Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikey mimariye, imar yoğunluğuna, kimliksiz yapılaşmaya, insanları yalnızlaştıran apartman ve site sistemine eleştirilerini sıralayarak “Bu facialara Bakanlık olarak, belediyeler olarak ilgili ve yetkili tüm birimler olarak izin vermemeliyiz! İşte burada belediye başkanlarımız var, hep birlikte buna karşı set oluşturmalıyız. Ben dikey mimariden yana değilim, ben yatay mimariden yanayım. İnsan topraktan uzak değil, toprağa yakın olarak yaşamalıdır. Bugünün Türkiye’si böyle bir çirkinliği, böyle bir nobranlığı asla hak etmiyor. Dikey mimarinin altında yatan gerçek nedir? Az topraktan çok büyük para kazanmak! Yapılan iş budur. Kot denilen bir olay var ve bununla ne yazık ki müteahhitler acımasız bir şekilde yolsuzluk yapıyorlar! Kotu denizden verme anlayışını kesinlikle bizim getirmemiz lazım. Bodrum diyorsun, adam zemin yapıyor. Bu konuda belediyelerimizin hassas davranması lazım. Bodrumu zemine dönüştüren anlayış ihanet içindedir. ‘İşte efendim ne yapalım şuradan kazanmaya çalışıyoruz, buradan kazanmaya çalışıyoruz.’ Geç o işleri geç! Kazanmaya çalışırken şehre ihanet ediyorsun ihanet. Sadece rant, sadece kar, sadece kazanç odaklı bir anlayışla böyle bir şehir inşası gerçekleştiremeyiz. En büyük kazancımızın insan öncelikli yaşanabilecek şehirler kurmak olduğunu kabul ederek yolumuza devam etmeliyiz. İnsanlara huzur yerine gerginlik veren şehir sorunlu şehirdir! Merhum Turgut Cansever hocamız ‘şehir insanı terbiye ettiği gibi kötü şehirlerde insanları ahlaksızlaştırır’ demiştir. Ne olur yerel mimariye uygun olarak hareket edelim. Şehirlerimize gelenler, ‘burası falanca ildir’ desin. ‘burası Mardin’dir’, ‘burası Trabzon’dur’, ‘burası Safranbolu’dur’ desin. Yapısıyla, yerel özgün mimarisiyle gördüğünde hemen tanıyıversin” ifadelerini kullandığı görüldü. Erdoğan’ın konuşmasının ardından açıklamalarda bulunan açıklamalarda bulunan Gümrükçüoğlu şunları kaydetti:
Aldığımız Kararlara Riayet Edin Uyarısı!
“Bu konuşmada siyaset yok. İstanbul gibi bir dünya şehrini Belediye Başkanı olarak idare etmiş olan, şimdi de ülkemizin Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın belediyecilikteki tecrübeleri, devlet idaresinde gördükleri ve bir belediyecilik üstadı olarak söyledikleri var. Bir hatırlayayım 2014 Mahalli seçimlerinden sonra Belediye Meclisimiz vazifeye başladı. Oradan hareketle plan notlarında olan, ‘lejant’ diye tabir ettiğimiz hususlardaki absürtlükleri, akıl almaz bina yapımlarını bir düzene kavuşturalım diye bu Mecliste bir karar aldık. Bu, bundan sonrası için şehre yön verdirmek gayretiydi. Bu gayretimize Trabzon Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu ve İmar Dairesi çalışanlarımız ve Meclisimizi oluşturan hepinizin katkılarından ötürü şükranlarımı sunuyorum ama bir hususu akıldan çıkartmayalım. Aldığımız o kararlara riayetinde de az önce söylendiği gibi bu şehrin geleceğini belirleyeceğini, torunlarımıza neyi bırakacağımızı belirleyeceğini de tekrar hatırlatmak istiyorum.
O Plan Notları Vebaldir
O zamanki lejantlarda olan o yanlışlar, ‘bir bodrum sayılmaz-iki bordum sayılmaz, bilmem hangi kata küçük bir mescit koyarsan orası sayılmaz, balkon sayılmaz, şu boşluklar sonradan kaldırılabilir’ gibi uygulamalar vebaldir. Bizim gelecek nesillere kötü bir şehir bırakmamız ve bugün yapılmış binaların belki 50 yıl sonra bu ülkenin katrilyonlarını harcayarak tekrar kentsel dönüşüme tabi tutulması neticesini doğurmasıdır.
Cumhurbaşkanımız Herkese Sorumluluğunu Hatırlattı
O zamanları iyi hatırlayalım. Bu dediğimiz lejantlarla birlikte 10 bin m2 inşaat yapılabilecek bir yerde 40 bin m2 inşaat yapılabiliyordu. Ülkemizin Cumhurbaşkanının; yap-sat, müteahhit, yüklenici, arsa sahibi veya belediyeler olarak sorumluluklarını hangi tanımlarla hatırlattığını hep beraber izledik… Cumhurbaşkanımızın bu konuşmasından sonra bir nedenle Çarşıbaşı Belediye Başkanımız Coşkun Yılmaz’ı aradım. ‘Cumhurbaşkanımızın konuşma metnini sizin yazdığınızı düşünüyorum’ dedi. Ben yazmadım ama ben Sayın Cumhurbaşkanımız ile Başbakanken sağlık sektöründe çok toplantılara katıldım, onunla birebir çalıştım. Dolayısıyla Türkiye’ye nasıl baktığını öğrenmiş oldum. Sadece Cumhurbaşkanımızın değil, şehir plancılarının, akademik kariyerlerdeki öğretim görevlilerinin, imar konusunda dünya tecrübesi çok olanların tecrübelerini de görmüş oldum.”
Editör: TE Bilisim
