2025 yılı fındık hasat takvimi açıklandı, ancak Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi'nden gelen açıklamalar, üreticileri uyardı. Ticaret Bakanlığı Doğu Karadeniz Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün genelgesi doğrultusunda belirlenen takvime göre; sahil kesiminde 3 Ağustos, orta kesimde 8 Ağustos, yüksek kesimlerde ise 14 Ağustos’tan itibaren fındık hasadı başlayacak. Ancak uzmanlar, özellikle 250 rakım altındaki bölgelerde bu tarihin erken olduğunu, fındığın olgunlaşmadığını ve erken toplamanın ciddi randıman kaybına yol açacağını söylüyor. Sahadaki gözlemler, fındıkların büyük bölümünün kızarmadığı ve zurufundan zor ayrıldığı yönünde.
“Fındığın Üçte İkisi Henüz Olgunlaşmadı”
Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, fındığın fiziki olarak hasada hazır olmadığını vurguladı. 3 Ağustos tarihinin, 250 rakım altındaki fındık bahçeleri için uygun olmadığını belirten Pehlevan, “Şu anda fındıkların büyük bir kısmı kızarmamış, zuruflarından zor ayrılıyor. Bu da demektir ki henüz olgunlaşma tamamlanmadı. Üretici bunu biliyor ama hasada erken başlarsa, randıman düşecek, gelir kaybı yaşanacak. Kuraklığın da etkisiyle fındık gelişiminde gerilik var. Bu şartlar altında üretici dikkatli olmalı” dedi. Pehlevan ayrıca, erken hasadın cezai yaptırımları olduğuna da dikkat çekti.
Erken Hasada Karşı Yasal Önlemler Devrede
Fındık toplama tarihlerine uymayan üreticilere yönelik yasal yaptırımların uygulanacağını ifade eden Pehlevan, bu yıl erken tarihler verilmiş olmasının yeni bir soruna neden olabileceğini dile getirdi. “Fındık henüz tam olgunlaşmadan toplanırsa hem kalite hem de verim düşer. Bu yıl, verilen tarihlerin çoğu bahçeler için erken. Devletin kolluk kuvvetleriyle bu süreci denetlemesi gerektiğini düşünüyorum. Hasada erken başlamak sadece bireysel zarar değil, sektörel zarar da getirir” şeklinde konuştu. Pehlevan, üreticilerin sahadaki gelişime göre hareket etmesi gerektiğini ve gelir kaybı yaşamamaları için sabırlı olmalarını tavsiye etti.
Üretim Alanları Daralıyor, Gençler Tarımdan Uzaklaşıyor
Fındık üretimindeki en büyük sorunlardan birinin üretim alanlarının daralması olduğunu belirten Pehlevan, gençlerin tarıma olan ilgisinin azaldığına da dikkat çekti. "Fındık bahçeleri imara açılıyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor. Bu da motivasyon kaybına neden oluyor. Oysa fındık; ülkemize döviz kazandıran, kırsalda istihdam sağlayan, sanayinin de hammaddesi olan çok kıymetli bir ürün. Bu nedenle gençlerin tarıma kazandırılması, fındık üretiminin teşviklerle desteklenmesi gerekiyor. Katma değerli üretimle dış pazarda çok daha güçlü hale gelebiliriz” dedi.
Rekolte Belirsizliği: Hangi Rakam Gerçek?
Fındıkta 2025 yılı rekoltesiyle ilgili kafa karışıklığı yaşanıyor. Farklı kaynaklardan gelen açıklamalarda 420 bin tondan 620 bin tona kadar uzanan üç farklı rakam konuşuluyor. Cemil Pehlevan, bu farkın kabul edilemez olduğunu belirterek, “TÜİK 520 bin ton diyor, bazı ticari çevreler 620 bin ton açıklıyor, kamu ise 420 bin ton olarak ifade ediyor. Bu kadar farklı tahminler sektörü olumsuz etkiler. Don, kuraklık, kokarca zararı ve külleme hastalığı gibi etkenler göz önüne alınıp gerçekçi bir rekolte tahmini yapılmalı. Ancak bu şekilde sağlıklı fiyat politikası oluşturulabilir” ifadelerini kullandı.