Jeolojik olarak Karadeniz petrol alanının Hazar petrol havzasının doğuya doğru devamı olduğu görüşü nedeniyle, uluslararası şirketler ve TPAO, Türkiye’nin ekonomik alanı sınırları içerisinde, Karadeniz’de, sismik ve sondaj faaliyetlerini sürdürmüşler ise de, bu güne dek olumlu bir sonuç alınamamıştır. 2000 metreden fazla derinlikte sondaj yapma maliyeti ve teknolojik zorluklar Karadeniz petrol-doğal gaz havzasındaki sondaj sayısının çok az olmasının temel nedenidir. Petrol fiyatlarının son yıllarda düşük olması, buna karşılık olarak çıkarılması mümkün petrolün maliyetinin dünya piyasa fiyatlarından daha fazla olması nedeniyle çok uluslu petrol şirketleri Karadeniz’den çekilmişlerdi. Ancak Türkiye bu konuda Karadeniz’den asla vazgeçmedi” dedi.
“Karadeniz’e kuzeyden giren üç büyük nehirin (Tuna, Dinyeper, Dinyester) yaklaşık 10 milyon yıl önceki denizaltı delta çökellerindeki gaz rezervlerinin sığ kuzey kısmı Romanya tarafından; derin güney kısımları ise Türkiye tarafından araştırılmaktadır” diyen Bektaş “Bu yüzden Fatihin açtığı kuyuya Tuna 1 ismi verilmiştir. Gaz sahasının daha derin kısımları da petrol açısından ümitlidir. Bize göre bu gün ön görülen 320 milyar gaz rezervi muhtemel olup kesin değildir. Çünkü sadece bir sondaj ve sismik anomalilere dayanan rezerv hesabı yanıltıcı olabilir. Bu miktar daha az olabileceği gibi çok daha da fazla olabilir. Önümüzdeki günlerde gaz alanını genişletme çalışmaları için yapılacak diğer sondajlar bu konuyu daha fazla açıklığa çıkaracaktır” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim