Emlak sektörü “Yüzyılın Konut Projesi”ni değerlendirdi: Fiyatlar düşer mi?

Türkiye konut piyasasında uzun süredir hissedilen erişim zorluğu ve yüksek fiyat baskısı, “Yüzyılın Konut Projesi” ile yeniden şekilleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan proje, hem kira krizine çözüm getirmeyi hem de dar gelirli vatandaşlara düşük taksitlerle ev sahibi olma imkânı sunmayı hedefliyor. 240 ay vade ve yüzde 10 peşinatla satışa sunulacak konutların fiyatı 1 milyon 800 bin liradan başlarken, kira bedelinin yarısına denk gelen aylık taksitlerle ev sahibi olunabilecek. Sektör temsilcilerine göre bu hamle, hem piyasalarda psikolojik denge oluşturacak hem de konut arzını artırarak fiyatları kontrol altına alabilecek.


Sosyal konutlarla yeni bir dönem başlıyor

KONUTDER Başkanı Ziya Yılmaz, projenin sadece konut üretimi değil, sosyal adalet ve şehirleşme politikaları açısından da önemli bir kırılma noktası olduğunu belirtiyor. Yılmaz, “Kiralık ve satılık sosyal konutlar hem dar gelirliye nefes olacak hem de piyasada dengeleyici rol oynayacak” diyerek, bu modelin Türkiye’nin konut politikalarında yeni bir dönemin kapısını araladığını vurguluyor.

Yılmaz’a göre; İstanbul gibi büyük şehirlerde artan talebe rağmen düşük üretim nedeniyle tıkanan konut piyasası, devletin öncülüğünde geniş çaplı bir dönüşüme girecek. Bu dönüşüm, orta ve alt gelir gruplarının konuta ulaşımını kolaylaştırırken, fiyatların kontrolsüz artışını da dizginleyecek.


“Devletin dengeleyici rolü güçleniyor”

Gayrimenkul ve İnşaat Platformu Başkanı Mustafa Ekiz ise sosyal konut projesinin kira piyasasına kısa vadeli bir “fiyat freni” getireceği görüşünde. Özellikle İstanbul’da rayicin altında kiralanacak konutların, piyasada psikolojik bir eşik oluşturacağını ifade eden Ekiz, “Kiralık konutların konumu ve kira süresi kritik olacak. Sosyal altyapının olduğu bölgelerde uzun süreli kiralama modeli gerçek sosyal dönüşüm sağlar” değerlendirmesinde bulunuyor.

Ekiz’e göre proje, kamunun sadece üretici değil, düzenleyici bir rol üstlenmesini de beraberinde getiriyor. Bu durum, piyasanın serbest hareket alanını daraltmadan dengeleyici etki yaratabilir.


“Arz-talep dengesine doğrudan müdahale”

GAPAS Başkanı Mustafa Kemal Şahin, projenin hem kiralık hem de satılık konut modelini birlikte sunmasının stratejik olduğunu belirtiyor. İstanbul’da kiraların yüksekliği nedeniyle oluşan baskının, TOKİ eliyle yapılacak düşük kira bedelli konutlarla hafifleyeceğini öngörüyor.

Şahin, “Eğer uygulama başarıyla yürütülürse, 2026 itibarıyla İstanbul’da kiraların yüzde 15-20 oranında dengelenmesi mümkün” diyor. Ayrıca düşük taksitli satış modelinin konut sahipliğini artıracağını ve vatandaşları kira ödemekten kurtaracağını vurguluyor.


“Alt gelir grubuna gerçek fırsat sunuluyor”

TÜGEM Genel Başkanı Hakan Akdoğan da projenin alt gelir grubunu doğrudan hedef almasının çok önemli olduğunu söylüyor. “Bu kampanya hem satılık hem de kiralık konutlara erişimi kolaylaştıracak. Bu sayede dar gelirli vatandaşlarımız, sabit ve öngörülebilir maliyetlerle ev sahibi olabilecek” diyen Akdoğan, uygulamanın bulunduğu bölgelerde fiyatların dengeleneceğini öngörüyor.


Özel sektöre çağrı: “Sadece kamu yetmez”

Sektörün önemli temsilcileri, kamunun attığı adımların özel sektör tarafından da desteklenmesi gerektiği konusunda hemfikir. Helmann Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün, “Biz de faizsiz ve düşük taksitli sosyal konut üretimi için hazırlık yapıyoruz” derken, Fuzul Topraktan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal da “Kiralık konut arzı için özel sektör olarak biz de fon yapıları geliştiriyoruz. Bu sadece devletin omzuna yüklenmemeli” ifadelerini kullanıyor.


Fiyatlar düşer mi?

Emlak profesyonellerine göre; “Yüzyılın Konut Projesi” kısa vadede kira piyasasında psikolojik, uzun vadede ise reel etkiler yaratabilir. Özellikle İstanbul gibi arzın yetersiz olduğu büyük şehirlerde sosyal konutların piyasaya girmesiyle:

Fındıkta Tarihi Düşüş! Üretici İsyanda: “Bir Bilgin Var mı Lütfi Bey?”
Fındıkta Tarihi Düşüş! Üretici İsyanda: “Bir Bilgin Var mı Lütfi Bey?”
İçeriği Görüntüle
  • Kiralık konut fiyatlarında %15-20 oranında düşüş mümkün olabilir.

  • Satılık konut fiyatlarında artış hızı yavaşlayabilir, spekülatif fiyatlar törpülenebilir.

  • Arsa maliyeti yüksek bölgelerde devlet üretimi, fiyat kontrolü sağlayabilir.

Ancak bu etkilerin kalıcı olması için projenin sürdürülebilir, yaygın ve planlı yürütülmesi gerekiyor.


Sonuç olarak, “Yüzyılın Konut Projesi”, sosyal konut üretimini sadece barınma değil, sosyal denge aracı olarak yeniden tanımlıyor. Başarıyla uygulanması halinde, Türkiye konut piyasasında dengeli ve erişilebilir bir yapının temelleri atılmış olacak.

Kaynak: AA