Artvin'de, 'Eser Elementler ve Sağlığımız' konulu konferans gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Soylak, periyodik tabloda bulunan 118 elementin 89'unun doğada bulunduğunu, geri kalanının ise radyoaktif reaksiyonlar sonucunda laboratuvar ortamlarında elde edildiğini belirtti.
Doğada bulunan 89 elementten karbon, hidrojen ve oksijenin yaşamın temel elementleri olduğunu vurgulayan Soylak, 'Bunların yanına azot, fosfor, kalsiyum, magnezyum, kükürt, sodyum, potasyum ve klor da (klorür) eklendiğinde, bu elementler insan vücudunun yüzde 99'unu oluşturur. Geriye kalan yüzde 1'lik kısmı ise diğer elementlerden oluşur ve bu elementler 'eser elementler' olarak tanımlanır. Bu eser elementlerin yaklaşık 20'si insan vücudunda tespit edilebilmektedir.' dedi.
Eser elementlerin bir kısmının canlılar için yaşamsal öneme sahip olduğunu anlatan Soylak, 'Bu elementler, demir, çinko, kobalt, bakır, mangan, molibden, selenyum, iyot, flor, nikel, silisyum, kalay, vanadyum, arsenik, kadmiyum ve kurşundur. Arsenik, kadmiyum ve kurşun canlılar için zehirli maddelerdir.' diye konuştu.
Sağlıklı beslenmenin önemine değinen Soylak, 'Sağlıklı besleniyorsak bu elementleri almak için özel bir çabaya gerek yok. Ancak Türkiye'de birçok insan sağlıklı beslenme konusunda sorun yaşıyor. Bu elementleri yeterli alabilmek için dengeli ve sağlıklı beslenmek büyük önem taşıyor.' ifadelerini kullandı.
Konuşmasında nadir toprak elementlerine de değinen Soylak, şunları kaydetti:
'Nadir toprak elementleri devletler için son derece önemli. TÜBA'da bu konuya büyük önem veriyor ve bu alanda bir çalışma grubu oluşturmak üzere. Nadir toprak elementleri periyodik tabloda yer alan elementlerdir. Doğada eser düzeyde, hatta ultra eser düzeyde bulunurlar.'
Soylak, nadir toprak elementlerinin akıllı telefonlardan rüzgar türbinlerine, elektrikli araçlardan savunma sistemlerine kadar birçok alanda kullanıldığını, bu nedenle devletler açısından stratejik bir öneme sahip olduklarını sözlerine ekledi.




