Çarşamba günü, Gebze istikametinde oto yolda sürerken sol şeritten geçen yunuslar dikkatimi çekti önce.

Sonra en az beş tane saydığım polis araçları.

Derken, üzerinde çakarları olan 7-8 adet siyah otomobil.

Sonrasında VIP minübüsler…

Sonrasında yine siyah çakar lambalı otomobiller.

Derken polis aracı…

Yanımdakiler ‘’ kim geçiyor acaba ?’’ Diye sorarken, benim aklımda tek düşünce…

Can tatlı tabii…

Can tatlı olmasa bu kadar koruma neden olsun ki?

Sonra,  ruhsal durumu bozuk olmasına rağmen, ailesi tarafından başıboş bırakılan ve tek başına yaşadığı evde ‘’dur gidip birini öldüreyim’’ diyerek eline aldığı samuray kılıcıyla rast gele can alan 27 yaşındaki Can Göktuğ B. geldi aklıma.

Boşanmak istediği kocası tarafından araçla duvara sıkıştırılarak öldürülen Salime P.’i düşündüm.

Yine boşanmak istediği kocası tarafından yakılan Münire T.’yi hatırladım.

Van da, bir türlü katili bulunamayan minik Leyla’nın gülden güzel yüzü geçti gözümün önünden.

Münevver Karabulut, Gül Dünya, Özgecan Aslan ve koruması yok diyerek katledilen binlerce kadın…

Derken, o cenaze evlerine korumalarıyla taziyeye giden bizim siyasetçilerimiz, kanun ve yasa yapıcılarımız geldi gözümün önüne.

Korunamayan, korunamadığı için, yada yasaların, kanunların verdiği yüz ile iyi halden, kravatından, tahrik bahanesi olduğundan, akli dengesiz bozuk raporu olduğundan, tanıdığı, dayısı, amcası, siyasetçi olduğundan ya da siyasilerin çarpışmalarından dolayı bir türlü neticeye ulaşılamayan sözleşmeler, anlaşmalar kısacası türlü türlü bahaneler bulunarak sabahı tutuklanıp akşamı serbest bırakılan, birkaç ay ya da sene yatıp aflarla salınan caniler geldi aklıma.

Sonra, sordum kendime

Kimin canı daha tatlı?

Sizin de dikkatinizi çekti mi? Durduk yere il sınırlarına konulan şehir tabelalarının üzerinden rakım ve nüfus bilgileri silindi!

Yani artık il tabelalarının üzerinde bilgiler yok. Sadece, hangi şehire giriyorsanız o şehrin adı var.

Gerekçe ne diye soruyorsunuz?

Efendim, o bilgileri yazmak çok masraflı oluyormuş!

En kıytırık müdürün altına makam aracı veriyorsun çatır çatır benzin yakıyor masraf olmuyor ama bir kutu yağlıboya!

Artık nasıl bir masraf oluyorsa!

Aslında durduk yere değil tabi ki bu silme işlemleri!

Ne demişti Sayın Cumhurbaşkanı?

“ Salgın sonrası yeniden şekillenecek küresel sistemde  ülkemizi daha avantajlı bir konuma getirmeyi hedefliyoruz...”

Ve neredeyse tüm siyasetçilerin zikrettiği ama insanların çoğunun janjanlı bir cümleden ibaret gördüğü“ Yeni Dünya Düzeni”

Neydi bu Yeni Dünya Düzeni?

Kısacası ülkemde enteresan şeyler oluyor.

Enteresan demişken, Kocaeli Kartepe Tepetarla’dan bir vatandaşımız yazmış: “Başka  şehirde yaşayıp ölenleri bizim Tepetarlada ki mezarlığa gömüyorlar. Tuhaf olanı vefat edenlerin bizim köyümüzle hiçbir bağlantıları yok! ”

Dedim ya memlekette tuhaf şeyler oluyor.

Umarım bu nereden geldikleri bilinmeyen gömmeler de Yeni Dünya Düzenine ait uygulamalardan biri değildir.

Umarım değildir