Trabzon’da gazetecilik yaptığım yıllardı..
Trabzon-Rize kavgası, şiddetliydi.
Fanatik guruplar arasındaki kavga, ”Trabzon-Rize” kavgasına dönüştürmüşlerdi..
Rize dolmuşlar Of’u, Trabzon dolmuşçuları  ise  İyidere’yi geçemiyorlardı..
İki komşu ve kardeş il arasındaki kavga ülke gündemine oturmuştu.
Trabzon ve Rize’deki önemli isimler devre girdi. Medya olarak yazılarımız ile destek verdik.
Siyasilerin özverili gayretleri, bu kavgayı bitirdi..
Bir daha böyle bir kavgaya izin verilmedi. Sağduyu kazandı..
Rizeli olarak en dostlarım Trabzon’dandır..
*
Ardeşen-Hopa arasında buna benzer bir kavgaya şahit olduk.
Her iki ilçenin önde gelen, aklıselim insanlar buna izin vermediler.
Artvin Emniyet müdürü Mehmet Selvi yönetimindeki güvenlik güçlerimizin başarılı çalışmaları, kaymakamlarımızın uyumlu hareket etmeleri, siyasilerimizin destekleri ile bu sorun aşıldı. Emniyet müdürü Selvi’nin üstün niteliklerini Ankara’dan biliyorum..Kıvılcım, ateşe dönüşmedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, olayı yakından takıp etti. İki komşu ve kardeş ilçe zarar görmemesi için talimat verdi, gereğini istedi.
 Artvin’den de sorumlu olan Erzurum Jandarma Bölge komutanı; Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu, olayların büyümemesi için jandarmayı teyakkuza geçirerek, her aşamasını yakından takip etti. Bu arada hemşerim  ve yakın  dostum  olan Ahmet Paşaya da yeni görevinde başarılar diliyorum..
*
Hopa’daki olay neydi ?
Bir ay önce yaşandı. “Hopa’da bir taksici öldürüldü” başlığı ile gündeme oturmuştu.
Benimde ilçem olan Ardeşen’den bir ekip, Hopa’daki gazino veya pavyona, her neyse giderler.İçerler..Sarhoş bir kadın ile anlaşıp bir yerlere gitmek isterler..(Söylendiğine göre)
Öldürülen şoför,  sarhoş olduğu ileri sürülen kadını aracına almak istemez. Olay büyür.
“Alırsın-almasın” derken şoför, zorla aldığı yolcuları Hopa’daki taksi durağına götürür.
Şoför arkadaşlarının desteği ile Ardeşen’li ekibe iyi bir dayak atarlar. Buna gerek yoktu, “müşteri her zaman haklıdır” mantığı ile kavgadan kaçabilirlerdi. Kaçmadılar.
Söylenene göre, hemşerilerimiz Ardeşen’e gidip, silahlarını alıp, Hopa durağına gidip, kavga ettikleri taksiciyi öldürürler. Hem de ertesi gün. Kötü olan da burası.. Dayağa-Dayak olsaydı olay büyümez, kimse zarar görmezdi..
Özetin özeti şu: Bir sarhoş pavyon veya hayat kadını için çıkan kavga… Ertesi gün öldürülen taksici. Hayatları, biten iki genç..
Olay önce teröre bağlanmak istendi; tutmadı. Sonra “mafya hesaplaşması“denildi, kimse yutmadı.
Hopa-Ardeşen kavgasına bağlanmak istendi,sağduyu hakim geldi..
Ekmek kazanmak için gece çalışmak zorunda olan taksiciye ve ailesine yazık..
Bir sarhoş kadın yüzünden yedikleri dayağı gurur edip, ”Delikanlıyız biz” edasıyla ertesi gün kurşun yağdıran gençlere yazık… Ailelerine yazık. Ömürleri Cezaevi’nde geçecek..
Delikanlılığın onda dokuzu kaçmaktır be kardeşim..
Her kavgada, her dayak yemede adam mı öldüreceğiz?
Bir Ardeşenlı olarak, Hopa’nın güzel insanları ile çok iyi k anılarım, vardır.
Hem başsağlığı, hem geçmiş olsun dilemekten başka elimden bir şey gelmiyor..

Sevgili okurlarım, Tunca ve Tuncalıları çok severim. Onlarla olan dostluğumu taze bir heyecanla daima muhafaza ediyorum.
Tunca’nın eski muhtarı Musa Seker, halamın oğludur. Kuzeniz. Her yaz memlekete geldiğimde Tunca’daki dostlarım ile hasret gideririm. Tuncalıların misafirperverlikleri takdire şayandır.
Bu yaz, Yargıtay hakimi, dostum Mehmet Toprak ile birlikte birlikte Tunca’ya gittik. Aytemiz ailesine misafir olduk. Misafirperverlikleri olağanüstüydü. Özer Aytemiz dostumuzun evinde konuk olduk. Baba ve abi Halil Aytemiz olağanüstü insanlardır.
Öğrendiğime göre, geçtiğimiz Cuma günü abi Halil Aytemiz hiçbir sebep, basit bir tartışma yüzünden, aynı köyden R.A.A tarafından öldürüldü. Çok üzüldük. Halil dostumuzun mekânı cennet olsun. Aytemiz ailesine gönülden başsağlığı diliyor ve acılarını paylaşıyorum..
Ne oluyor bu hemşerilerime… Her kavga ettiğinizi, tartıştığınızı kişiyi öldürecek misiniz? Hangi dönemde yaşıyoruz. Barış-Huzur ve kardeşlik varken bu kavga niye?Allah’in verdiği can ancak Allah alır. Tuncalılara yakıştıramadım..
Olayı soruşturan Jandarma ve Emniyet güçlerimizden ve de soruşturmayı yürüten savcımızdan ricamızdır. Olayı ciddi araştıralım, detayları atlamayalım. Dostumuz Halil Aytemiz’i geri getiremeyiz ancak, adaletli bir soruşturma ve ceza, acılı ailenin acısını bir az olsun hafifleyecektir.
Bu olayın tüm aşamasının yakın takipçisi olacağız..
Hiçbir gerekçe, hiçbir mazeret cinayet işlememize neden değildir..