Fiyat artışlarının sebep olabileceği sorunlara dikkat çeken Kar, “Dünya çay sektöründe gelecekteki öncelikli risk algısını ‘üretim/tüketim’ dengesindeki bozulma oluştururken, Türk çay sektöründe ise aşırı yükselen maliyetler oluşturmaktadır.” dedi.  

Zorunluluktan kaynaklanan yeni zamlarla çay sektörümüzde yükselen çay fiyatları, dünya ortalama çay fiyatları ile arasını iyice açtı.  Ülkemizde 3,47 dolar olan üretim maliyene karşılık dünyada 2,40 dolar ortalama satış fiyatı bulunduğunu belirten Mustafa Yılmaz Kar, bu durumun Türkiye’deki kuru çay fiyatlarının dünya ortalamasının çok üzerinde olduğuna işaret etti.

“Atılımlara ihtiyaç var”

 Bu kadar düşük dünya fiyatları ile yüksek gümrük vergileriyle korunmadığı takdirde hiçbir çay sektörünün rekabet etme şansı olmadığına da vurgu yapan Kar şunları söyledi: “Uluslararası sermaye şirketleri stoklarını eritmek için yeni piyasalar ararken, bizim ise maliyetlerimizi düşürmek için yeni atılımlara ihtiyacımız var. Bu tablo karşısında, tüketimi yıllık 3,1 kg olan, 800 milyon dolar ciroya sahip Türk çay piyasasını yakın takibe alan uluslar arası sermaye şirketlerinin muhakkak ki iştahı kabarıyor. 

Çay sektörümüzü ayakta tutan devlettir. Bunun yanında yönlendirende devlettir. Bir milyon insan büyük bir sorunla karşılaşmadan ekmek yiyebiliyorsa bunu hükümetin çay sektörüne sahip çıkmasına borçludur.” Mustafa Yılmaz Kar Çay Sanayicilerimizin daha kaliteli çay üretmek istediğini ancak hammadde fiyatları ve düşük randıman sebebiyle maliyetlerin çok yüksek olduğuna vurgu yaparak şöyle devam etti:

  “Durum sürdürülebilir bir durum değil. Yüksek fiyatlar tüketim iştahını mutlak suretle azaltacaktı. Maliyet artışına tahammülü olmayan çay sektörümüzü hem sanayiciler olarak, hem de müstahsiller olarak maliyetini kabul ederek, devletimizin sahiplendiği kadar sahiplenmek zorundayız.”
 
Editör: TE Bilisim