Yok arkadaş! Bunların laflarıyla kuyuya inip kimse kimseye boş yere düşman olmasın!
Şimdi ne demek istediğimi uzun uzun yazardım da gerek yok!
Neredeyse hepinizin bir akıllı telefonu mevcut!
Açın G20 zirvesi fotoğraflarını…
Resimleri büyüterek Trump’a, Selman’a, Putin’e ve diğerlerine bakın…
İyice bakın…
Anlarsınız!
 
Anlayamadığım, malum Esad bize düşman… Dolayısıyla Suriye bize düşman!
Ve askerlerimize saldırmaktalar. Ama aynı Suriyenin Suriyeli vatandaşları bizim ülkemizde elde karton bardak keyifle cirit atmakta!
Komşularımızdan en çok Rusya ile yakınız ve onlardan S-400 savunma sistemlerini alıyoruz ama aynı  Rusya, Suriye’de Esad’ı destekliyor.
Biz ABD ile müttefik halinde ortaklaşa hareket edip Esad’ı devirmeye çalışıyoruz ama ABD S-400’leri alamazsın diyor.
Libya durduk yere hava sahasını Türk savaş uçaklarına kapatıyor!
Akdeniz ciddi ciddi düğüm olmuş durumda!
 
Peki biz ne yapıyoruz?
Erleri terhis edip, bedelli medelli diyerek Türk Ordusunu küçültüyoruz!
Harbi anlayamıyorum!
 
Yıl oldu 2019
Ama hep aynı oyun!
Gerici Fatih Tezcan gibiler, Atatürk’e, başı açık yobazlar da“Kara Fatma “diyerek başörtülülere saldırıyor.
Yeminle iki türden de bıktık gına getirdik!
Ne zaman anlayacaklar artık bu zihniyetlerin modasının geçtiğini?
 
Ekrem İmamoğlu’na 800.000 bin fark attıran sebepler:
1- Uslup (Daha önce de yazdım. Bu seçimi üslubu sevgiye yönelik olan kazanır diye. Evet siyaset propagandalar üzerinden yürür.  Hatta kara propagandalar üzerinden Ama artık insanlar geren, ötekileştiren, kıran, kırılan demeçlerden bıkmış durumda. İnsanlar sevmek, sevilmek istiyor.)
 
2- Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’nun Trabzonlulara Pontus deyişi!  Akabinde iyi yönetilemeyen kriz durumu. Göksu’nun inkarıve özür dilememesi. Kabul edelim büyük bir hataydı! Hatta AK Partiye İstanbul’u kaybettiren en büyük hata diyebilirim. Çünkü karşı aday Trabzonluydu!
 
3- Ak Parti Teşkilatlarının küskünlerle dolu olması! İlçe Başkanlarının ve yönetimlerinin yanlı ve yanlış tutumları. Teşkilatta yaşanılan olayların hiç birinin ama hiç birinin koltukları kaybetme uğruna yukarıya aksettirilmemesi, adeta toz pembe tabloların çizilmesi ( Eskiden Padişahlar tedbiri kıyafetler giyerek halkın arasında dolaşırlarmış. Keşke Recep Tayyip Erdoğan da bunu yaparak teşkilatın içine girse. Girse de gerçekte teşkilata emek verenlerin halini, özellikle teşkilatın ana damarı olan ama ana kademeler tarafından küçümsenilen Kadın Kollarına uygulanılan haksızlıkları görse! )
 
4- Yanlış yürütülen sosyal medya kampanyası (Bunu da yazmıştım. Gerçekten çok kötüydü kampanya. Özellikle -Çaldılar- hastagı üzerinden yürütülen kampanya… Ters tepti!)
 
5- Gençler…( Ekremİmamoğlu gençlerin üzerinden yürüttü seçim kampanyasını. Ak Parti; emekliyi, öğretmeni, memuru vs düşünürken hafife aldı gençleri.  Önümüzde ki Genel Seçimi kazanmak isteyen gençlerin isteklerini, düşüncelerini, hayata bakış açılarını dikkate almalı. Sonuçta adı üstünde gençler! Onları kısıtlamaya yönelik tüm düşünceler,geri adım atmalarına sebep olacaktır. Gençliğinizi düşünün. Müdahalelere verdiğiniz tepkileri, isyanları… Onlar da öyle yaptılar)
 
Ve atlanılan etken: Türk Milletinin genel yapısı…
Bu seçimde sağ, sol, Cumhuriyetçi yada muhafazakar duruş yoktu.
Burada mağdur edilmiş durumda görünen bir aday vardı.
Unutmayalım ki; Türk Milleti daima mağdurdan yana olmuştur.
Ve İmamoğlu elinden alınan mazbatasıyla seçmenin gözünde mağdur durumuna düştü.
 
Aynı durumu Binali Yıldırım yaşasaydı bu defa seçmen onun ardında durarak kazanmasına sebep olacaktı.
Olmadı…
Aslına bakarsanız; biz hep siyasetçiler sanıyoruz ama son sözü daima halk söylüyor.