BURASI TRABZON,

Bal aylarının burada çarçabuk geçmesi, ve ömrünün; bir kelebeğin ömrü ile sınırlı olması ile meşhurdur bu kadim ve bakî topraklar...!   Bir anda öyle allarlar pullarlar ki; sanki bulutların üzerinde hissiyatını nakşederler iliklerinize kadar ve buna inanarak yaşatırlar sizi de...!!!     Bir anda zirvede, herkeslerin ulaşmak için yoğun bir mesai harcadığı ve adeta balık misali de çırpındığı yerde buluverirsiniz kendinizi...!!!

Öyle bir yere konumlandırırlar ki sizi; sanki Trabzon şehrinin 38 yıldır hasretle ve özlemle beklediği "

seçilmiş kişi " muamelesi görürsünüz...

Amma ve lâkin tökezleyene kadar...

Bir tökezlemeyiverin veya yanlışlıkla ayağınız takılmayıversin...

O göklere çıkarılan, yere göğe sığdırılamayan ve koyulacak yer bulunamayan seçilmiş, kurtarıcı kişi; bir anda beceriksiz, basiretsiz, iş bilmez olmakla suçlanmak bir yana, hainliği mi kalmaz ??? ve en özeline, ailesine varıncaya kadar en ağır küfürler, hakaretler, hadsizlikler, terbiyesizlikler ve ağza alınmayacak derecede o ağır sözler...

Allah düşmanımızın başına bile vermesin...!!!

Bir anda apar topar sözleşmesi feshedilen, küfür kıyamet şehirden kovulan o ÜVEY ÇOCUK durumları...!!!

Tıpkı Trabzonumuzun öz çocuğu, karakterine ve beyefendiliği ile tevazusuna diyecek zerre kelamımızın olamayacağı; lâkin çok acımasızca ve edep sınırları dışında, eleştirirken dahi bir türlü dozajını tutturamama hastalığımızı kustuğumuz Abdülkadir Parmak kardeşimiz gibi...

Hiç düşündünüz mü bu çocuğun iç dünyasını ?? Ailesine, en özeline kadar ağza alınmayacak küfürler, sözler, lâflar edenler ???; sizin ananız, bacınız, kardeşiniz yok mu ??? Heee ???

Bunları neden anlattık, söyleyelim o zaman ???

Başkan Ahmet Ağaoğlu ve Abdullah Avcı Hoca; Trabzon'da nefes alıp verdikleri her saniye, bu gerçeklikle yaşamaları gerektiğini; Trabzon'da birşey olmanın, görev almanın ve yöneticilik yapmanın, bütün bu olgularla yüzleşmek zorunda olmak demenin, ta kendisi olduğunun farkındalığında yaşamaya kendilerini alıştırmak mecburiyetindedirler...NET...

İşte geldik öküzün altında ki buzağıya...???

Şaka bir yana; elbette ki öküzün altında buzağı aramak gibi bir niyetimiz olamaz aslaa...

Zira Abdullah Hoca'nın geliş hikayesini, karakteristik özelliklerinin ne denli Trabzon insanı ile örtüştüğünü, beyin olarak nasıl da hazır ve nazır geldiğini, ilk günden itibaren farkını, tarzını ve sistemini oluşturacağını ve en nihayetinde, takıma zirve yolunda müthiş bir ivme katacağını defalarca yazdık...Bütün negatif düşünce yüklü ve hep olumsuz bakmayı alışkanlık haline getirmiş bir Trabzon kesimi ve Trabzonsporlu, içimizde ki İrlândalılara rağmen !!!

Tamam...Herşey toz pembe, güllük gülistanlık ve tamamen yolunda. Ama şimdilik ???

Abdullah Hoca'nın en büyük dostu da, düşmanı da Trabzonspor taraftarı olacak ??

Demekle tam olarak ne anlatmak derdindeyiz ???

Abdullah Avcı'nın bütün puanları, galibiyetleri ve dahi golleri; Trabzonspor taraftarı olmadan ve bom boş bir stadda aldığını itina ile hatırlatmak isteriz...

Trabzonspor seyircisi demek; STRES demek, PSİKOLOJİK BASKI demek...

Ve bütün bunlara rağmen; soğukkanlılığını ve aklıselimini korumak, baskı altında dahi sağlıklı düşünüp karar alabilmek ve bunu hayata geçirebilecek kadar dirayetli, basiretli ve çelik gibi bir iradeye sahip olmak demek...!!!

Yetmedi ??? Bütün bu kriz ortamlarını yadsımak, yokmuş gibi davranabilmek ve bunları fırsata dönüştürebilecek mantaliteye ve futbol zekâsına sahip olabilmek demek...

Beşiktaş stadında ki o dillere destan seyirci avantajının; aynı zamanda da şiddetli bir psikolojik baskı ve yoğun stresle de başedebilme ortamı oluşturduğunu ve Abdullah Hoca'nın da Çarşı Gurubu ve bu atmosfer altında nasıl da bir anda suçlu ilân ediliverdiğini gözümüzün önüne getirelim lütfen.

Tıpkısının aynısının laciverti de Akyazı'da olabilir elbette...???

Trabzon seyircisinin bir türlü gelmeyen o golün çığırtkanlığı ile Abdullah Hoca'nın yapacağı oyuncu değişikliklerini yönlendirmeye ve yönetmeye çalışması içten bile değil...

Sizce bu kadar mı peki ???

Abdullah Avcı'nın hemen arkasında ki kapalı tribünler ile arasında ki mesafe yok denecek kadar az...???

Hâl böyle olunca da kızgın, öfkeli veya herhangi olabilme olasılığı olan provokatör birinin; hocaya 2 metre arkadan ağıza alınmayacak küfürler etmesine, acaba nereye kadar kulaklarını tıkalayabilir Abdullah Hoca ???

O yüzdendir ki dememiz; Trabzonspor adına Abdullah Hoca'nın performansı ancak ve ancak pandemi sonrasında ki atmosfere göre belirginleşecektir...

Elbette ki her daim ve her zaman olduğu gibi; başkan Ağaoğlu ve Abdullah Avcı'nın yanındayız.

Ama bu Onlara uyarıda ve öneride bulunmayacağımız anlamına gelmiyor elbette...!!!

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar