TÜRKÜLERİN ÇALINIP SÖYLENDİĞİ BİR AİLE
Evin her köşesinde şarkıların türkülerin çalınıp söylendiği bir ailede doğar ve büyüme serüveninizi böylesine hoş bir ortamda sürdürürseniz, benim gibi müziğe olan ilgiyi, içinde taşıdığın coşkuyu müzikle bir araya getirmek kadar doğal ne olabilir ki? Onun için “Müzik ile olan ve her geçen gün de artan yolculuğum böyle başladı” diyebilirim. Annem her fırsatta bağlamasını alıp türküleri öğretir, terennüm ettirirdi bize. O’nun müzik ile olan yolcuğuma katkısı çok büyüktür. Saygı duyan, katkı veren mükemmel bir ebeveyndir. Hele hele müzik konusunda. Anlatmak istediğim müzik ile olan haşır neşirliğime anamın da, babamın da katkısı çok ama çok büyüktür. Verdiğim kararlara her zaman saygı duyan, destek koyan bir baba olmuştur.
SERÜVEN TRT’DE ÇOCUK KOROSU İLE BAŞLADI
Türk Sanat ve Türk Halk Müziği’nin en mükemmel okulu olan TRT’de Çocuk Korosu’yla başlayan müzik eğitimim, Güzel Sanatlar Lisesi, ardından Bilkent Üniversitesi’nde opera-şan ve İTÜ’de de Müzikoloji ile devam etti. Türküleri yörelerine göre ayırmadan seslendirmeyi, her yörede başka bir tat bulmayı seviyorum. Piyano ve flüt çalıyorum. Yeni yerler keşfetmenin hazzını hissetmek gibi bir şey müzik yapmak.
AĞABEYİMLE TÜRKÜ SÖYLEMEK KEYİF VERİYOR
Ağabeyim ile müzik yapmak, şarkılar söylemek, hani denir ya, “Bazı şeyleri anlatmak zordur. Yaşanırken alınan hazzı ifade edecek kelimeleri bulmak gerekir” O’nunla türküleri düet yapmak öylesine zevk ve şevk verici ki! Dedim ya, kelimelere dökülmesi zor! Her fırsat bulduğumuzda, müzik yapmak, eser üretmek için birbirimize şevk veriyor, olağanüstü bir çaba gösteriyoruz. “Çok yakında güzel bir eseri daha seslendireceğiz” dersem, bunu sürpriz saymayın. Çünkü işimiz müzik ile üretmek bizim. Ekranlarda da farklı bir proje ile izleyenlerimiz, sevenlerimiz ile buluşacağız.
SÜMER EZGÜ İLE SİLİNMEYECEK HATIRAMI UNUTAMAM
Türk Halk Müziği’nin ben diyeyim “Usta”, siz söyleyin “Deha” sanatçısı Sümer Ezgü ile 7-8 yaşlarındaki iken Trabzon’da yolumuzun çakışmasını unutmam ne mümkün! Bir konser için geldiği Trabzon’da kendisi ile tanışmam da, “Büyüdüğüm de sizinle türkü söyleyeceğim” demem, müzik sevdamda kendime koyduğum hedefleri daha çocuk yaşta kararlaştırmış olmamdan başka ne olabilirdi ki? Sayın Ezgü, gülümseyerek bana sarılmış ve “İnşallah” demişti.O “İnşallah” sözünden aldığım cesaretle 20 yıl sonra Sümer Abi’yi arayarak, “Küçük kız büyüdü. Sizinle türkü söylemek istiyor” dedim. “Bir Fırtına Tuttu Bizi” türküsünü birlikte söyleyerek, silinmeyecek bir hatırayı böylece kayda geçirdik.
FINDIK VE ÇAY
Soruyorlar bana, “Fındığı, çayı sever misin?” diye. Severim hem de herkesten çok severim, toplamak yetmez söylerim! Karadeniz türkülerinin hangisinde fındık yoktur? Çaydan söz edilmez? Genel de “ekonomik geçim kaynağı” olarak tarif edilen bu ürünleri;“Fındık dalda tekleme, kız fistanın ekleme” diye kemençenin ezgisi ile bir araya getirmek, “Bir sıcak söz, bir demlik çay, işte sevmek bu kadar kolay” dizeleri ile tulum havası ile söylemek. Fındığı da, çayı da herkes kadar çok severim. Hem de çok yönlü severim!
TRABZONSPOR SEVDAMIZ
Söz konusu Trabzonspor olduğunda, sadece bir Trabzonlu için değil, bordo-mavili renklere gönül vermiş başka diyarlardan, el memleketinden bile olanlar bile tarifi “Bir başka dünya, farklı bir alem. Anlatılmaz bir sevda” diye yapar, onun için de hep birlikte, “Bize Her Yer Trabzon” diye haykırırlar. Aslında bu haykırışın tam ifadesi, “Biz bu ülkenin her yerini, her karış toprağını Trabzon gibi severiz. Sahipleniriz.” demekten başka bir şey de değildir. Düşünebiliyor musunuz? Müzik ile olan muhabbetinizin Trabzonspor’a olan aşkınızla, bağlılığınızda birleşmesini. İşte bunun zirvesini, hani denir ya, “Nirvanasını” son şampiyonluk kutlamalarında hissettim, yaşadım. O anı unutmak mümkün mü? Öylesine gururlandım ki, gözlerimdeki yaşların doluluğu, dudaklarımdan dökülen şarkının nağmelerini öylesine içselleştirdi ki! Unutmayacak bir zaman dilime, anlar, dakikalar. Çocukken babamla birlikte futbolun mabetlerinden sayılan Avni Aker’e giderek izlediğim maçlar geldi aklıma. Yaşanılan şampiyonlukları hatırladım. İşte o yıllardan kalan coşkuyla 2021-2022 Süper Lig Şampiyonluğu’nu doyasıya hissederek söyledim.
TRABZON DENİLİNCE…
Bana en çok sorulan sorulardan biridir; “Trabzon denilince aklına ne geliyor?
Trabzon denilince aklıma o kadar çok güzellikler gelir ki?
Nasıl anlatsam diye kıvranır dururum.
İmdadıma hemşerim Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, “Trabzon denilince aklıma bir salkım karayemiş gelir, bahçeler dolusu zindan yeşili” diye başlayan muhteşem dizeleri ile yeteri kadar anlatamadığı hoşluklar, hoş sedalar gelir.
Trabzon benim özüm, ailem,
Her köşe başında irili-ufaklı bıraktığım, beni bekleyen güzellikler,
Binlerce anılara ev sahipliği yapan,
Duvarlarına şarkıların türkülerin sindiği evim,
Tadına doyamadığım fındığı, çayı, kuymağı,
Kulaklarımın üç telli ezgisi kemençesi,
Ayaklarımı benden kapıp giden horonu,
İçindeki ezgisi ve sevgisi,
Temizliği havası ve insanı ile bir araya getiren,
Dört mevsim yeşili kusan topraklar…
