Dünya Boks Şampiyonu Selçuk Aydın, İçini Taka Gazetesi’ne döktü
 
Madalyalarıma Ve Kemerlerime Bakmaktığımda…

Ölümü Hatırlıyorum! 

Trabzon’un evladı, Dünya’yı dize getirmiş bir isim… Ay yıldızlı bayrağımızı ve Trabzonspor bayrağını yıllarca göğsünde ve sırtında taşımış olan Selçuk Aydın… Onlarca Türkiye şampiyonluğu daha sonra Avrupa ve son olarak dünya… Trabzon’un Akçaabat ilçesinde başlayan başarı hikayesi dünya şampiyonluğuyla son buldu. Boks hayatını, en zor dönemlerini ve kırgınlıklarını sorduk… A’dan Z’ye TAKA’yaiçini döken Aydın, gençlere de ‘sporla’ ilgili önemli tavsiyelerde bulundu. İşte o röportaj:
 

‘Bir çok dezavantaj yaşadık…’
 
TAKA: Boks sizin için ne anlam ifade ediyor… Trabzonlu olmamış olsaydın daha fazla değer görür müydün, zararları oldu mu?

Selçuk Aydın​: Bugünkü bakış açımla vereceğim cevap şudur; hayata dair her şey. Öncelikle Türk, Trabzonlu oluşumdan her zaman gurur duymuşumdur. Daha önce de söylemiştim biz ismi yüz ölçümünden daha büyük bir yerde doğduk. Tabi bunun avantajlarının yanında dezavantajlarını yaşadık. Trabzon’da değil de metropol bir şehirde ikamet ediyor olsaydım her şey çok daha farklı olurdu. Mesela benim gibi kariyerinde belli bir başarılara imza atmış insanlar genelde hep metropolşehirlerde ikamet ediyorlar.
 
Gözden Uzak Olan…
 
Ben kariyerim boyunca hep yurt dışında çalıştım, fırsat buldukça da hep Trabzon’a gelmeye çalıştım. Bunun dezavantajı ise medyanın merkezi İstanbul’da, Türkiye’nin nabzı da orada atıyor. Dolayısıyla biz Trabzon’a geldiğimiz zaman medyadan uzak kalıyorduk. Gözden uzak olan gönülden de uzak oluyordu doğal olarak. İnsanlar senin hakkında bir şeyler duymak istiyordu. Medyaya yakın olduğun zaman kamuoyu da senden haberdar oluyor, yaptığın işle alakalı daha fazla ilgi uyandırılıyor. Benim en büyük handikabım da Trabzonlu oluşumdu.
 
Medyadan Uzak Kaldım
 
En büyük dezavantajım medyadan uzak kalmamdı. Sadece yaptığım işle anıldım, sosyal yaşantımla alakalı hiçbir yerde haber çıkmamıştı.Hayata dair bütün başarılarımı hep burada sevdiklerimle paylaştım. Belli başlı kazanımlarımı, buraya yatırım yaparak sağladım. Ticari anlamda da metropollerle kıyasladığımız zaman doğru bir yer değil. Burada kalmanın bana bir takım olumsuz yönleri oldu diyebilirim.

‘Kırgınım, çünkü…’
 
TAKA: Trabzon’a bir kırgınlığınız var mı?Ringe ilk çıktığın zamanla, boksu bıraktığın maçtaki duyguların nasıldı?

Selçuk Aydın​: Başarılıyken aktif spor yaparken insanlar seni farklı bir boyuta getiriyor, üst düzey bir hürmet görüyorsunuz. İnsanlar sürekli yanınızda olmak istiyor fakat iş bittikten sonra o kalabalık artık kayboluyor. Allah’a şükürler olsun ki ben iradesi güçlü bir insanım, karakter yapım da normal yaşımdan daha büyüktür. Bu beni çok fazla bocalatmadı çünkü kendimi hazırlamıştım bu gibi durumlara. Daha önce siyasilerle, Trabzon’da hamilik yapan insanlarla hayata dair çok paylaşımlarımız oldu. Ben boksu bıraktık da sonra kenara çekildim, biraz da kendi kişisel yorgunluğumdan dolayı kenara çekildim.
 
Trabzonspor Bayrağı
 
Kenara çekildikten sonra baktım ki o kalabalık bizi ne arar ne sorar oldu. Bu sebepten dolayı da bir kırgınlığım var. Çünkü ben bütün başarılarımı bu şehre mal ettim. Bir çok olumsuz etkiler aldım, maçlarda Trabzonspor bayrağı sallamam bile olay olmuştu. Ben Trabzonspor’u da temsil etmiyordum, bordo-mavi demek Trabzon demekti. Hatta o zaman duyduğumuz yorumların içerisinde şu da vardı; acaba Selçuk Türk değil mi. Sürekli Trabzonspor bayrağı taşıdığım için bu tür olaylar yaşadım. Benim geçmişimi bilenler nasıl bir gençlik yaşadığımı, nerelerden geldiğimi çok iyi bilirler. Bizim Türklüğümüzden şüphemiz olmadığı için Trabzonspor bayrağını taşıyorduk.
 
Hatır Ve Vefa Benim İçin…
 
Trabzonspor’un bana hiçbir artısı olmadı, bu anlamda sadece beni kullanmıştır. Trabzonspor’dan hiçbir şekilde ahde vefa görmedim. Trabzonspor’un tabi ki şahıslara ihtiyacı yoktur, kurumsal bir firmadır. Ama Selçuk Aydın’da bu zamana kadar kendi ayakları üzerinde durmuş, kimseye muhtaç olmamış bir kişidir. Kendi kazancımı yedim, kendi kazancımı sevdiklerimle paylaştım. Ben hayata dair bir şey konuşurken kimseye minnet etmem. Birisi eğer benim hayatımla, kariyerimle ilgili yorum yaparken kendisini çeki düzen vermeli. Hatır ve vefa benim için hayata dair en önemli olaydır. Ringe ilk çıktığım zaman içimde büyük bir heyecan vardı. Çünkü yapmak istediğim işi yapıyordum. Boksu bıraktığım zamanda heyecanını yitirmiş, biraz da küsmüş bir ruh hali içerisindeydim.
 
Herkes ‘Başarı’ İstiyor

TAKA: Trabzon ve boksun bağlantısı nedir, ne gibi işlere imza atılırsa daha iyi bir başarı sağlanır?

Selçuk Aydın​: Şehrimizin insanları karakter yapısı olarak biraz hırslı. Herkes bir şeyler başarmak istiyor. Bizim memleketimizin insanı ben kendi halimde kalayım demiyor. Herkes bir şekil sıyrılmak istiyor, bu dünyada bende varım demek istiyor. Halkımızın çoğunluğu da egoludur. Bu egoyu tatmin edebilmek içinde herkes bir şeyler başarmanın yollarını arıyor. Bizde aynıyız, mahalledeki birçok arkadaşımız da aynıydı. Sınırlı imkanları olan, memur aileleri. Televizyonda bizde bir şeyler izliyoruz, hedef belirliyoruz kendimize. Ben kendimi spora verdim, doğru bir tercihti. Sporda da bu hırsı sahaya sürüp, başarılı oldum. Dolayısıyla ben başarılı oldum ama benden önce kendilerini kanıtlamış ağabeylerimiz de vardı onları örnek aldık.
 
Başarılı İsimler Çıkıyor
 
Bizden sonra başlayan gençler bizi örnek aldı, böyle devam etti. Üzüm üzüme bakarak kararır misali Trabzon’dan başarılı boksörlerimiz çıkıyor. Trabzon’da boks denildiğinde en başarılı spor dalı olduğuna inanıyorum. Bu gençlerin en büyük kaygısı spor yaparken saygı görüyoruz, spor bittikten sonra ötekileştiriliyor insanlar. Ekonomik özgünlüğü de yoksa bu çocukların, hayata dair güzel bir iş kuramamışsa bu sefer içlerindeki hırsı başka alanlarda harcamaya başlıyorlar. Sorun da buradan kaynaklanıyor gençler hep bir özenti içerisinde. Ekonomik sıkıntılar, eğitim eksiklikleriyle beraberherkes bir mafya rollerinde. Kendi işinde gücünde olan insanlarında başını derde koyabilecek insanlar bunlar.
 
Gençlere Sahip Çıkılmalı
 
Devletimizi de çok iş düşüyor burada, gençlere sahip çıkmaları gerekiyor. Bugün toplumda işlenen bütün suçları psikolojik sorun yaşayan kişiler. İşsiz adam boş adamdır, boş işlerle uğraşır. Ya da içindeki egoyu tatmin edebilmek için kendini hep ispatlama peşine gidecek. Benim buradan gençlere söyleyeceğim bir hedefleri olsun. Kendilerini rüzgara bırakmasınlar. Bizim gençlerimiz maalesef oturalım, fazla yorulmayalım, oturduğumuz yerde hayatımızı idare edebilecek parayı kazanalım. Böyle bir dünya yok. Ben Dünya ve Avrupa şampiyonu oldum, bunun yanında da hırslı bir şekilde çalıştım. Trabzon’da benden daha yetenekli arkadaşlar da olmuş olabilir ama çok çalıştığım için ben başardım.

‘Benim sonumu menajerim hazırladı’

TAKA:  Boksu bırakmana neden olan olay nedir?

Enerjim Kalmadı Ve Yenildim
 
Selçuk Aydın​: Her şeyin bir sonu vardır. Güzel yerde bırakmak gerekiyordu. Fakat o dönemler artık yeter diyerek bıraktım. Ben hayatımı samimiyet üzerine kurmuş birisiyim. Bana biraz güler yüz gösteren kişileri samimi buldum. Menajerim de buna dahil. Fakat sonradan anladım ki bunlar benim elimdeki ekmeğe göz koymuş, ya da benim ışığımdan faydalanmak isteyen insanlar. Hak etmediğim bir şekilde yenilgi yaşadım. Bariz bir şekilde yenildim fakat o sonu hazırlayan insandan nefret ettim. Bir ay içerisinde bana 13 kilo düşerek müsabakaya çıktım. Doğal olarak da enerji kalmadı ve yenildim. Beni psikolojik olarak etkilemişti.
 
Kerem’den Avrupa Şampiyonluğu Bekliyorum
 
Bu sonu bana hazırlayan kişi menajerimdi. Benim kaybetmemi tabi ki istemezdi, çünkü ben kazandıkça oda kazanıyordu. Biz belli bir süreç içerisinde kilo düşerek maça çıkıyorduk. Fakat sistemin dışına çıkarak afaki bir kilo düştük. Moral olarak çöktüm, bu süreçten sonra 3 maç daha yaparak kariyerimi sonlandırdım. Bu süreden sonra salon açarak boks kulübü kurduk. Kardeşim Yalçın Aydın’ın nezaretinde sporcu çalıştırıyoruz. Son olarak Kerem Özmen’i Türkiye Şampiyonu çıkardık. Kendisinden ilerleyen aylarda Avrupa Şampiyonluğu bekliyoruz.

‘Mücadeleyi bırakmasınlar’
 
TAKA:  Sayısız şampiyonlukların var, işletme açarak kenara çekildin. Kemerlerini karşına aldığın zaman ne hissediyorsun, gençlere tavsiyen ne olur?

Selçuk Aydın​: Dediğim gibi samimi bir insan olmaktan ziyade duygusal  bir yapım var. Bunu bütün samimiyetimle söyleyeceğim madalyalarıma ve kemerlerime baktığım zaman ölüm geliyor aklıma. Bu kadar şey yaptık, çalıştık, didindik spor salonumuzda duruyorlar. Öncelikle herkesin birbirine saygılı olmalı lazım. Kendilerini olmadıkları gibi göstermeye çalışmasınlar. Hedefleri doğrultusunda da mücadele etsinler. Hayattan kopmasınlar, hayat çok kısa. Yaşadığımız günleri mutlu geçirmeye çalışalım. Sevdiklerimizle sevenlerimizle birlikte olalım. Bu hayatı daha yaşanılır, daha güzel hale getirelim.

‘Spor hala hayatımın her alanında var…’
 
TAKA: Bundan sonraki süreçte ne yapacaksın?

Selçuk Aydın​: Şu anda ticaretle uğraşıyorum. Bir fitness salonumuz var, yeni de bir otel sektörüne girdik. Söylediğim gibi sporcularımız var. Antrenörlük yapmıyorum sadece bir ağabey gibi takip ediyorum sporcuları. Kardeşim çok yetenekli bir antrenör. Ben şampiyon bir boksörüm antrenör değilim fakat yapabileceğimden eminim. Bundan sonraki yaşantımda huzurlu bir hayat yaşamak istiyorum. İşimizle uğraşıp ailemle vakit geçireceğim. Buradan özellikle değineceğim bir konu ise tecavüzcüler. 2-3 yaşında çocuklarımızın tecavüze, cinsel istismara uğradığı bir ülkede o yılanların başlarının ezilmesi gerekiyor.
 
Üzerimize Düşeni Bizde Yaparız
 
Tabi ki devletimizin polisi askeri var, insanların bekasını korumak için. Biz de güzel örnek olmaya çalışıyoruz ama bu şekilde topluma tehlike arz eden insanları da ya emniyete şikayet ederek, ya da o andaki şartlar gereğince müdahale ederek önüne geçeceğiz. Bu gibi haberleri duyarak bizim de psikolojimiz bozuluyor. İnsan bu hayatta onuru-şerefi ve namusu için yaşar. Bize bu cehennemi yaşatacak yılanların başını ezeceğiz.
Tahsincan Deveci