim. Burak Yılmaz’la yollar ayrıldıktan sonra inanılmaz bir performansa ulaştı.
Kendisini kutluyorum, Allah’tan sağlık diliyorum.
Trabzonspor Konyaspor’u 3 golle geçti, bu 2 maçı daha da anlamlı hale getirdi.
Gölcük ve Değirmendere’deki şantiyelerimizle Van’lı çocuklar var.
Çok düzgün insanlar.
Beşiktaşlılar.
Vefat eden babaları Trabzonspor’lu idi.
Dün Trabzonspor yensin diye beklediler, gelecek hafta da ‘babamız için Trabzonspor kazansın’ diyorlar.
Kolay maç değil ama ben o maçtan da ümitliyim.
Trabzonspor artık sadece Sosa ile değil Abdulkadir, Yusuf , Wakeme ve Ekuban ile farklı bir yapıya kavuştu.
Ekuban güçlü ve genç. Tehlikeli.
Savunmamızın da maşallahı var. Hüseyin Türkmen orta göbeğe yerleşti.
Trabzonspor için Beşiktaş maçı final havasındadır.
Ama Ünal’ın dediği gibi ayağımız yere basacak.
Alamazsak dünyanın sonu değildir.
Stressiz normal bir maç gibi gideceğiz ve kazanıp geleceğiz.
İlk yarı sonunda 5’te 5, Trabzonspor’u zirveye taşır.