İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun üstün niteliklerini çok yazı yazdık. Bakan Soylu, kabinenin en başarılı bakanlarından birisidir. Türk siyasetinde ve Karadeniz’de çok önemli isimdir.
PKK-FETÖ ve diğer terör örgütleri ile olan mücadelesi alkışlanacak düzeydedir. Teröre ve uyuşturucuya geçit vermiyor. 7/24 saat görevinin başındadır. Narkotik alanın da çok başarılı…

Gidilmez” denilen yere gidiyor…’Geçilmez’lerden geçiyor. Terör  örgütlerinin  korkulu rüyasıdır.. Trafik denetimlerine çok önem veriyor. Başarılı Bakanın başarılı ekibi bulunuyor.(Jandarma ve Emniyet)..
*
Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya uzun yıllardan beri yakından tanıdığımız, Trabzon kökenli, Rize damadı Samsunlu hemşerimizdir. Emniyet teşkilatında çok sevilen, güven duyulan bir polis şefidir. Geçmişi başarılarla doludur. Polis- vatandaş kaynaşmasında önemli rol oynuyor.
Cumhurbaşkanı,  Meclis Başkanı ve Bakanlar başta olmak üzere; devletin zirvesinin yaşadığı başkentin dolayısıyla Türkiye’nin güvenliğini, huzurunu sağlamak kolay iş değildir. Celal Uzunkaya ve ekibi bunu başarıyor..
Ankara gibi önemli ilde ve başkentte; Emniyet müdürü olarak görev yapmak da ayrı bir özellik ister.. Önemli olan zoru başarmaktır. Servet Yılmaz müdürümüz bu zoru başarmıştır, başarıyor. Kapısı ve telefonu 24 saat açıktır.
Ankara’nın başarılı Emniyet Müdürü Servet Yılmaz deneyimli bir Emniyet müdürüdür. Ankara, onun ve ekibinin sayesinde huzur ve güven içinde yaşıyor
Kısacası İçişleri Bakanı Soylu, Emniyet Genel Müdürü Uzunkaya ve Ankara Emniyet Müdürü Yılmaz’ın uyumlu çalışmaları başarı ve huzur getiriyor.
*
Polis ve asker bizim evlatlarımızdır..Gözbebeğimizdir..Gazetecilik mesleğine, Polis ve Adliye Muhabiri olarak başlayan birisi olarak  güvenlik güçlerimize çok özel ilgi duyanlardanım..
Ancak, göreve yeni başlayan 21Yaşındaki genç polislerimiz mutlaka ”Kurumlar ve kişisel arası iletişim”  kurslarına gönderilmeli..Sen  yerine “Siz”, Lan yerine “Beyefendi, hanımefendi”, Aracını kenara çek, in aşağıya yerine Kenara çekip,   aracınızdan iner misiniz” gibi hitapları  ve davranış tutumlarını mutlaka öğretilmeli   eğitilmeli…Vatandaş ile muhatap olan her polise mutlaka davranma biçimleri öğretilmeli..
Kanı kaynayan genç polisimiz beline silah, eline telsiz verilince “Var mı bana yan bakan” havasına  kolayca giriyorlar...Temsil ettikleri kuruma zarar veriyorlar.. Trafik kurallarına herkes uymalı. Buna itirazımız yok. Bu genç trafik ekipleri hem ceza kesmede hem de araç çektirmede ölçüyü kaçırdılar… … Halk arasında “Günlük kota doldurma” yarışı var.
Açıkça söylüyorum… Keyfi olarak araçlar çekiliyor. Aynı sokak veya caddeye park eden onlarca araç içinden 3-5 tanesi seçiliyor.… Okul, market, hastane veya acil ve kısa süreliğine dörtlü far yakan araçlara habersiz ceza yazılıyor.
Soru şu: Dörtlü farını yakmış, yol kenarında park etmiş, sürücüsü içinde olan araca habersiz, uyarmadan ceza kesilir mi? “Uyarı yaptık” savunmalarına cevabımız şu: hangi baba yiğit polisin uyarına rağmen yerinde durabilir?
Yüzlerce örnek yazabilirim. Kişiselleştirmek de istemem. Sadece kendimle ilgili bir örnekle yazımı bitirmek istiyorum:
Tarih :26 Ocak 2019…Saat 16.00..Yer: Tunalı Hilmi caddesi (Karum iş Merkezi’nin  yukarısı Sheraton otelin karşısı) 06 YZC 53 Plakalı aracımızın dörtlü farları yakılı olarak yol kenarına park ettik. Aracın içinde kızım, cam kenarında da geçiş ve park etme üstünlüğü olan ve de Emniyet Genel müdürlüğü tarafından verilen “Basın Plaka Kartı “ duruyor.
Arkamızdan gelen ekip, hiç uyarı yapmadan” Ceza yazdık” deyip gittiler.
Hani vatandaşa nezaket.
Hani aracın kime ait olduğunu öğrenmek.