Türk Patent Ve Marka Kurumu Başkanı Hemşerimiz Prof. Dr. Habip Asan, Kurumuna Değer Katmak İçin Ekibiyle Büyük Mücadele Veriyor.
 
İyi bir Trabzonlu ve iyi bir Trabzonsporlu. Aynı zamanda KTÜ Makine Mezunu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya gezisinde yer alan isim. Prof. Dr. Habib Asan’dan söz ediyoruz. O ekibiyle birlikte Türk Patent Enstitüsüne daha da değer katmak için gece gündüz mücadele veriyor. Hedefi kendisini bu göreve getiren Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’a layık olmak. Habip Asan’la özet olarak hem kurumunu hem Trabzon’u hem de Trabzonspor’u konuştuk. İşte Özeti:
 
TAKA: Kendinizden kısaca söz eder misiniz. Aileniz, çocukluğunuz, öğrencilik yıllarınız, iş yaşamınız. Prof. Dr. Habip ASAN kimdir?
 
HABİP ASAN: 1964 yılında Trabzon’da doğdum. 1979 Yılında Kabataş Erkek Lisesi, 1985 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. 1988–1993 yılları arasında Texas Tech Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamlayarak, 2007 yılına kadar Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Öğretim Üyeliği yaptım. 2008 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanlığına atandım. Prof. Dr. Aşkın Asan ile evli olup üç çocuk sahibiyim.
 
Türkiye’nin Markasını Büyüten Trabzonlu
 
TAKA: Sayın başkan, Trabzonlu ve iyi bir Trabzonsporlu olduğunuzu biliyoruz. Trabzonspor'un durumunu nasıl buluyorsunuz?
 
HABİP ASAN: Trabzonspor’un, bu sezonun ikinci yarısından itibaren sergilediği performanstan çok memnun olduğumu ve takımın geleceğinden de çok umutlu olduğumu öncelikle belirtmek isterim. Bana göre Trabzonspor’da uzun süre sonra ilk defa bu kadar doğru bir araya geldi. En güzeli de Trabzonspor yönetimi, futbol takımı ve bana göre dünyanın en coşkulu taraftarı arasında mükemmel bir birliktelik oluştu. Camiada bu son derece önemliydi. Bu sene şampiyonluk mücadelesi vermese de uyum sürecinden geçecekleri muhakkak. Trabzonspor’un önümüzdeki sezon şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacağına, hatta ve hatta milyonlarca taraftarının şampiyonluk kupası özlemine son vereceğini temenni ediyorum.
 
Dünyaya Hitap Edeceğiz
 
TAKA: Kurumunuzda uzun yıllar oldukça başarılı hizmetler vermektesiniz. En uzun süreli görev yapmaya devam eden bürokratlar arasında olduğunuzu da biliyoruz. Bu başarınızı siyasette de sürdürmeyi düşünüyor musunuz?
 
HABİP ASAN: Dirayet ve ciddiyetleri, milletimize ve ülkemize hizmet etmekteki samimi gayret ve muvaffakiyetleri, her türlü takdirin üzerinde olan Sayın Cumhurbaşkanımızın teveccüh buyurduğu görevi, en iyi şekilde yerine getirmek için azami gayret ve ciddiyet ile çalışmaktayım.  Şu anda tek konsantre olduğum konu Türk Patent’i daha yukarılara taşımak ve Patent de ülkemizi dünyanın önemli ülkeleri arasına sokmaktır. Gelecek ile ilgili Allah bize nasıl kapılar açar, bekleyip göreceğiz. Allah bizlere, ülkemize ve milletimize hayırlı işler yapmayı nasip etsin.
 
O İmza Çok Önemliydi
 
TAKA: Sayın Cumhurbaşkanımızın 10 Mart 2017 tarihinde Rusya’ya yaptığı ve ikili anlaşmaların imzalandığı ziyarette sizi de heyette gördük, açıklar mısınız?
 
HABİP ASAN: Kurumumuz iş ve işlemleri ile ilgili farklı ülkelerle zaman zaman ikili işbirliği anlaşmaları imzalamaktayız. Rusya’ya yapılan ziyaret heyetinde yer alma sebebim ise; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in refakatin da RUSPATENT ve TÜRKPATENT arasında işbirliğini protokolünün Rus mevkidaşım ile imzalanmasıydı.
 
Yöresel Değerlerimiz
 
TAKA: Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı olarak öncelikle bize fikri mülkiyet, sınai mülkiyet, patent, marka gibi kavramlar ve Kurumunuz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
 
HABİP ASAN: Düşünce ürünlerini koruyan sistem fikri mülkiyet hakları olarak adlandırılır. Fikri mülkiyet hakları telif ve sınai mülkiyet hakları olarak ikiye ayrılır. Sınai haklar düşünce ürünü ancak sanayiye uygulanabilen ve seri olarak üretilebilen ürünlerle ilgili haklardır. Bunlar teknik buluşları koruyan “patent”ler, ürünlerin estetik ve fonksiyonellik içeren görünümlerini koruyan “tasarım”lar, ve ürünlere kimliğini veren, kalite, servis, fiyat, güven gibi imajını ifade eden “marka”lardır. Bunlara bir de marka konusu kapsamındaki yöresel değerlerimizi oluşturan Erzincan Bakırı, Kayseri Pastırması, Rize Bezi gibi “coğrafi işaret”ler ile nanoteknolojik yenilikleri koruyan “entegre devre topografyaları”nı eklemeliyiz.
 
Türk Patent ve Marka Kurumu, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren ve ülkemizde sınai mülkiyet haklarının tescilinden sorumlu tek yetkili kuruluştur.“ Türkiye’nin fikri sermayesinin ve yenilik kapasitesinin artırılmasına katkı sağlayan, sınai mülkiyet alanında ulusal ve uluslararası politikalara yön veren bir kurum olmak” vizyonuyla “Sınai mülkiyet bilincini toplumun bütün kesimlerinde artırarak, sınai mülkiyet haklarının etkin korunmasına ve ticarileştirilmesine katkı sağlayarak, ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişimine hizmet etmek, sınai mülkiyet alanında uluslararası platformlarda etkin olmak” misyonuyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Kurumumuz sınai mülkiyet haklarının korunması ile ilgili tescil, takip, yayınlama, arşivleme, bilgilendirme, yönlendirme, ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile işbirliğinde bulunma vb. faaliyetleri gerçekleştirmektedir.
 
İlk 10’a Girmeliyiz
 
TAKA: Sınai mülkiyet başvurularında ülkemizin durumu nedir?
 
HABİP ASAN: Ülkemiz sınai mülkiyet başvurularında son yıllarda oldukça başarılı bir performans ortaya koymuştur. Geldiğimiz noktada başvuru sayılarına baktığımızda 15–20 yıl önce 1 yılda gerçekleştirilen başvuruların bugün birkaç hafta içerisinde yapılır hale geldiğini görüyoruz.
 
Başvurulardaki artış eğilimi sürmektedir. Patent başvurularında 2005 yılında 935 olan yıllık başvuru sayısı 2015 yılını tamamladığımızda 5512’ye ulaşmıştır. Sanırım sadece bu rakam artışın boyutunu göstermeye yeterlidir. Markada yılda 100.000 Tasarımda yılda 40.000 civarında başvurunun yapıldığı bir noktaya gelmiş durumdayız.
 
Aralık 2015’te WIPO tarafından yayınlanan Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri Raporuna göre, Türkiye dünyada ulusal patent başvurularında 15. sırada,  faydalı model başvurularında 7. Marka başvurularında 6. Tasarım başvurularında 4. sırada yer almaktadır.
 
Son dönemde inovasyon ekosistemi alanında yapılan çalışmalara baktığımızda,  ekonomik büyüklük ve nüfus avantajı da iyi kullanılırsa ülkemizin gelecek vadeden bir pozisyonda olduğunu söyleyebiliriz. Patent artış oranlarımızı değerlendirdiğimizde çok yakın bir gelecekte patent başvurularında dünyada ilk 10 ülke arasında yer almamız çok rasyonel bir hedef olarak önümüzde durmaktadır.
 
Farkındalık Yaratıyoruz
 
TAKA: TÜRKPATENT’in Önümüzdeki Döneme İlişkin Plan ve Projelerinden söz eder misiniz?
 
HABİP ASAN: Önümüzdeki dönem önceliğimiz Ocak ayında yasalaşan yeni Sınai Mülkiyet Kanunu’nun bize verdiği görev ve yetkiler çerçevesinde belirlediğimiz hedeflerimizi gerçekleştirmeye odaklanmak olacaktır.
 
Diğer taraftan İstanbul Borsası ile işbirliği içerisinde yürüttüğümüz, patentlerin piyasada kolayca alınıp satılmasına imkan sağlayacak olan Patent Borsası’nın kurulmasına yönelik çalışmaların hızlandırılmasına destek vereceğiz ve Sınai Mülkiyet Kanunu ile kuruluşunu resmen gerçekleştirdiğimiz Sınai Mülkiyet Akademisinin faaliyete geçmesi için çalışacağız. Ayrıca Kurum olarak, ülkemizde sınai mülkiyet farkındalığının artırılması ve sınai mülkiyet bilgisinin yurt çapında yaygınlaştırılması sorumluluğumuz doğrultusunda belirlemiş olduğumuz hedef kitlelere göre özel olarak geliştirilmiş pek çok farkındalık etkinliği düzenlemekte ve projeler yürütmekteyiz.
 
n KOBİ’lerimize yönelik olarak geliştirdiğimiz en önemli proje Hezarfen Projesi’dir. KOBİ’lerimizin inovasyon kapasitelerinin arttırılması amacıyla oluşturulmuş olan bu proje, KOBİ’lerin rekabet güçlerini ve verimliliklerini artırmalarını, sınai mülkiyeti stratejik olarak kullanabilmelerini, rakiplerini tanımalarını ve analiz etmelerini sağlamaya odaklanmıştır. İlk uygulamasını Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde gerçekleştirdiğimiz projeyi yıllar içerisinde ASO Sincan OSB’de, Konya, Gaziantep, Kocaeli, Eskişehir, Kayseri, Antalya, İzmir illerimizde uyguladık. Sektörel uygulamalarını ise medikal sektörüne yönelik olarak Ankara ve İzmir’de, tekstil sektörüne yönelik Denizli’de, deri sektörüne yönelik İstanbul’da gerçekleştirdik. Projenin geliştirilerek devam ettirilmesi yönündeki çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
 
Bürokratlara Daha Fazla Görev Düşüyor
 
TAKA: Son olarak neler söylemek istersiniz?
 
HABİP ASAN: Her şeyden önce böyle bir imkân verdiğiniz için teşekkür ederim. Ülke olarak uzun ve ince bir yolda yürümekteyiz. Tam bir hukuk devleti olan, demokrasinin daha ileri bir seviyeye ulaşması, muasır devlet olma hedefine ulaşmada biz bürokratlara daha fazla görev düştüğü kanaatindeyim. Bu konuda bizlere verdiğiniz değerden ve gösterdiğiniz ilgiden dolayı tekrardan teşekkür ederim. Her yeni bir günün daha güçlü bir Türkiye olması dileğiyle, sizlere de başarılar dilerim.
 
TACETTİN ÇEBİ