AK parti milletvekili Zeyit Aslan’ın ( Google’ye “ Küfreden milletvekili “ yazdığınız da direk ismi çıkan milletvekili),  CHP milletvekili Muharrem İnce’ye fantezi dolu küfürler savurduğu günün bir gün öncesiydi. Bdp milletvekili Sırrı Sakık öyle bir laf

AK parti milletvekili Zeyit Aslan’ın ( Google’ye “ Küfreden milletvekili “ yazdığınız da direk ismi çıkan milletvekili),  CHP milletvekili Muharrem İnce’ye fantezi dolu küfürler savurduğu günün bir gün öncesiydi. Bdp milletvekili Sırrı Sakık öyle bir laf etti ki, bana göre meclis tarihinin de en yaralayan, en vicdansız sözleriydi o ağızdan çıkan çirkin sözler! Söylenenler “ Belden aşağı” olmayınca pek tabi birçoğu da umursamadı o sözleri. Bir tek Başbakan Tayyip Erdoğan tepki gösterdi, onun dışında söylenenler meclis tutanaklarında kalarak unutuldu gitti.  Evet, yazdığım gibi Sırrı Sakık’ın yapmış olduğu konuşma belden aşağı değildi. Dolayısıyla bu ülkede belden aşağı konuşma olmayınca haliyle gündemde kalamıyorsunuz pek tabi. Sakık, o gün belden yukarı yaptı konuşmasını. En can alıcı yere vurdu! Kalbe... Kürsü de konuşma yaptığı sırada kendisine oturduğu yerden laf atan Diyarbakır milletvekili Oya Eronat’ a öyle bir cevap verdi ki ben dondum kaldım oturduğum yerde! " Acının keyfini yaşayan kadın sen sus”! Kimdi Oya Eronat?  Hangi “ Acının keyfini ” sürüyordu? Oya Eronat 2008 yılında pkk terör örgütünün Diyarbakır’ da bir dershaneye hunharca yaptığı bombalı saldırı sırasında ölen öğrencilerden Eren Şahin Eronat’ın annesidir. Sonrasında katıldığı seçimlerde AK Parti Diyarbakır milletvekili olmuştur. Kendisine taziye’ye gelen Osman Baydemir’i tersleyerek "Sizin ne başsağlığınızı kabul ediyorum ne de taziyenizi. Buradan ayrılın" şeklinde tepki gösteren kadındır... Bu satırları yazarken beni Oya Eronat’ın ne milletvekilliği, ne de siyasi kimliği zerre kadar ilgilendirmiyor aslında. Sırrı Sakık belli ki Oya Eronat’ın vekilliğini hazmedemeyerek, onun evladını kaybettikten sonra vekil olmasını içine sindirememişti. Şimdi çok daha iyi anlıyorum terörden evlatlar kırım kırım kırılırken Sırrı Sakık denilen vekilin neden “ Yapmayın, öldürmeyin birbirinizi! “ demediğini... Neden o ve onun gibilerin kendilerinden gayri kimseleri düşünmediğini… Yoksa hiçbir dilden “ Acının keyfi! ” diye talihsiz bir cümle dökülmezdi. Bu dünyada kaybettiğiniz evlat acısının yerini hiç bir kuvvet örtmez Sırrı Sakık.  O öyle bir acıdır ki, iliklerinize kazınır, damarınızda gezer, düşlerinizi, hayallerinizi siler süpürür ve isteseniz de bir daha kaybettiğiniz o evladı asla unutamazsınız. Dünyanın bütün keyiflerini yaşasanız da, her hazineyi, her makamı tatsanız da, “ Evlat kokusunun, evlat tadının” yerini yeryüzünde hiçbir makamla eşit tutamazsınız. Evladın yüzü de, kokusu da silinmez yürekten. Siz güler sanırsınız ama ananın yüreği kan ağlar. Evlat acısının yaktığı yeri, karlı dağ bile söndüremez. Siz ki geçen yıl 25 yaşında intihar eden evladını kaybetmiş bir babasınız! Buna rağmen bu kadar “ Acımasız “ olduğunuza göre… Buna rağmen bu kadar “ Merhametsiz “ olduğunuza göre… Merhametin sizi oturtacağı tahtın keyfi bambaşkadır. O sizi insan yapar. Şu an oturduğunuz kırmızı koltuklar geçicidir… Bu gün siz oturursunuz o makamda, yarın başkası. İdeoloji dediğiniz, menfaatler uğruna “ Can almak ”için silah tüccarlarının ve derin devletlerin uydurdukları bir kılıf. Tarih sayfalarında ki yerine bakarsak yandaşlarına göre Hitlerde haklıydı. Peki, gerçekten haklı mıydı? Hiçbir ideoloji, koynundan bomba ile alınan evlatsız kalan anne karşısında haklı olamaz. Ve evlat acısının keyfi olamaz! İsteseniz de olamaz! Bu yüzden birbirinize saygı duyun! Hürmet edin! Ya da susun… Yaradan bile evladını kaybetmiş, evlat acısını tatmış anneyi cennetle müjdelemişken, ölen bir bebeği bile şefaat göstermişken… Sizin onu 550 milletvekilinin önünde yaralamanız ne haddinize! Kabul edin üslubunuz korkunçtu. Şimdi daha iyi anlıyorum, evladını buz gibi toprağa şehit veren Türk annesini neden umursamadığınızı. Fakat enteresan olan, siz evlatlarını toprağa veren Kürt annelerini de hiç umursamamışsınız.

- - - -