BM’DEN ÇARPICI RAPOR: AİLE KURMAK GİDEREK ZORLAŞIYOR
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) “2025 Dünya Nüfusunun Durumu” başlıklı raporu, dünya genelinde çocuk sahibi olmak isteyen milyonlarca insanın sistemsel engellerle karşılaştığını ortaya koydu. Rapor, düşük doğurganlık oranlarının arkasında kişisel tercihler değil, ekonomik ve sosyal kısıtlamaların yer aldığını vurguluyor.
EKONOMİK YÜKLER AİLE HAYALİNİ ERTELETİYOR
Rapora göre, yüksek yaşam maliyetleri, istikrarsız iş hayatı, barınma sorunları ve gelecek kaygısı gibi etkenler, özellikle genç neslin çocuk sahibi olma kararlarını ertelemesine neden oluyor. Ücretli izinlerin yetersizliği ve bakım hizmetlerinin maliyeti de bu tabloyu ağırlaştırıyor.
UNFPA DİREKTÖRÜ: “BU BİR TERCİH DEĞİL, ENGELLEME KRİZİ”
UNFPA İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem, mevcut durumu “doğurganlık değil, fırsat eksikliği krizi” olarak tanımladı. Kanem’e göre insanlar çocuk sahibi olmak istiyor, ancak sistematik olarak bu haklarının önüne geçiliyor. “Gerçek çözüm, ailelere ekonomik ve sosyal destek sağlamak, doğurganlık hizmetlerini erişilebilir kılmak ve ev içinde eşitliği teşvik etmekten geçiyor” dedi.
KADINLARIN ÜZERİNDEKİ YÜK DAHA AĞIR
YouGov tarafından 14 ülkede yapılan ankete göre, kadınlar çocuk sahibi olmama kararlarını büyük ölçüde ev içi sorumlulukların adaletsiz dağılımına bağlıyor. Kadınlar, hem ekonomik yük hem de bakım işlerinin çoğunun kendilerine düşmesi nedeniyle daha temkinli davranmak zorunda kalıyor.
KÜRESEL KRİZLER, GELECEK PLANLARINI GECİKTİRİYOR
İklim değişikliği, savaşlar ve ekonomik belirsizlik gibi küresel çapta yaşanan krizler de aile planlaması kararlarını doğrudan etkiliyor. Rapora göre, insanlar hem ekonomik hem de çevresel koşullar nedeniyle “istikrarlı bir gelecek” görmeden çocuk sahibi olmayı ertelemeyi tercih ediyor.
UNFPA’DAN HÜKÜMETLERE ÇAĞRI: SADECE SAYILARA DEĞİL, HAKLARA ODAKLANIN
Raporun sonunda UNFPA, ülkelerin yalnızca doğum oranlarıyla ilgilenmemesi gerektiğini, bunun yerine bireylerin çocuk sahibi olma hakkını destekleyecek sosyal politikalar üretmesi gerektiğini vurguladı. Ücretli izin, ucuz bakım, iş güvencesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği, çözümün anahtarı olarak gösteriliyor.