Baraj gölüyle sular altında kalan ilçe merkezine ve köylere artık sadece anılar ulaşabiliyor. O anıları yeniden yaşamak isteyen profesyonel yüzücü Serhat İnce ise sıra dışı bir yol seçti: dalış. Eski evlerin duvarları arasında yüzüyor, camilerden odalara kadar her bir noktada geçmişiyle yüzleşiyor. Kimi zaman bir balkondan diğerinin penceresine, kimi zaman su altında kalmış bir çatının içine doğru kulaç atıyor.
Yusufeli Barajı altında kalan hayatlar
Çoruh Nehri üzerinde yükselen Yusufeli Barajı, yalnızca enerji üretimiyle değil, bir ilçeyi tümüyle suya gömmesiyle de Türkiye tarihinde iz bıraktı. Baraj inşaatı tamamlanıp su tutmaya başladığında, Yusufeli ilçesiyle birlikte 7 köy de sular altında kaldı. Evler, yollar, camiler, okullar... Hepsi artık gölün dibinde. Yeni yerleşim alanları kurulmuş olsa da, eski Yusufeli'nin hatıraları suyun altından hâlâ insanları duygulandırmaya devam ediyor.
Dalışla gelen geçmiş: Odadan odaya kulaç
Profesyonel yüzücü Serhat İnce, baraj gölünün çekildiği bölgelerde dalış yaparak, çocukluğunun geçtiği sokaklarda adeta yeniden yaşıyor. Çeltikdüzü köyünde bir zamanlar mahalle arasında yürüdüğü yerlerde artık yüzerek dolaşan İnce, “Zamanında çay içmeye gittiğimiz evlerin arasında şimdi suda yol alıyorum” diyor. Dalışlarında suyun içinde bir balkondan diğer evin camına, oradan da çatısına kadar geçişler yaparak geçmişin izini sürüyor. Özellikle cami minaresinin su yüzeyinden görülebildiği noktalarda yaptığı dalışlar, görenleri hem etkiliyor hem hüzünlendiriyor.
Anılar su altında ama kalplerde yaşıyor
İstanbul’dan memleketine dönen İsmail Bayraktar gibi çok sayıda kişi, yaz aylarında baraj kenarına gelip, suların altında kalan evlerine yukarıdan bakıyor. “Evimiz, yolumuz, köyümüz tamamen sular altında kaldı” diyen Bayraktar, eski hayatlarına bir daha dönemeyecek olmanın hüznünü yaşadıklarını söylüyor. O bölgeye ait sesler, kokular, sabah güneşiyle uyanmalar artık yalnızca hafızalarda kaldı. Ancak yapılan dalışlar, çekilen görüntüler ve anlatılan hikâyeler sayesinde bu hafızalar diri tutulmaya çalışılıyor.
Sular altında kalan Yusufeli, artık sadece bir coğrafya değil; aynı zamanda bir hatıralar galerisi. Serhat İnce gibi insanlar sayesinde, bu hatıralar su altında kaybolmuyor, aksine birer hikâyeye dönüşerek yaşatılıyor. Siz de geçmişe bir yolculuk yapmak isteseydiniz, hangi anınıza geri dönmek isterdiniz?