Kasım sonu yaklaşıyor. Pazar sabahı Trabzon güneşle uyanıyor. Sabah haberleri normal. Gazeteler de anormal bir başlık yok. İnternet siteleri ise magazin takılıyor. Zaman ilerledikçe Şemdinli’den şiddetli çatışma haberi geliyor. İlk acı haber İhlas Haber Ajansının sitesine düşüyor. Şemdinli’de 5 şehit. İlk belirlemelere göre. Bir anda savruluyor beynim. Kimin evlatları diyorum. Ya da ne zaman son bulacak acılar diye dalıp gidiyorum. Bu işin köklerinin çok derinde olduğunu biliyorum. Demirel bile 1979 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e mektup yazıyor ve diyor ki, ‘Doğu’da Apocular bakanlardan bile haraç alıyormuş. Önlem almalıyız.’ Ya da alınmalı. Bu iş oradan buraya geldi. Mehmetçikleri şehit etmekten, teröre destek vermekten cezaevlerindeki binlerce PKK’lı terörist açlık grevinde. Dünya ayağa kalkıyor. Kanada’dan bile gözlemci geliyor. Doğruca cezaevine gidiyorlar. ‘Türkiye’nin insan hakları sicili bozuluyor’ diye bizi tehdit ediyorlar. İstanbul’da teröristlerin otobüste yaktığı Serap’ın katiline bile destek veriyorlar. Şehit ailelerini ziyaret etmiyorlar. Sonuçta İmrali’ya işi odaklayıp oradan gelen talimatla birlikte de açlık grevlerini sonlandırıyorlar. Batı bize karşı öylesine düşman ki, Türkiye’yi Suriye bataklığına sokan onlar. Sonra da yalnız bırakan onlar. Biz ise içerde siyasi kamplara ayrılmışız. Ülkenin hükümeti Esad gidecek diyor, Ana muhalefet gidip Esad ile birlikte poz veriyor. Suriye olayı sadece hükümetin olayı değil. Hükümet Suriye’ye cephe açmakta acele etmiştir, yanlış yapmıştır ama CHP milletvekillerinin gazeteci kurtarma operasyonundan sonra Esad ile o pozu yanlıştır. İsrail’in Gazze katliamına da değineyim. Canları sıktı, tamamen keyfi bir saldırı. Hamas bugüne kadar İsrail topraklarına füze atmadı da, bugün attı öyle mi? Hamas’ın askeri kanat sorumlusunu öldürdüler. Aslında İsrail Türkiye’ye mesaj veriyor. Kıbrıs Rum kesimi ile petrol çıkardığı gibi. Ebedi düşmanı Suriye’ye bile Türkiye’ye karşı destekler role soyunduğu gibi. Ortadoğu’da dengeler değişti. Kolay kolay rayına oturacak da değil. Geçen akşam düşündüm. Bu düzen değişir mi? Değişmez. Türkiye teknolojik ve askeri teçhizat anlamında yatırımlar yapıyor. Elbise dikemezken şimdi tank yapıyoruz. Ama dünya nükleer birkaç gücün yörüngesinde dönüyor. Dönmeye de devam eder. Biz daha nükleer santralleri bile kuramadık. Türkiye’nin önünde engeli çok. Düşmana da gerek yok! İçimizdekilere yaptırıyorlar. Barajı-okulu PKK’ya yaktırıyor, madenleri çıkarttırmıyorlar. Nükleer santrali de bazı sivil toplum örgütü ve çevrecilere engelletiyorlar!
Editör: TE Bilisim