İkinci devre alınan puanları değerlendirenler de genellikle yapılan isabetli nokta transferlerin etkin rolü olduğu konusunda ortak bir kanaat hâkimdi. Bu transferlerin belli oranda oyun şekline etki etmiş olsa da bir kısım görüş sadece pozisyonların golle sonuçlanmış olması başarıyı getirdi iddiasında idi. Geriye dönüp baktığımızda her iki görüşe de hak vereceğimiz birçok maç örneğini bulabiliriz. Örneğin Avrupa için çok önemli maçta küme düşen Adana’ya karşı oynanan futbolla, onun birkaç hafta öncesi Antalya’dan alınan üç sıfırlık net galibiyette tüm pozisyonların gole çevrilmiş olması gibi.
        
Ancak ben bu örneklerin dışında vereceğim iki örneği hep beraber düşünüp nere koyacağımıza karar verelim. Birincisi Büyükşehir maçının ilk devresi oynanan futbol ile ikincisi cumartesi oynanan Fener maçının ikinci devresinde oynanan futbol. Enteresan olan bu takım birini ilk devrede diğerini ikinci devrede oynuyor. Üstelik de bu oyunu ligin en güçlü takımlara karşı oynayabiliyor. Her iki devrede oynanan futbolu göz önüne getirirsek şunları görürüz. Her iki oyun şeklinin birincisinde gol bulamamış olmasına rağmen gol için yapılması ne gerekiyor ise tümünü sahaya yansıtmış bir Trabzonspor var.
        
Sorulması gereken soru eldeki birçok eksiği olan kadroyla zaman zaman da olsa bu futbol oynanabiliyor ise bunu devamlı hale getirmenin önünde olası engeller ne ise onları ortadan kaldırmanın yollarını bulmak hep birlikte görevimiz olmalıdır. Bunun için elbette başta transfer ve de mutlak istikrar sağlayacak tam destek gerekiyor. Transferde eğer bu oyun şeklini dikkate alarak hareket edecek isek orada son vuruşlardaki zaafımızı giderecek özellikte bir santrfora mutlak ihtiyaç var. Ellinci yılda iddialı olabilmemiz bu oyun şeklini daha ileri taşımamız ile ancak mümkündür. Bunun için Deniz Türüç gibi gelişmesi beklenecek futbolcu yerine örneğin Osmanlı’da ki Ndiaye ya da Büyükşehir’deki Edin Visca gibi direkt katkı yapan futbolculara öncelik vermek gerekir.
        
Sonuç olarak bir doksan dakikanın yarısında yokları oynayıp diğer yarısında yüreklere su serpen futbol oynama ikileminden kurtulmamız gerekir. Fener maçı örneğinde olduğu gibi. Ben sadece bu ikilemin iyi yönünü ele aldım. Elbette diğer boyutunda ele alınabilecek birçok çözülmesi gereken sorunlar var. Eğer bu işin başında istediği zaman oynayan bir ruh hali hâkim ise işimiz bir hayli zor olacak demektir. Sezon sonu geldi transfer politikası hangi anlayış doğrultusunda yapılacağını hep birlikte yakında göreceğiz. İyi haftalar.
        
ÖZEL NOT: Ligden düşecek üçüncü takım Rize-Alanya maçı ile bizim Bursa ile yapacağımız maçların sonuçlarına bağlı. İster misiniz Bursa’yı şampiyon yapan takım olduğumuz gibi onun kümeye gitmesine sebep olan takım yine biz olalım. Önümüzdeki Cumartesi saat 17.00’da oynanacak maçlarla hepsi belli olacak. Bekleyip göreceğiz.