Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile İçişleriBakanı Süleyman Soylu, Kabinenin en önemli, bakanlarıdır...Biri güvenlikten, öteki ekonomiden sorumlu.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında ve solundaki; en yakın iki isim.
En çok eleştirilen de iki bakan. Anavatan Partisi’nin en kudretli bakanlarından; rahmetli  Mustafa Taşar’in ‘Çok iş yapan çok, az iş yapan az eleştirilir’ lafını hala aklımda..
 
Bu iki bakanı sevin veya sevmeyin, beğenin ya da beğenmeyin. Oy verin veya vermeyin. Başarıları. Başarısızlıkları. Her yaptıklarını eleştirebilirsiniz. Siyasi tercihinizi bir kenara koyarsanız şu gerçekleri görürsünüz..
 
Bu iki bakan, kendilerinden önceki bakanlara hiç benzemiyorlar. İkisi de Trabzonlu. Farklı karakter. Buna Trabzon’un gücü diyebiliriz..
 
Berat Albayrak’tan başlayalım..
Türk ekonomisi bugün ortaya koyduğu müthiş direnç ve aldığı stratejik kararları başarı ile uygulamaya koyup ekonomik kriz virajını sağ salim döndüren biri..  

Cumhurbaşkanı Erdoğan ona güvendi ekonomiyi  teslim etti. O da ateşten gömleği seve seve giyindi. Kendisine saldıranlara cevap vermedi. Omuz vermeyenlere (kendi partisinde olanlara dahi ) bir gün dahi sitem etmedi…

Çünkü öyle bir beklentisi olan bir insan hiç olmamış!..“O şunu dedi bu şöyle söyledi” ye hiç bakmayan, son derece soğukkanlı, kendine güvenen, sabırlı, sakin, kararlı, siyasi polemiklerden uzak, sadece görevine odaklanan bir bakan gerçeği karşımızda...Her şeye rağmen iyi niyetli.
 
Araya bir not düşelim istedik..
 
Bakan Albayrak’i yetiştiren baba kim?
Erdoğan’ın dünürü…Türkiye sevdalısı. Trabzon aşığı…Çalışkan..Üretken..Gazeteci-Yazar… Karakteri. Fıtratı…İnancı. Dik duruşu takdire şayandır. Çocuklarını de aynı hassasiyetle yetiştirmiş..
Kimden mi bahsediyoruz? Sadık Albayrak’tan..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dünür oldu diye, kişiliği ve yaşantısı değişmemiş. Aksine daha mütevazı olmuş. Normal yaşantısına devam etmiş.. Sahte dostlara aldanıp, gerçek dostlarını hiç unutmamış. Oğlu bakan oldu diye böbürlenmemiş.
 Aksine… Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘a dünür olunca aktif gazeteciliği bıraktı. Adı hiç bir şaibeye bulaşmamış. Oğlu bakan olunca da, etrafını saran, her dönemin dalkavuklarına itibar etmemiş. Onlardan hep kaçmış..
 Trabzon’un Parma yaylasında mütevazi bir  ev yapmış. Büyükşehir’in Kırlı havasından kaçmış, oksijenin bol olduğu temiz havaya sığınmış.
 
İçişleri bakanı Süleyman Soylu,
Bütün eleştirilere rağmen, Bakanlığı yönetmedeki başarıları ve icraatları takdire şayandır. Bunu 15 Temmuz  gecesinde canı pahasına TRT’ yı basan terör örgütlerine nasıl meydan okuduğunu gördük.
PKK –FETÖ ve diğer terör örgütleri ile olan mücadelesi alkışlanacak düzeydedir. Deprem ve sel felaketlerinden vatandaşın yanında olan vazgeçilmez bakanıdır. Depremzedelerle yatar, afetzedelerle kalkar. Nerede bir sorun varsa Bakan Soylu  orada..
Bir siyasi gelişmenin kavramasında ve uygulamasında dirayet gerektiren noktayı, işin en hassas ayrıntısında kavrayan yönetim ustalığı ile dikkat çekebilen bir kıvrak zeka.
Olayların yorumlanmasında makul olanın disiplinini kullanır. Başarıları üstün akıl kullanma yeteneğine borçludur..
Hayatın imbiğinden geçmiş, bilgisini, birikimini, deneyimini zirveye çıkarmış; damıtmış, hayatının her anını devlet ve millete amade geçirmiş bir insan
İçişleri Bakanı yalnız ülke içindeki terörle mücadele etmiyor.
 Küresel güçlerin dolaylı saldırılarına karşı da strateji ve taktik geliştiriyor
 Yalnız Amerikan gizli örgütleri CIA değil…İsrail gizli örgütü MOSSAD’ı ve Alman gizli örgütü BND’yi de ekleyin.
Mücadele alanına da Irak ve Suriye topraklarını da ilave edin. İçişleri Bakanı işte böyle bir dönemde küresel güçlerin saldırılarıyla mücadele ediyor
 İlk kez psikolojik üstünlüğü ele alan bir bakan, kâh Tendürek’te, kâh Kato’da, kâh Ağrı Dağı’nda “Dağlar da artık bizimdir.” diyor