Daha 2. Hafta önce,
Çok sevdiğimiz,
Canımız,
Kardeşimiz,
Gazeteci,
Kalem erbabı,
Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu'nu uğurlamıştık.
***
Onca yaşama azmine,
Onca birikimine,
Onca verdiği ışıltılara rağmen,
Genç yaşta veda etti.
***
İşte tam da onun bizde bıraktığı yaraları sarmaktaydık ki,
Neslican Tay veda etti.
Sosyal medya patladı...
***
Tanıdıkça sevdik,
Sevdikçe fena halde yaktı bizi Neslican...
***
Sporcuydu.
Sağlıklı bir yaşamı vardı oysa...
***
Spor esnasında adalesinde bir ağrı hissetti.
Doktora gitti.
Merhem falan/filanla geçiştirdiler.
Ama sorun geçmedi.
***
Esaslı bir tetkikin ardından,

"Çok geç kalmışsın.
Kanser bacağınızı sarmış ve hayli ilerlemiş safhada."
Derken bacak gitti.
***
Ama "olsun" dedi çaresiz.

"Ben bir bacaktan ibaret değilim ya" dedi.
"Kalan organlarımla yaşamalıyım" dedi.

Öyle de yaptı.
Söyledi,
Güldü,
Eğlendi...
***
Sonra kanser tekrar nüksetti.
Saçları dökülmeye başladığında da,
O kendisi saçlarını kazıdı.
***
Geceleri ağlıyor...
Gündüz aynanın karşısında taranıp süsleniyordu...
"Yaşamalıyım,
Hayata tutunmalıyım.
Bu kadar istekli bir insan ölmez her halde" diyordu.
***

Bu hevesli yaşama tutkusu karşısında o
Kanser utanıp geri çekiliverir sanıyordu.
Ama gel gör ki,
Yine dönüp dönüp geliyor Neslican'a...
***
Son gelişinde çaresizdi Neslican.
Hiç direnecek gücü kalmamıştı.
Bütün mücadelesini vermiş,
Azmi tükenmişti.
Suhuletle gitti.
Geride başarılması zor bir mücadele azmi bıraktı.
***
Geride,
Ona yürekten yanan,
Gözleri yaşlı,
82 milyon ve daha fazla seven bıraktı...
***
20 yaşındaki Neslican Tay Bursa doğumlu olsa da,
Aslen Rizeliydi.
Yani hemşerimizdi.
***
Zaten,
İlköğretim ve lise eğitimini Rize’de tamamlamış,
Rize'ye olan tutkusunu hiç unutmamıştı.
***
Neslican,
Bedeni yarım kalmıştı.
Gençliği yarım kalmıştı.
Okulu yarım kalmıştı.
Ama onun tarifsiz enerjisi gönlümüze doldu,
Doyurdu bizi Neslican.
Onun o engin yüreği ve bıraktığı acılar yetti bize...
Ruhun şad olsun.
Mekanın cennet olsun evlat!

TÜRKİYE NE DİYOR

Yakın zaman bir anket yapılmış ve
"Türkiye'nin en önemli sorunu ne?"
Sorusuna katılımcıların,
Yüzde 44.9'u ekonomi,
Yüzde 17'si işsizlik,
Yüzde 6'sı Suriyeliler,
Yüzde 5.2'si terör,
Yüzde 2.9'u da demokrasi ve
Hak,
Hukuk
Adalet yanıtını verdi.
Bilginize...

DAVUTOĞLU VE BABACAN

Malum bu iki isim,
Ak partinin çok önemli eski dallarındandır.
***
Babacan,
Yıllarca Ak Partinin ekonomisinin dümeninde olmuş,
Halka bu süreçte hiçbir sorun yaşatmamış,
İşinin erbabı,
Buna rağmen gösterişten uzak,
Sessiz sedasız görev adamlarından biriydi.
***
Mikrofon heveslisi,
Meydan düşkünü değildi.
Medya şovlar bilmez.
İşini bilirdi...
***
İşte bu mütevazi insan kenara alınınca,
“Ekonomi yolunda gitti demeye devam etti” demek doğru olmaz.
Yer yerinden oynadı adeta.
***
Şimdi belli ki parti kuruyor.
Ama hala suspus.
Onun için derler ki,
İyi bir hatip değil.
Kitleleri etkileme yeteneği yok gibi.
Buna rağmen,
Şimdi ki verilere göre oy oranı Davutoğlu'ndan 3 puan önde.
***
Davutoğlu ise,
Ak Partide çok önemli görevler üstlenmiş bir mühim şahsiyet.
Hilari Clinton ile çak bile yapmış,
Dışişleri başkanıyken.
Sonra Başbakan bile olmuş.
***
Ama diyor ki,
"Aslında başbakan değildim.
23 Nisan çocukları gibi oracıklarda oturdum.
Şimdi bana oy verin.
Beni iktidar yapın da devlet nasıl yönetilirmiş göstereyim."
***
Bakalım göreceğiz...
Hele sizler şu partilerinizi kurun.
Ağzınızdaki baklaları çıkartın.
Sonra bakacağız...
El mi yaman,
Bey mi yaman.

SALDIRMAZ

Bu sıralar bölge kaynıyor...
Amerika İran'a,
"Vurdu vuracak" vaziyetleri konuşuluyor...
***
Ama benim öngörüm,
Amerika İran'a saldırmaz.
Maşa varken elini yakmaz.
Lakin dostu dosta kırdırır.
***
İşte yakın geçmişte,
Bir hiç yüzünden başlayan ve 8 yıl süren.
Batı ekonomisini,
Bu savaş için sattıkları silahlarla abat eden,
O kanlı İran/Irak savaşını hatırlayalım...
***
Sonra savaş nedeniyle maddi olarak bu iki ülkenin,
Toplam kaybı bir trilyon dolar.
Bir hiç uğruna ölmüş 3 milyon genç insan.
Binlerce dul kadın ve on binlerce yetim çocuklar...
***
Evet,
Bunlar doğrudan savaşa girmezler;
Öldürmez, öldürtürler...
İşte buna da,
"Vekalet Savaşları" deniyor günümüzde...
***
Bakın,
Osmanlıyı yerle yeksan eden İngilizler değilmiş de,
Yunanlılarmış gibi;
Ermenilermiş gibi;
Bizim tarihte en alçak ve tehlikeli düşmanlarımız listesinde bu ikili vardır.
***
Oysa bu iki devlet gibi, onlarca devlet daha olsaydı,yine de vız gelirdi Osmanlıya.
Bu ülkeleri ayaklandırıp üzerimize süren İngilizlerdi.
***
İşte bir benzeri
İran/ Suudi Arabistan / Yemen üzerinden yıllardır savaş halindeler...
Silahlar satılıyor...
Paralar Batı'ya...
Acı,
Kan,
Ölüm ve gözyaşı Müslümanlara...
***
Evet,
Amerika İran'a vuramaz.
Ama İran'ı vurması için en baba silahları satar karşıtlarına...

NEDEN!

Haftalardır çocukları dağa kaçırılan,
Gözü yaşlı anneler,
Diyarbakır'da HDP Binasının önünde feryat ediyor...
***
Ama gel gör ki,
Bu tepki sanki birkaç annenin dramıymış gibi cılız kalıyor,
Büyüyemiyor,
Ülkeyi ve hatta dünyayı saramıyor.
***
Düşünüyorum da bu ilgisizliğe bir anlam veremiyorum.
Sivil toplum örgütleri bu konuda niçin suskun?
Oysa bu tepkiler,
HDP/PKK işbirliğini deşifre etmesi bakımından,
Muhteşem olacaktı...
***
En azından bu hainlerin,
Tüm dünyaya,
Güçlü bir görüntü eşliğinde,
Zalim,
Eli kanlı bir terör örgütü olduklarını yansıtabilirdik.
***
Olmadı,
Olmalıydı.
Şehit anneleri olmalıydı.
Canı yanmış anneler olmalıydı...
Cumartesi,
Pazar,
Pazartesi,
Haftanın tüm anneleri orada,
HDP önünde olmalıydı...

 FIKRA
Hırsız
Bir gece Hoca'nın evine hırsız girer,
evde ne var ne yok hepsini çalar,
evine götürür.
Bu sırada onu gözetleyen Hoca eşyasının kalanlarını sırtına alarak hırsızın evine götürür.
Hırsız hayretle sorar:
- Evimde bu saatte ne arıyorsunuz?
Hoca gayet sakin:
- Oğlum biz bu eve taşınmadık mı?