Alzheimer, milyonlarca kişiyi etkileyen ve tanısı genellikle geç konulan bir nörolojik hastalık olarak biliniyor. Ancak son gelişmeler, hastalığın erken teşhisinde önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, yapay zekâ ve MR teknolojilerini kullanarak Alzheimer tanısının artık çok daha hızlı ve doğru bir şekilde konabildiğini açıkladı. Uzman, ayrıca Amerika ve Avrupa’da hastalığın gidişatını değiştiren aşıların kullanımına başlandığını ve kan testleriyle yüzde 90 oranında doğru tanı konabildiğini belirtti. Prof. Dr. Hüseyinoğlu, hem tanı hem de tedavi süreçlerinde hem hastaların hem de ailelerin bilinçli ve aktif rol oynamasının önemine dikkat çekti.
Hızlı Tanı İçin Yapay Zekâ ve MR Kullanımı
Alzheimer tanısı koymak, uzun yıllar boyunca yalnızca klinik gözlemler ve görüntüleme yöntemleri ile mümkün olabiliyordu. Ancak son yıllarda yapay zekâ algoritmaları ve MR teknolojisi birleştirilerek hastalığın belirtileri daha erken dönemde tespit edilebiliyor. Prof. Dr. Hüseyinoğlu, bu yöntemlerle tanı doğruluğunun yüzde 90’a kadar yükseldiğini belirterek, genetik yatkınlığı olan kişilere de erken tanı koyulabileceğini vurguladı. Yapay zekâ destekli sistemler, beyindeki anormal protein birikimlerini ve hafif bilişsel değişiklikleri tespit ederek, doktorların tedavi planlarını daha hızlı ve etkili bir şekilde oluşturmasını sağlıyor.
Kan Testleri ile Alzheimer Tanısında Devrim
Geleneksel tanı yöntemlerinin yanı sıra kan testleri de Alzheimer teşhisinde önemli bir rol oynamaya başladı. Prof. Dr. Hüseyinoğlu, kan testiyle hastalığın yüzde 90 civarında doğru şekilde teşhis edilebildiğini söyledi. Bu testler sayesinde, hastalık belirtileri henüz bariz olmasa bile risk altındaki bireyler tespit edilebiliyor. Böylece, hastalara erken dönemde müdahale edilerek hem yaşam kalitesi artırılabiliyor hem de hastalığın ilerleyişi yavaşlatılabiliyor. Uzman, Türkiye’de ve dünyada bu yöntemin hızla yaygınlaşacağını ifade etti.
Amerika ve Avrupa’da Aşı Tedavisi Umut Veriyor
Alzheimer hastalığıyla mücadelede ilaç tedavisi uzun yıllar sınırlı kalmıştı. Ancak son gelişmelerle birlikte Amerika ve Avrupa’da aşı uygulamaları hayata geçirildi. Bu aşılar, beyindeki anormal protein birikimlerini temizleyerek hastalığın gidişatını olumlu etkiliyor. Prof. Dr. Hüseyinoğlu, aşıların hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını ve belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olduğunu belirtti. Yalnızca ilaç veya aşı tedavisinin yeterli olmadığını vurgulayan uzman, ailelerin, çevrenin ve toplumun hastalara sosyal destek sağlamasının önemine dikkat çekti.
Sosyal Destek ve Günlük Aktivite Hayat Kurtarıyor
Alzheimer hastalarının tedavisinde tıbbi müdahale kadar sosyal destek de kritik bir rol oynuyor. Hastaların fiziksel ve zihinsel olarak aktif tutulması gerekiyor. Prof. Dr. Hüseyinoğlu, hastaların her gün ev dışında zaman geçirmesi gerektiğini, belediyelerin sunduğu sosyal tesisler ve gündüz bakımevlerinin bu süreçte büyük fayda sağladığını söyledi. Ayrıca, ailelerin hastalarla iletişim halinde olarak onları sosyal aktivitelerle desteklemeleri, hem yaşam kalitesini yükseltiyor hem de hastalığın ilerleyişini yavaşlatıyor.