‘Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan günü, Ankara’da Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen törenlerin Anıtkabir ziyaretinde hazır bulunmamıştır. Buna karşılık, İstanbul’da Çamlıca’da inşa edilen bayrak direğinde “dünyanın en büyük Türk bayrağının” göndere çekilmesi törenine katılmıştır.  Sn. Cumhurbaşkanı göndere bayrak çekme törenindeki konuşmasında akıllara durgunluk verecek, gaf olarak nitelemekte aciz kaldığımız, fevkalade yakışıksız bir benzetmede, bir mukayesede bulunmuştur. Vatanı arsaya benzetmiştir.

Evet; böylesine şerefli bir işi yaparken, yaptığı benzetmeyle araziyi arsaya çeviren rantçı belediyecilerin yaklaşımıyla kutsal vatanı alınıp satılabilen bir mal olan arsaya benzetmiştir. Sn. Erdoğan’ın bu yakışıksız benzetmesi “teşbihte hata olmaz!” anlayışıyla geçiştirilemez. Zira böyle bir teşbih olmaz, olamaz. Öte yandan, bu benzetme bir dil sürçmesi olarak yorumlanamaz. Bu, apaçık, spontane bir kendini ifşa olayıdır. Erdoğan vatanı vatan olarak değil arsa olarak gördüğünü kendisi ifşa etmiştir. Büyük bir üzüntüyle öğrendik ki Sn. Erdoğan vatana arsa gözüyle bakmaktadır. Sn. Erdoğan, yaptığı benzetmeyle, kendisinin ve partisinin vatan bilincinin paraya tahavvül edilebilir kupon arazi ve arsa bilincinden ibaret olduğunu açığa vurmuştur. Bu ifşa yoluyla, bütün millet olarak Sn. Erdoğan’ın ne kadar maddeci bir dünya anlayışına sahip olduğunu bir kez daha öğrenmiş bulunuyoruz.’

Editör: TE Bilisim