Sanki malum olmuş gibi Bayraktar Hocama sordum en son röportajımızda. İslam’da çocuk hakları var mıdır? Hayvanlara eziyet etmenin cezası var mıdır? Diye sormamın üzerinden bir gün geçmişti ki insanlığımdan, insanlıktan utandığım o görüntülerle karşılaştık

Sanki malum olmuş gibi Bayraktar Hocama sordum en son röportajımızda. İslam’da çocuk hakları var mıdır? Hayvanlara eziyet etmenin cezası var mıdır? Diye sormamın üzerinden bir gün geçmişti ki insanlığımdan, insanlıktan utandığım o görüntülerle karşılaştık ülkece. Hani karlar arasında sırtında bir çuval içinde evladının cesedini taşıyan babanın görüntüleri... Sözün bittiği yerdeydim. İki gün boyunca hiç gitmedi o görüntü gözlerimin önünden. Moralim sıfırın altında eksi sıfırlarda bende o karlarda donmuş gibi dolandım durdum. Ta ki bir başka haberi duyuncaya kadar. Zira bu haberde beynimi öfkeden ateşler sardı! Eskişehirli Can Aksoy adında ki cani bir genç, evinde beslediği kedisinin bağırsaklarını bıçakla deşip çıkararak o masum kedinin can çekişmesini seyretti tam 1 saat 45 dakika boyunca! Yavrucak ölmeyince de kafasını 15 kiloluk damacana bidonu ile ezmiş sonrasında da matah bir şey yapmış gibi bunu internet ortamında yayınlamıştı. Videonun tamamını izlemeye yüreğim elvermedi. Zira seyretseydim evimde tüm aile fertlerine can yoldaşı olan kedimin yüzüne nasıl bakabilirdim ki? Bir insan ki; insan demeye utanıyorum! Böyle bir vahşeti nasıl yapabilir? Bunlar nasıl çocukluk yaşamışlar da böyle cani olabiliyorlar? “ Ne alakası var?” diyerek, bir anlığına hümanist olduk değil mi? Aslında hepimiz hatalıyız. Çünkü bir kendimize saygı duyulmasını istedik yıllarca. Bu uğurda ne çevremize, ne de çevremizde yaşayanlara değer verdik. İnkâr etsek de, kapımıza yavruladı diyerek kedileri çuvallara doldurup o çuvalların ağzını sımsıkı bağlayarak dereye fırlatan nesillerin çocuklarıyız biz! Açlıktan kapımıza gelen kedileri, köpekleri “hırsız” diyerek kafasına odunla isabet ettirtene kadar tarlanın başına kadar kovalayan nesillerin torunlarıyız biz! TAKA gazetesinde gündemi ve daha ziyade siyaset yazmaya çalışıyorum. Ama ŞEHRE HABER adlı sitede özellikle “ Allahın yarattığı dilsiz kullar “  olan hayvanları ve onların sorunlarını, onlar için yapılabilecekleri ve insanların o CAN’lara karşı duyarsızlığına da değinmeye çalışıyorum. Bütün derdimiz bitti de, bir derdimiz hayvanlar mı kaldı demeyin! Hayvan sevmeyen insan sever mi hiç? Bu günün hayvan katili yarının insan kasabı işte! Bunun başka bir açıklaması olamaz! Hayvan sevmeyen, hayvanı gördüğünde kafasında türlü türlü eziyet etme hayali kuran bir insandan her şeyi bekleyebilirsiniz. Beklemelisiniz de. Ve bu insanlar ne yazık ki aramızda dolaşmaktalar. İki gün önce 8 yaşında ki oğlu için ağlayarak yardım isteyen bir anneye şahit oldum. 8 yaşındaki evladı bezlenmek zorunda kalıyormuş? Neden mi? Çünkü o 8 yaşında ki çocuk, sokakta oynadığı sırada 18 yaşında ki bir yaratığın tecavüzüne uğramış da ondan! Biz çocukken de sokaklar vardı. Biz şehir çocukları sabahtan akşama kadar sokaklarda oyun oynar, enerjimizi sokakta boşaltır, akşam yemeğimizi yer, hooop yatağa girer mışıl mışıl uyurduk. Keza köylerde yaşayan çocuklar biz şehir çocuklarından çok daha fazla şanslıydı. Çünkü onların tırmanacak ağaçları vardı. Şehir çocukları trabzanlara, sokak direklerine, pencere demirlerine tırmanırken onlar meyve ağaçlarına tırmanırlardı. Biz şehir çocukları sokakların tozuna, köy çocukları da bahçelerinin toprağında ki çamura bulanırlardı. Ama onlar da akşam olduğun da yorgunluktan yumulan gözlerini zor aralar, yatağa girer girmez uyuyup kalırlardı. Oysa şimdi köylüsü, kentlisi bütün çocukların ellerinde akıllı telefonlar var. Sınırsız bilgi baş uçlarında. Ve maalesef her bilgi temiz bilgi değildir. Elden ele dolaşan kirli ve sapıkça bilgiler çocuklara olmayacak şeyleri yaptırtmakta. Eskilerin cahillikten yaptıklarını, yeniçağın çocukları meraktan ve uluorta görmekten yapmaktalar. Ve bu merak, her şeyi uluorta görmek sadece çocukları değil, büyükleri de sarmakta. Hani yasaklanmasın diyerek ortalığı ayağa kaldırıyoruz ya… Hani internet yasası! Siz aklı başında bir insan olabilirsiniz. Siz yasaklara karşı çıkan, özgürleşmek için çabalayan bir insan da olabilirsiniz. Fakat siz böylesiniz! Ya diğerleri? Günün 24 saati internet başında oturan hangi siteye girdiği belli olmayan, neyi izlediği anlaşılmayan binlerce insan var bu ülkede. Hepsi sağlıklı, aklı başında görünen binlerce insan… Ama biz Dünya da çocuk pornosunda 3. Ülkeyiz! Korkunç bir rakam bu! Caninin biri sosyal medya da fenomen olacağım diye kedisini kesip, ağaca astığı köpeğinin önünde elinde çay fincanıyla poz verebiliyor! Bu insanlar gökten zembille inip buharlaşıp kaybolmadıklarına göre aramızda yaşıyorlar… Peki ya bu pis görüntüleri özgürce ve denetimsiz seyredenlerin ruh halleri? Ne yazık ki, bu paylaşımları sosyal medyada görmekten illallah diyen bendeniz için bir çocuklar, bir de hayvanlar değerli artık. Özellikle bu ikisinin yasalarla korunmaya alınmasını, çocuğu da, hayvanı da zevki uğruna katledenin en ağır cezayı almasını istiyorum. Hem de en ağır cezayı! Ne olmuş yani bir kediyi kesti diyenler? Ne olmuş bir köpeğe tecavüz etti diyenler? Bu gün kedi kesen, yarın anasını babasını keser! Bu gün köpeğe tecavüz eden, yarın sokakta oynayan sabiye tecavüz eder! Çünkü o “ İnsana “ saygısını kaybetmiştir. Saygının olmadığı yerde sevgi olur mu hiç?