Trabzon Ak Parti'nin kadın kolları başkanı imtihanı bir türlü son bulmuyor.

Aslında sebep - sonuç ilişkisi kurabilecek kadar bir beyin kapasitesi işlevi ve birazcık da empati kurabilecek meziyete sahip olanlar, konuyu çok iyi çözümlüyor hemencecik...

Trabzon Kadın Kolları Başkanı olarak tam bir Anaç figür olan ve hanımefendi kişiliği, ihtirassız yapısı, şişik egosuz eğilimi ve ortak akıl platformu odaklı kültürü ile Safiye Seymenoğlu sonrası sürekli bocalayan; Sn. Havva Gümüş döneminde bir toparlanma revizyonu yaşayan ve her kesimi kucaklayan oluşum (Havva Hanım döneminde teşbihte hata olmaz; hayat kadınlarının olduğu Taş Başı Bölgesi dahi arşınlanmış ve her kesime adım atmak bir yana, koşar adımlarla beraber gidilmişti), kendisinden sonra tam bir kavga ortamı ve bir türlü istikrar sağlanamayan bir hal aldı maalesef ve bu grift ortamdan halâ daha an itibariyle çıkılmış değil. Böyle devam ederse de bu sancı daha çok su kaldırır...

Peki ne oldu da Trabzon Ak Parti Kadın Kolları; cadı kazanı hali aldı adeta ? Hemen bir geçmişe yolculuk analizi yapalım...

İlk göktaşı; Sn. Güler Kanca Durmuş'un hakkının teslim edilmemesi ile düştü ve akabinde sular bir türlü durulmadı. NET...

Haaa !!! Unutmadan söyleyeyim. Bizim kimseye ne minnet borcumuz, ne para borcumuz ne de başkaları gibi menfi beklentimiz var. O yüzden sözümüz peşin, kırmızı meşin sloganımız; Mevlâna, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Pirimiz'dir evelAllah ki; gelelim konumuza...

Dilerseniz; bu zehirlenmenin başına gidelim...

 Ne zaman ki arkasında kimse olmayan, birilerine maşa olma gereği dahi duymayan, güvenilir ve hanımefendi kişiliği ile başkan olan Safiye Seymenoğlu ve Havva Gümüş isminden sonraaaa; zemin çamurlandı maalesef ki...!!!

 Vekil olan Ayşe Sula Köseoğlu da; yine halefi olan Bahar Ayvazoğlu da ve O'nun da halefi olan Meryem Sürmen de, maalesef ki ve üzülerek söylemek gerekirse, bu topyekûn kucaklamayı yapamadılar...

Neden böyle diyoruz ???

Birincisi yukarıda saydığımız sebeplerden ötürü vekil olan Ayşe Sula Köseoğlu ve yine birileri sayesinde vekil olan ve listeye girenler; 5N 1K hatasını yapma eğilimini nasıl gösterdiler?

İlk olarak abla kardeş gibiydiler. Şimdi ise 3 şeritli yol gibiler...

Toplumun her kesimini bir şemsiye altında toplayamayan, bir önceki yönetimi temizleme odaklı olan ve hiç kimseyi beğenmeyen; evveli sarmaş dolaş iken, bir anda buz kesen ilişkiler, her daim tehlike çemberinin tam da merkezindedir. NET...

 Kaldı ki kimse bizi gazeteci zannetmesin !!! Biz; parasını alın teri ve tırnakları ile kazanan, Türkiye çapında kompozisyon ve münazara derecesi olan ve sadece bu köşeden doğruları yazmaya çalışan, İbrahim'e su taşıyan bir karınca olabiliriz. O da bize fazlasıyla yeter...

Doğan görünümlü şahin gibi ki; çok şükür bizim de bir çapımız, öngörümüz, bilgi birikimimiz, geçmişimiz ve kitlemiz var...

Lâfı uzatmadan ve sizi de yormadan; Sn. Ayfer Albayrak Cihan, Sn. Canan Kanık veya aday olmadığı halde sürpriz bir şekilde aradan sıyrılıp; isminin Kadın Kolları Başkanı olarak her an açıklanma potansiyeli olan Sn. Canan Bülbül'ün, neden müstakbel kadın kolları başkanı olacağını izah etmek için harcayalım enerjimizi...

     1. Kimsenin adamı değiller...

     2. Tamamen Allah rızası için siyaset yapıyorlar...

     3. Kimseden menfi bir beklentileri yok...

     4. Egoları, kılı - tüyü - yünü ve hesapları yok...

     5. Olmazsak olmazları yok...

     6. Liyakat, tecrübe ve donanımları mevcut...

     En önemlisi de tarafsız, önyargısız, kendisi ile barışık birer hanımefendi olmaları...

Umarım ki mesaj yerine ulaşıyordur...

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar...