Mevcut durumun yetersizliğinin ve verimsizliğinin ekonomiye ve ilçeye verdiği zararları değerlendiren Markal 25 Yıldır ne yapıldı diye soruyor.

Karadeniz’den Payımıza Düşeni Almayı Başaramıyoruz

4 yüzyıl önce Seyahatname’ye limanı ve mamur (yani yaşam standartları en üst seviyeye geliştirilmiş) kent olarak konu olan Akçaabat’ımız bu özelliğini koruyabildi mi?

Akçaabat’ımız 1640 yılında yani 17. yüzyılda Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde
“… Burası Trabzon’a bağlı mamur büyük bir nahiyedir. Etrafında 100 kadar mamur köyler olduğundan bu vadide haftada bir pazar kurularak 10.000 kişi toplanır. Burada büyük bir liman vardır ki Karadeniz gemicileri arasında Polta Limanı demekle meşhurdur. Sekiz rüzgardan emin, demir tutar, güzel bir limandır. …Buralarda mamur köyler var. Ahalisi kayıklarla Trabzon’a gidip gelirler…” şeklinde anılıyor. Ya şimdi?

Çarpık kentleşme ve plansız yapılar deniz gelirlerimize zarar veriyor

“Şehir Planlamasının önemi burada bir kere daha karşımıza çıkıyor. Çarpık kentleşme sahil şeridi için sadece karada bir sorun değil elbette. Denizdeki ürün çeşitliliği ve verimini de doğrudan ilgilendiriyor. Başı sonu düşünülmeden yaptık oldu  projeler ve çalışmaların sonucudur geldiğimiz nokta. Günü kurtarmak diye bir tabir vardır. Akçaabat’ımıza böyle bakılmış yıllardır. Dolgu alanları, dalgakıranlar yapılırken işin inşaat kısmıyla ilgilenilmiş sadece. Kalıcı bir değerler üretilmemiş.”

Şeklindeki eleştirilerini dile getiren Markal biz insanı merkeze koyan bir sistem ile çalışacağız. Bizden sonraki neslin ihtiyacı da budur. Adayımız Akbulut’un projelerimiz ile ilgili en dikkatli ve titiz olduğu konu süreklilik, verim ve kalite. Bizim derdimiz sadece çöp toplamak, nikah kıymak, sosyal yardım yapmak değil. Biz kalıcı işler vaat ediyoruz.

AKBULUT’un DENİZ’den daha fazla faydalanmak amacıyla yaptırdığı çalışma

Belediye Başkan Adayımız Osman Akbulut şehrimiz özelinde yaptırdığı çalışmadan çıkan sonuca göre Limanımızı eski görkemli günlerine kavuşturarak bunun gelirlere yansıması için tez elden yapılacak işler var. 
  • Kıyı ekosistemi değişiminin  canlı çeşitliliği ve miktarlarına yansıması ile ilgili araştırmaların desteklenmesi ve Su Ürünleri Fakültesi ile işbirliğinin arttırılması.
  • Çıkan sonuçların en önemli paydaşı balıkçılarla paylaşıldığı yerel eğitimlerin düzenlenmesi.
  • Karadeniz sahiline kıyısı olan tüm ülkeler ile deniz ekonomisine katkı sağlayacak ürünlerin tespiti, ıslahı ve değerlendirilmesi konusunda işbirliği ortamı oluşturacak uluslararası bir sistem oluşturmalıyız. Bu bağlamda ilk adım olarak; mercan, balık yemi, yosun gibi deniz mahsullerinin ekonomik değer kazanma potansiyellerinin araştırılması.
  • Deniz mahsülleri ile ilgili çalışmalar yapılması.
Bunları yaparsak;
BALIKÇI BARINAĞI Projemiz anlam kazanır.
EKMEK TEKNESİ projemiz değer bulur.
MENDİREK Projemiz yeterlilik ile ölçülür.
Bizim derdimiz binalardan oluşan projeler zincirine takılıp kalmak değil, yaptığımız binaları bilinçli ve işinin ehli hemşerilerimize teslim edebilmek.
İhtiyaçlar dahilinde şatafattan uzak Türk Kültürü’ne yakışan, yeterli ve verimli, hizmet kalitesini arttırıcı, çalışma şartlarını kolaylaştırıcı yüksek kalitede işler yapacağız. 
Editör: TE Bilisim