TS’da Kongre tarihi resmileştikten sonra,adaylar belirginleşmeye başladı. Aday sayısı 3’ü geçtiğine göre artık gerisini sıralamaya gerek kalmamıştır. Aday olmak elbette demokratik bir hak ve cesaret işidir. Ama asla uyanıklık işi olmamalıdır. Adayım diyen kişinin,mali ve idari yönden kötü durumda olan TS’u bulunduğu kötü ortamdan kurtarmak için projeleri olması gerekir. “Siz beni seçin,ben yapacağıma inanıyorum” demek yetmez. Sorunlardan birincisi Mali tablodur. Örneğin TS’un bugün kredi alması için Yöneticilerin şahsi kefaleti gereklidir. İddia ya göre Haziran’da en az 40 Milyar sıcak paraya ihtiyaç var. Buna göre,ya başkan adayı cebinden koyup alacak,ya da bu parayı karşılayacak kendi  ya da başkasına ait mal varlığını teminat göstermesi gerekecek. Elbette bu yorumdan şu sonuç çıkmamalı “TS’ye paralı başkan lazım” Bu fevkalade yanlış sonuç olur. TS’ye Başkan olacak kişinin kendi parası ve malı olmasa da bunu temin etme becerisi varsa,sonuçta TS’ye sıcak para geleceğinden,amaç hasıl olmuş olur. Bu sıcak para bulunmaz ve yabancıların parası ödenmez ise,bırakın uzlaşarak ayrılmayı,yabancılar serbest kalacakları gibi,onlar memleketlerinde yan gelip yatarken sözleşmelerindeki bedelleri de ödemek zorunda kalırız. Ve elbette ki transfer yapmak da imkansızlaşır. Diğer konu idaridir. Trabzonspor’un acilen profesyonel ellere teslim edilmesi gerekir. Her ne kadar Dernekler Kanunu ve Tüzük gereği “muhasip” ve “genel sekreter” yöneticilerden seçilmekte ise de,bunun çok sağlıklı olmadığı açıktır. Kendi işyerinde dahi, kendi muhasebesini tutmaya cesaret edemeyen insanlara onlarca trilyon teslim edilmektedir. TS’un muhasebe departmanının derhal özelleştirilerek, bir SMM ve YMM lik bürosuna devri gerekir. Başkanın veya Yöneticinin istediği gibi değil,yeni TTK kapsamında her üyenin kolayca ulaşabileceği ve sorgulayabileceği,şeffaf ve kurallara bağlı muhasebe sisteminin oluşturulması gerekir. Başkan ve Yönetimin aylık ve yıllık harcama kotaları,bu muhasebe büroları tarafından belirlenmeli,başkanın ve yönetimin kendisine bu büroca verilecek harcama oranlarını aşması Tüzük ile engellenmelidir. Harcama kotalarını aşan Başkan ve Yönetici hakkında şahsi sorumluluk Tüzük’te düzenlenmelidir. TS sekretaryasının da,yine sabah mesaiye başlayıp,mesaide sınır tanımayan bir düzene kavuşturulup,profesyonel ellere devredilmesi gerekir. TS’ye genel sekreter seçilen biri, gündüz kendi özel veya resmi işlerinden artan zamanı genel sekreterliğe ayırmakla, bu devasa sorunların altından kalkamaz. Muhasip ve Genel Sekreterin görevi,bu profesyonelleri denetlemek ve Yönetimle profesyoneller arasında köprü olmaktır. Türkiye’de kulüplerin bir diğer sorunu ise Başkan,Asbaşkan ve Yönetici  sorunudur. Başkan camiaya yakışan temsil yeteneği olan ve alt kadroların kararlarına saygılı,tıkanan sorunlarda çözüm üretme bilgi ve sosyal yapısına sahip kişi olmalıdır. Asbaşkan,Teknik Kadro,Muhasebe ve Genel Sekreterliğin hazırladığı profesyonel raporları,Başkan,Yönetim ve Teknik Heyetle paylaşacak,buna göre yol haritası çizmeye katkıda bulunabilecek bilgi ve beceride olması gereken kişi olmalıdır. Yönetici ise,profesyonellerin hazırladığı tablolara katkı sağlayabilecek ve yönetime gelirken tercih edilmesine neden olan yeteneğini,yönetimde yerine getirmeye çalışan,kişi olmalıdır. Şimdi tekrar sormalıyız. Neden Başkan ya da Yönetici olmak istiyorsun? Birde TS’nin tüzüğünü üç-beş kuruş hesabı ile geçirmeyenler,şimdi çıkan aday sayısına bakıp kendilerine hiç vebal çıkarıyorlar mı? O tüzük geçseydi,bugün adayım diyenlerin kaçı aday olabilirdi. Siz hiç GS,FB,BJK’de 5-6 aday duydunuz mu? O kulüp üyeleri,bizim adaylardan daha mı cesaretsiz. Yoksa bizde mi bir sorun var.

Editör: TE Bilisim