Hurda malzemelerden köpek zili üretiyor: Türkiye’de sadece iki usta kaldı
Gümüşhane'nin Kürtün ilçesine bağlı Cami Yanı Mahallesi’nde yüzyıllardır süregelen bir zanaat, genç bir usta sayesinde yeniden hayat buluyor. Muammer Düzgün, çocukluğunda babasının atölyesinde başladığı zil ustalığını, kendi geliştirdiği tekniklerle geleceğe taşıyor. Bugün, Türkiye’de köpek zili üreten iki kişiden biri olarak bilinen Düzgün, ata yadigârı bu mesleği hem sürdürüyor hem de dönüştürüyor.
Hurda malzeme, özgün tasarım ve net bir ses
Muammer Düzgün’ün farkı sadece zanaatkârlığında değil, ürettiği ürünlerin tasarımında ve kalitesinde de yatıyor. Geleneksel zil üretimine farklı bir bakış açısı getiren Düzgün, hurda musluk, batarya ve eski pirinç parçalardan topladığı malzemelerle özel ziller üretiyor. Trabzon’dan temin edilen bu geri dönüştürülmüş malzemeler, onun elinde adeta birer sanat eserine dönüşüyor.
Zillerin iç kısmında kullanılan 9 mm’lik bilyeler, tok ve net bir ses çıkmasını sağlıyor. Üstelik bu tasarım, piyasadaki sıradan zil modellerinden çok daha dayanıklı ve işlevsel. Kalıplarını ise Konya’da özel olarak yaptıran Düzgün, her bir üretim sürecini baştan sona kendi kontrol ediyor.
Babadan oğula, geçmişten geleceğe bir ustalık
Muammer Düzgün, geleneksel yöntemleri modern taleplerle birleştirerek klasik zanaatleri çağın ihtiyaçlarına uyarlıyor. Babasının yıllar boyunca ürettiği klasik çan tipi zillerin artık talep görmediğini fark eden Düzgün, “Ben bu işe farklı bir boyut kazandırmak istedim” diyerek arayışa girmiş. Sonuçta ortaya, özgün tasarımıyla sektörde aranan bir ürün çıkmış.
Bugün ürettiği ziller, avcılardan çobanlara, sürü sahiplerinden toptancılara kadar geniş bir kesim tarafından tercih ediliyor.
Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıyor
Düzgün, ürünlerini sosyal medya üzerinden tanıtıyor ve satıyor. İstanbul, Ankara, Konya, Bursa gibi büyük şehirler başta olmak üzere Türkiye’nin her noktasına kargo ile ulaştırıyor. Her bir zilin üzerinde el emeği, ustalık ve tasarım yatıyor. Düzgün, bu işi sadece bir kazanç kapısı değil, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasını yaşatma çabası olarak görüyor.
Muammer Düzgün’ün hikâyesi, geleneksel zanaatların yok olmaya yüz tuttuğu bir dönemde, genç bir ustanın kararlılığıyla nasıl yeniden canlandırılabileceğinin en güzel örneklerinden biri. Siz de böyle özgün ustalık hikâyelerini desteklemek için yorum bırakabilir ya da paylaşabilirsiniz.