Bahar Ayvazoğlu, “Birinci Dünya Savaşı'nın en ağır darbelerine maruz kalıp yaşadığı türlü acı, çile ve kayıpların ardından düşman işgalinden kurtulan Trabzon'umuzun kurtuluşunun 103'üncü yıl dönümünü geride bıraktık.” diyerek başladığı konuşmasında büyük alkış aldı. Ayvazoğlu şöyle dedi:

MÜDAFA-İ HUKUK CEMİYETİ'NİN İLK KURULDUĞU ŞEHİRDİR TRABZON

‘İki yıla yaklaşan esaretin karşısında verdiği kurtuluş mücadelesini 24 Şubat 1918'de zaferle taçlandıran tarih, sanat, kültür, medeniyet, eğitim ve spor şehri Trabzon'a ve vatanın bölünmez bütünlüğünü tüm değerlerinin üzerinde tutarak mücadeleci ve kararlı kimliğini teslimiyeti reddediş ve temsiliyeti seçişle taçlandıran kıymetli hemşerilerime gönül selamımı iletiyorum. Ulusal egemenliğimize olan sıdkı, öğretilmiş kelamın hakkı adına, yeşil dokusu ve mavi kokusuna meftun nazlı hilali gökyüzünde sonsuza kadar dalgalansın diye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ilk kurulduğu şehirdir Trabzon. Kurtuluş mücadelesinin en şanlı zaferlerine imza atan doğudur, Karadeniz'dir, kuzeydir.’

FATİH FETHEDER, YAVUZ YÖNETİR

‘Küreselleşen bir dünyada Trabzon gelişmeleri izlemek yerine onlara öncülük eden bir şehir konumundadır. Tarihsel konum ve işlevine bakıldığında Trabzon'un nerede durması gerektiği çok daha iyi anlaşılacaktır. Gazi Mustafa Kemal'in "Samsun'a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım." deyişi, bir medeniyet tasavvurunun atlasındaki Trabzonluları geceye yenilmeyen bir liderin derinlik ve aydınlık eşiğinde buluşturup damgasıyla, mührüyle dünya lideri Sayın Erdoğan'ın arkasında dimdik bekleyişidir. Fatih fetheder, Yavuz yönetir ve Kanuni doğarsa bir şehirde mehabet gereğince cesaret, kararlılık, adalet ve asalet timsali ecdadının yoluna da revan olunur.’

EREN BÜLBÜL OLUR

‘Dün Çanakkale'de düşman donanmasının Marmara'ya girmesine müsaade etmeyen mayınları harbin binbir güçlüğü altında yurda getirmeye başaran Beşikdüzülü Ali Şükrü Bey, bugün düşmanı inlerinden çıkarmayan İHA'ların, SİHA'ların Sürmeneli mucidi Selçuk Bayraktar olur. Dün Trabzonlu Albay Hamdi Bey ve tek başına işgal kuvvetlerini durduran Hüsnü Çavuş, bugün ayağındaki kara lastikle 14'üncü yaşından çok daha büyük Eren Bülbül olur ve  Ayşe Bülbül olur.’

TRABZON TÜRKİYE'DİR

‘Ahi Evran Dede'nin, Hacı Hakkı Baba'nın, Haçkalı Baba'nın memleketidir Trabzon. Trabzonlu olmadığı hâlde Trabzonlu anılan Şamil Ekinci'nin, Bedri Rahmi'nin, "Allah bu toprağı her zaman korusun." diye dua ederek bir dönem yaşadığı Trabzon'dan ayrılan Portekizli futbolcu Pereira'nın eşinin memleket tasviridir. Ezan vakti bereketine kepenk açan Kemeraltı'ndan, kardeş şehir Maraş'tan adına alan caddeye, görünen kısmı az ama bilinen kısmı güzel hikâyelerle dolu, renkli camekânların uzun sokağına ve oradan 15 Temmuzda destan yazılan Meydan Parkı'nın gücüdür Trabzon.

En çok da futboldur; her anlamda her alanda inandıkları değerler için Dozer Cemil, Şenol, Kadir, Necati, Turgay gibi müdafaanın, Ünal, Hami, Fatih Tekke gibi taarruzun sembolü oluverir. Köprübaşı'nın evlatları Adnan Kahveci'nin kıvrak zekâsı, Recep Yazıcıoğlu'nun devlet vefası gibidir. Akçaabat, Araklı, Çaykara, Düzköy, Çarşıbaşı, Vakfıkebir, Maçka, Tonya, Beşikdüzü, Şalpazarı, Yomra, Of, Dernekpazarı, Arsin, Ortahisar, Sürmene, Köprübaşı, Hayrat; işte, benim birbirinden kıymetli, her biri farklı coğrafi ve kültürel özelliklere sahip 18 ilçem Sultan Fatih'in 1461'de mühür bastığı Ayasofya’sı, dağı taşı oyularak inanç turizmine kollarını aşmış Sümela’sıyla, Uzungöl’üne kuş bakışı tablosundan, Boztepe'de içilen demli çayın tadına ve kırmızı yanaklı, güleç uşakların yaylası Kayabaşı'na kadar uzanır. Dolayısıyla Mahmut Goloğlu'nun dediği gibi "Trabzon Türkiye'dir ve Türkiye de Trabzon."

Editör: TE Bilisim