Sağlık Turizmi Konfederasyonu (SATKOF) Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, gazlı içecekler, meyve suları, soslar ve hazır gıdalarda yer alan yüksek fruktozlu mısır şurubunun (HFCS), insan sağlığı için ciddi risk oluşturduğunu söyledi. Bay’a göre bu ucuz tatlandırıcı, vücudun insülin dengesini bozarak obeziteyi, karaciğer yağlanmasını ve metabolik bozuklukları tetikliyor. “Fruktoz şurubu, kısa vadede keyif verse de uzun vadede sağlık açısından ciddi bir tehdit. Çocuklarda şekerli içeceklere bağımlılığı artırıyor, yetişkinlerde karaciğer fonksiyonlarını bozuyor,” uyarısında bulundu.
Gazlı içeceklerdeki gizli tatlandırıcı: Fruktoz şurubu
Prof. Dr. Bay, mısırdan elde edilen fruktoz şurubunun, şeker pancarından üretilen doğal şekere göre çok daha zararlı olduğunu belirtti. Bu madde, vücutta doğal yollardan parçalanamadığı için yağa dönüşerek karaciğerde birikir. Düzenli tüketim, karaciğer yağlanması, insülin direnci, tip 2 diyabet ve obeziteye yol açabiliyor.
Fruktoz şurubu içeren gazlı içecekler, sadece kalori yüküyle değil, aynı zamanda bağımlılık etkisiyle de dikkat çekiyor. Bu içecekler beynin ödül merkezini uyararak, sürekli tatlı isteği yaratıyor. Uzmanlar, “Gazlı içecekler sadece susuzluğu gidermez, aynı zamanda metabolizmayı yavaşlatır ve yağlanmayı hızlandırır” diyor.
Etiket okuyun, doğal şekeri tercih edin
SATKOF Başkanı Bay, vatandaşlara etiket okuma alışkanlığı kazanmaları gerektiğini hatırlattı. “Yüzde 100 meyve suyu” ibaresi taşımayan içeceklerin büyük kısmında yüksek fruktoz şurubu bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Şeker pancarından üretilen şeker, glukoz ve fruktozun doğal oranında bulunduğu için vücut tarafından daha dengeli emilir. Fruktoz şurubu ise metabolizmayı altüst eder. Etiketlerde ‘fructose syrup’ veya ‘HFCS’ ifadelerini görüyorsanız, uzak durun.”
Bu tatlandırıcı sadece içeceklerde değil; hazır soslar, ketçap, bisküvi, yoğurt, enerji içecekleri gibi birçok üründe de bulunuyor. Uzmanlar, “Tatlı tadı hafif ama kalıcı olan bu ürünler, kilo kontrolünü zorlaştırıyor ve insülin direncine zemin hazırlıyor” uyarısında bulunuyor.
Obeziteyle mücadele için şeker vergisi önerisi
Prof. Dr. Bay, halk sağlığını korumak için şekerli içeceklere ek vergi getirilmesi gerektiğini belirtti. “İngiltere, Meksika ve İrlanda gibi ülkelerde olduğu gibi, 100 mililitrede 5 gramdan fazla şeker içeren içeceklerden vergi alınmalı. Bu gelir, gençlerin spora yönlendirilmesi ve sağlıklı yaşam kampanyalarına aktarılabilir,” dedi.
Bay, Türkiye’nin Avrupa’nın en kilolu ülkesi haline gelmesinde fruktoz şurubunun rolünün büyük olduğunu vurguladı. “Toplum olarak farkındalık yaratmalı, çocukları erken yaşta şekerli içeceklere alıştırmamalıyız” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin avantajı: Şeker pancarı üretimi
Türkiye’nin şeker pancarı üretiminde güçlü bir ülke olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bay, yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini söyledi:
“Şeker pancarı, hem halk sağlığı hem de tarımsal kalkınma açısından stratejik bir üründür. Üretimi artırarak hem çiftçimizi destekleriz hem de zararlı tatlandırıcılara olan bağımlılığı azaltırız.”
Fruktoz şurubu sessiz bir tehdit
Uzmanlara göre gazlı içeceklerin masum görünen tatlı tadı, vücutta uzun vadeli yıkıcı etkiler bırakıyor. Fruktoz şurubu, metabolizmayı bozan, karaciğeri yağlandıran ve obeziteyi tetikleyen en tehlikeli katkı maddelerinden biri.
Bu nedenle doğal pancar şekeri, yüzde 100 meyve suyu ve etiket bilinci sağlıklı yaşamın temel unsurları arasında yer almalı.