Terörle mücadeleden başarı ile çıkıp ticaretin başkentinde göreve başlayan Trabzonlu Vali Hüseyin Aksoy’la konuştuk:
 
Yıllarca kaymakamlık yaptıktan sonra turizm merkezi Muğla Valiliği ile valilik görevine başlayan Trabzon Köprübaşılı hemşehrimiz Hüseyin Aksoy Mersin, Samsun ve Diyarbakır Valiliği’nden sonra sanayi kenti Kocaeli’de de başarılı devlet adamlığını ve halkla olan diyaloğunu en üst noktaya çıkararak hizmetlerini sürdürüyor. Kocaeli Valiliği’nde Taka Gazetesi’nin yayın kurulu üyeleri olarak ziyaret ettiğimiz Hüseyin Aksoy ile terörle mücadeleyi, hendek savaşlarını, yeni görev yerindeki sanayi ve ticaret yatırımları ile ARGE faaliyetlerini konuştuk. İşte bir saatlik röportajın özeti;
 
Diyarbakır Tarihinin En Sıkıntılı Süreci
 
AKSOY: 2001, 5 Kasım’da Muğla’da Valiliğe başladık. Sonrasında Mersin, Samsun Diyarbakır şimdi ise Kocaeli. 17’inci yılın içerisindeyim.
 
TAKA: Herhalde sizde en çok iz bırakan Diyarbakır’dır.

 
AKSOY: Diğer görev yaptığım yerlerde 4 yıl 3 ay-4 yıl 4 ay gibi görev süreleri oluştu. Diyarbakır’da 2 yıl 9 ay kaldım. Ama önceki toplam 13 yıla yakın bir ağırlığı yükü omuzlarımızda hissettik. Çünkü Diyarbakır’da ben 22 Eylül 2014 tarihinde göreve başladım. Başladıktan yaklaşık 15 gün sonra kamuoyunda ‘6-7 ekim olayları-Kobani’ bahanesiyle başlatılan olaylarla karşılaştık. Sonrasında Diyarbakır’da da terörün her boyutunu farklı şekillerde yaşadık. Yani Diyarbakır tarihinin belki en sıkıntılı süreci benim görev dönemime denk geldi.
 
Güvenlik Birimlerimiz Ateş Etmedi

 
AKSOY: Bu süreçte terörle mücadelede güvenlik birimlerimizin büyük bir hassasiyetle operasyonları yürütmesi orada vatandaşın provoke edilmemesi noktasında çok ciddi bir katkı sağladı. Çünkü biz teröristle vatandaşı ayırdık. Yeri geldi güvenlik birimlerimiz vatandaşa zarar vermeme adına her türlü hassasiyeti gösterdi. Güvenlik güçlerimiz arkadaşını şehit verdi ama vatandaşa zarar vermedi. Çünkü sivil vatandaş arasından gelip ateş eden terörist gruba ateş ettiğinde sivil vatandaşlar zarar görür düşüncesiyle güvenlik birimlerimiz ateş etmedi.
 
Hassasiyet İçerisinde Terörle Mücadele Yürütüldü
 
AKSOY: Dolayısıyla böyle bir hassasiyet içerisinde terörle mücadele yürütüldü. Terör örgütünün istediği sivillerinde ölmesi, çocukların, kadınlarında ölmesi. Bunlar üzerinden halk provoke etme beklentisiydi. Bu gerek kırsalda yürütülen operasyonlarda gerekse kent merkezinde başta sur ve Silvan olmak üzere yürütülen operasyonlar da aynı hassasiyet gösterildi. Dolayısıyla onlarında provoke edebilecekleri hiçbir malzeme onlara verilmedi. Sur içerisinde de son döneme kadar bölgede 9 tane çocuğu bir evde tutmaya devam ettiler.
 
Halkı Provoke Edebilir Miyiz Beklentisi
 
AKSOY: Onların beklentileri oraya bir patlayıcı gelir ve orada çocuklar orada yaşamını kaybeder ve onun üzerinden halkı provoke edebilir miyiz beklentisiydi.  Ama güvenlik güçlerimiz bu noktada büyük bir hassasiyet gösterdi ve onları bu noktada beklentilerine hiç fırsat verecek bir davranışta bulunmadılar. Dolayısıyla hassasiyet içerisinde yürütülen bir terörle mücadele çalışması oldu. Hem hukuk dışına çıkmadan devlet olmanın sorumluluğu içerisinde uluslararası kurullara da uygun bir terörle mücadele anlayışı çalışması yapıldı.
 
TAKA: Başarı da oldunuz… Çünkü şuradan bakıyorum ben, Hüseyin Aksoy Diyarbakır’a gittiğinde yakasındaki Türk bayrağından rahatsız olan sempatizanlardan, siz oradan ayrılırken Diyarbakır’da artık ‘Devlete sempati duyan’ bir topluluk hakim oldu. Orada dik duran hemşerimizi görmek bizi gururlandırdı.
 
AKSOY: Tabi zor şartlarda görev yapacaksınız hem de halkın memnuniyetini sağlayacaksınız bu kolay bir şey değildi. Ben Diyarbakır’da göreve başladığımda ziyaretime gelen sivil toplum örgütleri daha önce görev yaptığım mersin, Samsun gibi kentlerdeki kendi tanıdıklarıyla dernekteki arkadaşlarıyla sohbet ettiklerinde ‘sayın valim’ dediler, ‘Sizle ilgili hep olumlu şeyler duyduk.. Mersin’i aradık iyi dediler, Samsun’u aradık başarılıdır dediler’ onlara dedim ki ‘inşallah Diyarbakır’dan ayrılırken de bizler hakkında iyi düşünceleri sizlerde ifade edersiniz.
 
Kararlı Duruş Sergilediler
 
AKSOY: O da nasip oldu. Çok zor bir dönemde görev yapmamıza rağmen oradan ayrılırken  gerek sivil toplum örgütleri gerek STK’lar içerisindeki insanlar, vatandaşlar bu konuda gerçekten bize karşı bizim şahsımızda devlete karşı olan saygılarını, iyi niyetlerini hep ifade ettiler. Bunun da temelinde dediğim gibi biz herkesi dinledik herkese kapımızı açık tuttuk ve teröristle vatandaşı ayırdık. Bu hassasiyeti gösterdik en temel 2 unsur buydu. Terörle mücadelede sayın cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın kararlı duruşu içişleri bakanımızın kararlı duruşu sağduyulu bölge insanını da bu noktada ciddi anlamda desteklemesi ve memnuniyeti gibi bir sonucu da ortaya getirdi.


 
Onurunu Yaşıyoruz
 
AKSOY: Özellikle bölge insanı terörle mücadelenin devam etmesini istedi. Çünkü bir daha terörle mücadelede zafiyet oluşur ve yeniden çözüm odaklı bir görüşme süreci başlarsa artık bölgede tekrar sağduyulu vatandaşların yaşama şansı olmayacağı kanaatini de oradaki vatandaşlarımız zaman zaman bizlerle paylaştılar. O anlamda zor bir dönemdi zor bir süreçti. Geriye dönüp baktığımız da o zor dönemde Diyarbakır’da görev yapmak bize nasip oldu. Böyle bir görevi yapmış olmanın da onurunu yaşıyoruz.
 
Görevden Uzaklaştırıldı
 
TAKA: O bölgede bir çok belediye kayyuma devredildi. Belediyelerin halka hizmetten ziyade örgüte yardım etmeleri gerekçe gösterildi. Şimdi ise belediyecilik anlamında inanılmaz çalışmalar var. Bu hizmetin halka da çok olumlu yansıyacağını, bu durumun bir şeyleri değiştireceğine inanıyor musunuz?
 
AKSOY: Kayyum neden atandı, belediye başkanı, bazı belediye meclis üyeleri de dahil terör örgütüyle ilişkisi varsa terör örgütüyle ilişkisinden dolayı hakkında soruşturma açıldıysa, görevden uzaklaştırıldı ve onun yerinde de kayyum atandı. Diyarbakır’da kayyum atanmayan belediyeler de vardı yani oradaki belediye başkanıyla ilgili somut terör örgütüyle ilgili soruşturma konusunda bir boyuta taşınmadığı için yapılmadı. Yapılan yerlerde genelde kaymakam ve vali yardımcısı arkadaşlarımız kayyum olarak atandı. Bazı büyükşehirlerde valilerimiz bu görevi de yürütüyor.


 
Büyük Bir Gayretle Çalışıyorlar
 
AKSOY: Gerçekten büyük bir gayretle çalışıyorlar. Birincisi kaynaklar hizmete dönüştürülüyor. Öncesinde de doğrudan terör örgütüne para aktarımı konusunda somut bir tespit yok ama dolaylı şekillerde ya iş yapan müteahhit üzerinden terör örgütünü destekleyen bir takım süreçlerde yapılan çalışmalarla ortaya çıktı. Ama yeni atanan kayyum arkadaşlarımız bu konuda halkın taleplerini de alarak ve onlara dönük olarak önemli çalışmaları yapmaya devam ediyorlar.
 
14 Tane Organize Sanayi Bölgesi Var
 
TAKA: Turizm merkezlerinde de çalıştınız fakat şuan sanayinin içerisine geldiniz. Kocaeli Organize Sanayii olan bir kent Türkiye’nin lokomotifi. Çok çalışma yapıldı bu bölgede Gebze, Kocaeli… Önümüzdeki sürece yönelik Türkiye’nin özellikle gerçekleştirmiş olduğu yeni hamlelerde Kocaeli’nin ön sıralardaki koşusu devam edecek sanırım…
 
AKSOY: Kocaeli’nde şuanda 13 tane faal 1 tanede kurulma aşamasında 14 tane organize sanayi bölgesi var. Toplamda baktığınızda 107 bin sadece organize sanayi bölgelerinde çalışan var. Tabi organize sanayi bölgelerinin dışında da küçük sanayi sitlerinde veya yine sanayi olarak kullanılan OSB’lerin dışında da irili ufaklı çok sayıda sanayi kuruluşu var. Burada otomotiv sektörü başta olmak üzere, otomotiv sektörüne parça üreten farklı işletmeler var bunlara baktığınız da çok ciddi üretim yapan ancak OSB içerisinde olmayan firmalar söz konusu.
 
Türkiye Ekonomisine Katkı
 
AKSOY: Nüfus itibariyle baktığımız zaman Kocaeli Türkiye’de 10’uncu büyükşehir. 1 milyon 883 bin nüfusu var. Ama ekonomik verilere baktığımızda birçok noktada ilk 3’te. 2017 maliye bakanlığının açıkladığı vergi gelirlerine baktığımızda Kocaeli İstanbul’dan sonra en fazla vergi tahsilatı yapılan il. 69 milyarlık bir vergi burada tahakkuk ettik ve tahsilatı yapıldı. Dolayısıyla belediye hizmetlerinde de bunun olumlu yansıması var. Türkiye ekonomisine sağladığı katkılar var.
 
Bilişim Vadisi Projesine Başlandı
 
AKSOY: Burada özellikle ARGE inovasyon konusunda da belirli bir alt yapı başlatıldı. 90 tane AR-GE merkezi var Kocaeli’nde 8 tane tasarım merkezi var. 3 tane teknoloji geliştirme bölgesi var. TÜBİTAK’ın önemli kurumları Gebze’de. Marmara araştırma merkezi var diğer bazı kuruluşları burada. Bir de burada bilişim vadisi projesine başlandı şuanda 1’inci aşaması. Bu sadece kocaeli’nin değil Türkiye’nin de bilişim konusunda çok önemli ve vizyonel bir projesi. Birinci etabı tamamladı şimdi orada belirli kuruşlar gelip yerleşmeye başladı. Bu bilişim vardisi ABD’deki Silikon Vadisi benzeri bir çalışma da burada yapılması planlandı ve devam ediyor.
 
Potansiyeli Olan Hareketli Bir Şehiriz
 
AKSOY: Kocaeli İzmit Körfezi’nde 35 tane liman var. 35 limanı tek liman olarak gördüğümüzde türkiyede 73 milyon tonla 1’inci sırada yer alıyoruz. Böyle bir ekonomik hareketlilik var. Sanayicimizin de, yatırımcılarımızın da burayı tercih etmesinin en temel nedenlerinden biride budur. Tarımsal anlamda da belirli potansiyeli olan bir kent, turizm anlamın da belirli potansiyeli olan bir kent ama ağırlıkta sanayi öne çıktı. Ama diğer sektörlerde de belli bir potansiyeli olan hareketli bir şehiriz.
 
Yabancı Bir Takım Güçler
 
TAKA: Güneydoğu’da keza sizin döneminizde yaşananlar ne kavgasıdır. Kürt-Türk kavgası mıdır? Yoksa Batı’nın Türkiye üzerinde yürüttüğü bir kavga mıdır?
 
AKSOY: Sağ duyulu bölge insanının ayrılıkçı bir düşüncesi olduğu kanaatinde değilim. İçlerinde az sayıda bu zihniyette olanlar olabilir. Ancak genelde farkında olmadan yabancı bir takım güçler tarafından yönlendirildiği kanaatindeyim. Türkiye özellikle son yıllarda demokratikleşme adına bir takım yasal çalışmalar iyileştirmeler yaptı. Bir çok noktada talep edilen hemen hemen her şey karşılandı. Karşılanmayan hemen hemen bir şey kalmadı. En son dile getirdikleri ana dilde eğitim konusu. Ana dilde eğitim konusunda aslında mevzuatımız da da belli bir oranda yer verildi. Yani bir özel okul ‘ben anadilde eğitim yapmak istiyorum’ diye müracaat ettiğinde mevzuatımız da bununla ilgili açık hüküm var ‘açılabilir’ standartları belli.
 
Provokasyon Yapma Girişimleri Vardı
 
AKSOY: Fakat onların derdi anadilde eğitim yapmak değil, bunun üzerinden halkı provoke etmek. Eğitim öğretim yılı başında uygunsuz bir binaya gidip ‘biz burada  anadilde eğitim yapıyoruz, burası okul oldu’ deyip çocukları oraya alma, çocukları okuldan uzaklaştırma teşebbüsleri oluyordu. Milli eğitimin standartları bellidir. Sınıf büyüklüğü kaç metrekare olacak, bir öğrenci başına kaç metrekare alan düşecek bunlar bellidir. Bu standartları taşımadan herhangi bir binayı ‘biz okul yapıyoruz’ söylemi içerisinde getirip okul yapmak ve bunun böyle olmayacağını bildiği halde onun üzerinden provokasyon yapma girişimleri vardı.
 
TAKA:  Diyarbakır’daki olaylarda yakalanan teröristlerin içerisinde yabancı ajanlarla hiç karşılaştınız mı? Devlet bunları izleyebiliyor mu?
 
AKSOY: Evet vardı. Yabancıların ilgisinin çok yoğun olduğu bir noktaydı. Devlet izleyebiliyor, kim geliyor, kim gidiyor, kimle görüşüyor. Bunlar mutlaka biliniyor ama sonuç olarak tabii ki Türkiye demokratik bir ülke gelip görüşmeler gerçekleştiriliyordu.
Zeki SANCAK