20 Kasım 1901'de Selanik'te doğdu.
3 Haziran 1963'te Moskova'da öldü.
62 yıllık ömrünce çok aşık oldu.
Pek çok kadın sevdi,
Çok kadınla evlendi.
*
Subaydı.
Lakin sağlık sorunları nedeniyle ordudan erken yaşta ayrılmak zorunda kaldı.
*
Özgürlükçüydü.
Ama çok kaldı zindanlarda.

Yüreği cesur,
Kalemi muhteşemdi şiirden yana.
*
20 Haziran 1951 yılında Önce Romanya'ya,
Oradan da Rusya'ya geçti.
Türk ve dünya şiirinde çığır açtı...
"Akın var akın.
Güneşe akın.
Güneşi zapt edeceğiz.
Güneşin zaptı yakın."
*
Baba tarafından dedesi Nâzım Paşa valiliklerde bulunmuş,
Özgürlükçü tarafı ,
Şairliğine de yansımış bir üstat idi. 
Söylenir ki,
Mevlevi tarikatındandı.
Anayasacı Mithat Paşanın yakın arkadaşıydı.
Onun şiirlerinde aşkı,
Vatan sevgisini ve ideolojiyi görmemek imkansızdır..
*
Aramızdan ayrılalı 55 yıl oldu.
Ama hep onunla beraber yaşıyoruz şiirlerinde.
İşte sanatçı bu!
Gömülse de,
Bir başka ülkenin kara toprağına,
Ölmüyor.
Ölmüyor işte...
Nice yaşlara Nazım!

PAŞANIN APOLETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında rakibi Muharrem ince'ye çakıyor.
Ak Partili siyasiler alkışlıyor.
Odalar ve borsalar birliği başkanı  da alkışlıyor.
Hatta öylesine mutlu olmuş ki,
Hem alkışlıyor,
Hem de gözlerinden yaş geliyor...

Ama sorun yok.
Asla problem değil.
Lakin aynı masada Bir Orgeneral Paşamız var ki.
O da Muharrem İnce'ye yapılan eleştiriyi gülerek alkışlıyor...
Ve o da çok çok keyifli...
İşte burası olmadı.
*
O makamların paşaları ciddidir.
Gevşemezler.
Kabukları kalındır.
İçini göstermezler.
İşte İnce'nin öfkesi buna.
*
Tabi ki paşa da olsa bir partiye tercih yapılır.
Ama bunun aleni olması gerekmez.
Yanlış olmuştur.
*
Gelelim İnce'nin tepkisine.
İnce ,"O paşanın apoletlerini sökeceğim"
Güzel değildi.
O rütbeler seçim meydanlarında takılmıyor.
Oralarda sökülmezler.
Türkiye'yi yapılandırmaya niyetli bir siyaset mensubunun, asla dememesi gereken bir sözdü.
*
O Paşa'ya bir teessüf yeterdi.
Yetmez idiyse,
İstifası istenirdi.
Apolet sökme işi ,
Adaletin gerek duymasıyla olabileceği bir cezai müeyyidedir.
Evet,
Devleti hırpalamadan,
Problemleri çözmek siyasetçinin asli görevlerindendir.

NE BATTI?

Aslında yerinde bir soru,
Ne battı?
Ne batmadı ki?
Siyasiler olarak;
Sürekli bağırıyorsunuz.
Sürekli öfke krizlerindesiniz,
İşte o battı.
 
Millet kutuplaşıyor.
Biz ve ötekiler durumu oluşuyor.
Adete patlamaya hazır hallere doğru yolcuyuz.
İşte o battı.
 
FETÖ, ülkeyi yıkmaya ahdetmiş bir ahtapot.
Neredeyse 2 yıl oldu ama hala söküp atamadınız.
O battı.
 
Ülkenin kendi öz kaynakları bir bir yabancılara satıldı.
Artık kendi ülkemizde yabancı şirketlerin elemanları olduk.
İşte o battı.
 
Hayat standartlarımız yükselemiyor.
Kentlerimiz kepazelik.
Yollarımız yetersiz.
Kaldırımlar dar veya işgal edilmiş,
Yürüyemiyoruz.
İşte o battı.
 
Siyasiler vaatlerini unutuyor.
Umutta bırakıp, beklettikçe bekletiyor.
İşte o battı.
 
Devlet daireleri hatırlı insanların işe yerleştirdikleri mekanlar olmuş.
Gariban yerlerde sürünüyor.
Bilgi,
Liyakat değil,
İlla da sadakat aranıyor...
İşte o battı.
*
Daha çok batanlar var,
Ama yerim dar.

TROL CİNAYETLERİ

Seçimler arifesinde,
Sen tut  bir photo shop çalışmasıyla,
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nun eline rakı bardağını ver.
Trol şakası diyorum ama daha fazlası...
Hayasız bir saldırı.
Cibilliyetsiz bir iftira.
Alçak bir itibarsızlaştırma.
Benzeri İYI Parti lideri Meral Akşener'de yapıldı yapılıyor.
Hatta diğer siyasilere de.
*
Oysa bu ahlaksızlıktır.
*
Günahtır.
*
Ayıptır...

MARANKİ

Akit TV’deki programa katılan Ahmet Maranki,
Ak Parti seçimlerde eğer başarısız olurlarsa,
“Belgrat Ormanı'na gömdüklerini çıkararak savaşacaklarını”
söylemişti.
Bu tuhaf sözleri üzerine,
Hakkında dava açıldı.

Şimdi ne diyor biliyor musunuz.
Belgrat ormanlarına gömdüklerim,
"Silah,
Mermi,
Top,
Tüfek değil.
Öfkemizdir."
*
Demek öyle ha.
Demek sen öfkeni kastettin  öyle mi?
Seni öfkeli ve ödlek.
Ve biraz da kıvırıkçı...
Hadi geçmiş olsun,
Bundan sonra konuşmalarına dikkat et.

AH ŞU İFTAR SOFRALARI

İftar orucun sona ermesidir.
Uhrevi ve dini bir mahremiyeti,
Ağırbaşlı tarafı vardır.
O sofralar İlahi atmosfer gerektirir.
Bir hurma bir bardak su bile yeterlidir şükür bilene...
 
Ama siyaset işte,
Her yeri ele geçiriyor.
Her şeyi...
 
Şimdi de iftarın o sadeliğini,
Kutsiyetini,
Feyzini sarsıyor...
Binlerce kişilik sofralar.
Yarısı mideye,
Yarısı çöpe...
 
Oralardan kalkan partililer,
Hurra seçim çalışmalarına...
Ertesi iftarda başka yerlerde,
Yine başka masalarda...
*
Halk dikkatle izliyor.
Nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Merak ediyor...
Öyle ya,
Memleket borç batağında.
Neymiş biz iftar şovundayız.
Hiç yakışmıyor...
*
Bunun partisi/martisi yok.
Halktan büyük tepki alıyorsunuz.
Benden söylemesi....

FIKRA

Bir gün Temel’ in annesi vefat etmiş. 
Temel’ in namaz kılmadığını gören arkadaşları sormuş.
La Temel!  Niye namaz kılmaysun?
Temel cevap vermiş:
Haçen ben cenaze namazı kılmayı bilmeyrum daa.
Aradan  bir süre geçmiş ki, bu sefer Temel’ in kayın validesi ölmüş.
Bakmışlar ki Temel’ in cemaatin en önünde namazda.
Durumu gören temel'in tanıdıkları,
La hani sen cenaze namazu kılmayi bilmeydun?
Eee bu cenaze namazu değuldur artuk daa.
Benim için bayram namazidur .