Türkiye’de 38 yaşında Prof. unvanını almış ender profesörlerinden anne tarafı Trabzonlu baba tarafı baba tarafı Buhara ve Kırım’dan Prof. Dr. Ercüment Ovalı Türkiye’de Hücre Laboratuvarı olarak GMP ruhsatını aldırmış tek kişidir. Kan ve kök hücreden yapay deri üreten Prof. Dr. Ercüment Ovalı, ABD’den prestijli bir ödül aldı. Ama bu sürece gelene kadar başına gelmeyen kalmadı. Adı Ergenekon iddianamesine girdi. Hrant Dink suikastı sanıklarıyla ilgili suçlandı, kanser hastalarından yüksek meblağlar alıp deney ilaçlarıyla ölüme sürüklemekle itham edildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde açtığı kök hücre laboratuvarı ATİ’yi bırakmak zorunda kaldı. Sonra İstanbul’da bir kapı açıldı, ACIBADEM Hastanesi’nde tekrar çalışmaya başladı. “Kan ve Kök Hücreden Yapay Deri Üretimi” yani ‘DermoTürk’ ile ABD Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği’nin ‘En İyi Deneysel Araştırma’ ödülünü aldı. Ödülü de Trabzon’da PKK’nın şehit ettiği 15 yaşındaki Eren Bülbül’e adadı. Ovalı geçtiğimiz günlerde KTÜ’de ‘neden ve Nasıl Bilim’ başlığı altında öğrencilere seslendi, kaderlerini değiştirecek nasihatlerde bulundu.
 
Paraya Değil İnanca İhtiyacınız Var
 
Gençlerin sürekli deneysel araştırma ve proje hazırlaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ercümen Ovalı, “Başarmanız için gerekenler; bir bilgisayar, hayalleriniz ve zaman. Bunun için paraya gerek yok. Yazın, çizin, hocanıza götürün. Yüzde doksanı değer görmeyecek ya da beğenilmeyecek. Bir kısmında haklı olacaklar, bir kısmı da vakitleri olamadıkları için bakamayacaklar,  enteresan gelmeyecek ama emin olun yüz projenin üçü kabul görecek. Bu üçü için bu işi yapın. O yüzden o üçün peşinden koşun. Bunun için paraya değil sadece inanca ihtiyacınız var” dedi.
 
Devlet Üniversitelerinde Ve TÜBİTAK’ta Önemli Sorunlar Var
 
Bilimsel araştırmalara üniversite öğrencisiyken başladığını ifade eden Prof. Dr. Ovalı, “Sefer Hocam benim hayatımı değiştirdi. Ogünlerde Türkiye’de yapılamayan testi Amerika’da öğrenmiş ve yardıma ihtiyacı vardı. Beni çağırmasıyla birlikte bu dünyaya adım attım. Dolayısıyla üniversite hayatımda bilimsel araştırmalar yapmaya başladım. Karadeniz Teknik Üniversitesi’ndeyken de yapıyordum. Devlet üniversitelerinde ve TÜBİTAK fonlarında çok önemli sorunlar var. Devlet üniversitesinde projeniz olması ve fon bulabilmesi çok zor. TÜBİTAK’a gittiğinizde kapıları açıp o paraları bulabilmek çok zor, bulsanız dahi TÜBİTAK’ın para ödeme mantığı korkunç kötü. Bu mantıkla sizin büyük işler yapmanız çok zor. Benim şansım buradan gittikten sonra değişti. Çünkü ben yılda 2 milyon dolar harcayan bir ARGE şirketinin altında 18 insanla çalışma şansına sahip oldum. Allah herkese nasip etsin. Bu 10 yıl içerisinde büyük işler yapmamızın altındaki neden bu organizasyon. Devlet üniversitelerinde bu zor inşallah düzelir” dedi.
 
Yeni Şeyler Yapabilmek Üretmekten Önemli
 
Bilimin Türk iş dünyasındaki yeri ve öneminden bahseden Ovalı, “Türkiye’de artık iş adamları şunu öğrendi. İşadamlarımız sadece al-satla para kazanmayı öğrenmişler. Sonra bir gün üretici olmayı denediler. Sonra bir şeyin farkına vardı ki; binlerce teknolojiyi alıp üretmekten para kazanabilirsiniz ama siz ona bir şey ekleyebiliyorsanız, ya da bir şey yapabiliyorsanız daha büyük para kazanabilirsiniz. Ve şimdi benim şahit olduğum 7 büyük firma çok önemli destekler dağıttılar, gencecik insanların projelerine” dedi.
 
Projeler Sizin Kaderinizi Değiştirecek
 
Ovalı şöyle devam etti, “Projeye para yatıran firmanın biri bir kimya armatör projeye yaklaşık 1 buçuk milyon para yatırdı ama çıktısı kendisi oldu. Çıkan ürünün yüzde 93’ü kendisinin oldu. Yüzde 7 projeyi üretenlerin. Böyle başlamak lazım. Yüzde 7 az falan demeyin. Çünkü işadamları sizin üzerinizden para kazanabileceğini anlıyor ve projelerinizi yatırım yapmalarının önünü açmış oluyorsunuz. Ama o yatırımları kapabilmeniz için bol bol proje yazmalısınız. Yazın çöpe atın yazın çöpe atın… Ama bir gün biri kabul edilecek. Oda kaderinizi değiştirecek” dedi.
 
Almanlar Projeme 7 Milyon Dolar Yatırdı
 
Ovalı, “Şuan Alman firması benim projeme 7 milyon dolar para yatırıyor. Borusan’ın arkasındaki firma benim projeme 7 milyon dolar yatırdı. Dolayısıyla geliyorlar. Çünkü Avrupa’da bu projeyi yaptırsa daha pahalıya gelecek, burada daha ucuz. O yüzden gençlerin önü açık, kendi önünüzden çekilin. Bunu Türkiye’de yapamayacağız fikrinden vazgeçin. Para büyük bir güç gibi duruyor ama o parayı yaratan benim. Siz bilim adamları, sizden daha büyük bilim adamı karşısında eğilmediğiniz sürece kapitalizm sizi kontrol edemez. Yaratıcı sizlersiniz.”
 
Çalışmamı Beğenmeyen Firmalar Kapıda Sıra Bekliyor
 
Ovalı, “İstanbul’da gencecik bilim adamları bir araya geliyor. Şirketler kuruyorlar. Devlet olarak biz onları tutup kapitalizme teslim olmalarını engellemeliyiz. Ama bilgi kapitalizmi kontrol edebilir. Bilgi daha yeni birikiyor. Dün burnundan kıl aldırmayan iş damları bugün kapınıza geliyorlar.  Ben ilk projemi sunduğumda firmaya adam ayak ayak üstüne attı, ‘Çok ilginç hocam başarılar dedi’ çıktım. Şimdi benim projemi beğenmeyen firma onu satın almak için Mehmet Ali Aydınlar’ın kapısında 8. Randevuda. Bu güç, bu özgürlük. Ama buna devletin politikası ve mantığının uyması lazım. O vahşi kapitalizmin iğrenç yönünü devlet kontrol edebilir ancak. Ama bizlerin mantığı bir arada olursa ve devlet politikası da buna göre dizayn edilirse düzelir. Ben ümitliyim. Bu zamana kadar çok kötüydü. Çalışan üreten insan sayısı arttıkça bu durum düzelir.
 
Nobel Çok Zor
 
Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Türk Profesör Aziz Sancar’la ilgili, “Aziz Sancar’ın o öyküsü 28 yılını sadece molekülle geçirmiş durumda. Nobel çok zor. Bizim oraya gidebilme şansımız zor. Gururumuz Sancar. Çünkü kendini yaratan birisi. Çok önemli bir iş yaptı şeklinde konuştu.
ATAKAN TOK
 
Editör: TE Bilisim