Ağlama Sebebi

Nasrettin Hoca, bir gün zengin bir adamın cenazesinde hem tabutun yanında yürüyor hem de sesli sesli ağlıyormuş. Cenazeye katılanlardan biri onu teselli etmek için yaklaşmış.
"Merhum akraban mıydı?"
Hoca cevap vermiş:
"Yok akrabam değildi, bende ondan ağlıyorum ya!" 

İçinde Ben de Vardım

Hoca bir gün arkadaşıyla konuşuyormuş arkadaşı demiş ki: 
"Ya hocam dün sizin evden bir ses çıktı. Neydi o?" Hoca: 
"Hiç sadece hanımla biraz tartıştık kavuğum merdivenlerden yuvarlandı", demiş. Arkadaşı: 
"Yahu hocam hiç kavuktan bu kadar ses çıkar mı?", demiş. Hoca da: 
"Ya anlasana içinde ben de vardım", demiş.



Sıkarken Öldü

Nasrettin Hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuş. Yoldan geçen arkadaşı hocaya:
"Hocam kediyi yıkama ölür." demiş. Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış. Arkadaşı dönüşte Hocayı tekrar yolun kenarında görmüş. Kedi ölmüştü. Adam:
"Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedim mi?" demiş. Hoca: 
"Ben kediyi yıkarken ölmedi ki sıkarken öldü"

Kazı

Hoca yer altına ahır yapmaya karar vermiş. Toprağı kaza kaza komşunun ahırına girmiş. Bir sürü öküz görünce koşa koşa karısına gitmiş:
- Hanım, hanım! diye bağırmış.
Müjdemi isterim. Eski zamanlardan kalma bir ahır dolusu öküz buldum..
Tehlike
Bir gün Nasrettin Hoca gömleğini yıkayıp asmış. Birden bir rüzgar esmiş ve Nasrettin Hoca'nın gömleğini alıp kayaya fırlatmış. Nasrettin Hoca karısına seslenmiş:
Hanım... Hanım!
Karısı gelmiş: "Ne oldu bey?" diyerek. Hoca:
Büyük bir tehlike atlattık!
Alt tarafı gömlek kayaya çarpmış ne olacak bey?
Öyle deme karıcım ya içinde ben olsaydım!...



Beş Parmak

Nasrettin Hoca, birgün yemek yerken biri sorar:
"Neden 5 parmağınla yiyorsun".
Hoca da:
"6 parmağım olmadığı için.".

Altı Kâğıt

Nasrettin hoca caminin yanında çarık satarken altı kağıt altı kağıt diye bağırıyormuş.
Adamın biri almış abdest alırken çarığın altında su aldığını fark etmiş sonra hocaya gelmiş sattığın çarığın altı kâğıtmış yırtıldı. Nasrettin hocanın kılıfı hazır; 
Ben altı kağıt altı kağıt diye bağırmıyor muyum neden aldın o zaman?
Konuşma
Nasıl senin küçük konuşmasını öğrendi mi?
Ah hem de nasıl? Şimdi susmasını öğretmeye çalışıyoruz?



Su Aygırı

Hakim suçluya sorar:
Bu adamı niçin dövdün?
Bana su aygırı dedi efendim.
Ne zaman?
Tam bir yıl önce.
Ama sen onu yeni dövmüşsün!
Ben hiç su aygırı görmemiştim, geçen gün gördüm de...

Sözünün Eri

Kiracı boynunu büktü ve ev sahibine:
Çok üzgünüm ama, ben bu ay ev kirasını ödeyemeyeceğim..
Tam beş aydır, her aybaşı aynı şeyi söylüyorsunuz.
Eee ben sözümün eri insanım..



Avukat Tutmuş

Hakim sanığa sordu:
Karakolda suçunu itiraf etmişsin sen, peki şimdi niye inkar ediyorsun?
O zaman henüz avukat tutmamıştım. Şimdi suçsuz olduğuma ben bile inandım!

Önce Gülmüştüm

Çocuk ağlıyormuş
Babam çekici eline vurdu.
Peki sen niye ağlıyorsun?
Önce gülmüştüm de.



Korkuluk

Adamın biri tarlasına o kadar korkunç, o kadar korkunç bir korkuluk yapmış ki, onu gören kargalar korkudan geçen sene aldıkları mısırları bile geri getirmişler.

Onların da Hakkı

Seçim öncesi listeleri düzenleniyordu. Genel Başkan bir öneride bulundu:
Aday listesine Ali Bey'i mutlaka alın. Hemen itirazlar yükseldi:
Ama efendim, o aptalın biridir.
Memleketimizde hatırı sayılır oranda aptal var. Onların da temsil edilmek hakkıdır.



Gençlik Fotoğrafı

İki kadın(hayli yaşlı sayılabilir) sohbet ederken kadınlardan biri gençliğinde bahsetmeye başlamış.
"işte ben gençliğimde şöyle güzeldim böyle iyiydim" diye atıp tutarken karşısındakinin inanmadığını görünce cebiinden bir fotoğraf çıkarıp göstermiiş. 
"İşte bak benim gençlik fotoğrafım" diye. Arkadaşı şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açık sormuş:
"Ay senin gençliğinde fotoğraf var mıydı?"

Ev Ödevi

Bir çocuk babasına sormuş:
Baba! İnsanları yapmadığı bir şey için suçlamak dorumu. Babası:
Elbette hayır! Demiş. Çocuk kararlı bir şekilde şunu demiş: 
İyi o zaman ben ödevimi yapmadım



Akıllı Gaspçı

Beyefendi, çevrede bekçi ya da polise rastladınız mı?
Hayır, evladım.
Öyleyse lütfen para cüzdanınızla saatinizi bana teslim edin.

Üçü de Yapılsın

Avukat, müvekkillerinden birine telgraf çekti:
"Kayınvaldeniz dün gece öldü. Gömülmesini mi, mumyalanmasını mı, yoksa yakılmasını mı sağlayalım?"
Ertesi gün cevap geldi:
"Emin olmak isterim. Her üçü de yapılsın."



Çıldırtan Çocuk

Polis: Nerde yaşıyorsun?
Çocuk: Ailemle.
Polis: Ailen nerde yaşıyor?
Çocuk: Benimle.
Polis: Siz hepiniz nerde yaşıyorsunuz?
Çocuk: Evde.
Polis: Eviniz nerde kardeşim?
Çocuk: Komşunun evinin yanında.
Polis: Komşunun evi nerde?
Çocuk: Söylesem inanmazsınız.
Polis: Söyle?
Çocuk: Bizim evin yanında.



Kardeş Kardeşi Vurur mu?
 
Meydanlarda atıp tutan politikacılarımızdan biri hacca gitmiş. Hac vazifesini yerine getirirken sıra gelmiş şeytan taşlamaya...
Eline almış taşları, iç huzuru ile başlamış Allah ne verdiyse şeytan taşlamaya .
Ama o da ne?
Taşın düştüğü yerden bir feryat, bir yakınma yükseliyor ki sormayın gitsin...
Şeytan hem ağlıyor hem de bir şeyler söylüyor.


Bizim politikacı merak etmiş, kulak kabartmış. 
Şeytan:
- Olur mu böyle olur mu, diyormuş, kardeş kardeşi vurur mu?
 
Öbür Taraf
 
Adamın biri ölmüş, yıkamaya getirmişler. Hoca kapıyı kapatmış, herkes beklemeye başlamış.
Aradan 15 dakika geçmiş ses yok, yarım saat geçmiş ses yok, 1 saat geçmiş ses yok. İki saat sonra hoca kapıdan çıkmış.
Merakla sormuşlar:
-Hocam ne oldu, iş neden bu kadar uzadı?
-Ne olacak adam öbür tarafa gitmemeye ısrar etti. Ondan bu kadar uzadı.
Editör: TE Bilisim