Hekimoğlu Şirketler Grubu ve KCT 1461 Trabzon FK Başkanı Celil Hekimoğlu, TAKA’ya konuştu. Otomotiv sektöründeki krizden futbolun sorunlarına, başkanlık kararından Trabzon-Rize ilişkilerine kadar dikkat çeken değerlendirmeler yaptı.
EKONOMİK DARALMA YAŞANIYOR
Türkiye’nin önde gelen otomotiv yan sanayi firmalarından biri olan Hekimoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve KCT 1461 Trabzon FK Başkanı Celil Hekimoğlu, TAKA Gazetesi’nin konuğu oldu. Spor ve iş dünyasına dair birbirinden önemli açıklamalarda bulunan Hekimoğlu, otomotiv sektöründeki durgunluğu anlattı. Hekimoğlu, sektörde yaşanan son gelişmeleri ve şirketin gelecek planlarını değerlendirdi. 1960 yılından sonra babası tarafından kurulan şirketin bugün otomotiv sanayisine yönelik döküm parça üretimi ve işlenmiş montaj parçaları alanında faaliyet gösterdiğini belirten Hekimoğlu, dünya çapında markalara üretim yaptıklarını vurguladı. “Her gün kendimizi geliştiriyoruz. Yeni teknolojiye ayak uydurmak için sürekli yatırım yapıyoruz” diyen Hekimoğlu, mevcut durumda 10 bin metrekarelik yeni bir fabrika planları olduğunu ifade etti. Hekimoğlu, son iki yıldır devam eden ekonomik durgunluk nedeniyle bu yatırımın bir süreliğine askıya alındığını belirtti. Ekonominin canlanmasıyla yatırım planını gerçekleştireceklerine vurgu yapan Hekimoğlu, “Hem Türkiye’de hem dünyada ciddi bir ekonomik daralma yaşanıyor. İnsanlar bunu çok dile getirmese de, herkes bir şekilde bu sıkıntıyı hissediyor” ifadelerine yer verdi.
DÜŞÜK KUR BİZİ ZORLUYOR
Hekimoğlu sözlerini şu şekilde tamamladı: “Özellikle büyük şehirlerde konkordato başvurularında ciddi bir artış var. Bu da ekonomik tablonun ne kadar zorlayıcı olduğunu gösteriyor. Hükümetimiz enflasyonu düşürmek için ciddi bir mücadele içinde. Ancak bu süreçte uygulanan yüksek faiz ve düşük kur politikası, özellikle ihracatçıları fazlasıyla zorladı. Biz de bu durumdan doğrudan etkilendik. Enflasyon hızla artarken döviz kuru aynı oranda yükselmediği için, aradaki farkı kendi kaynaklarımızdan karşılamak zorunda kalıyoruz. İhracatta büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Yeni pazarlara girme veya mevcut pazarlarda rekabet etme şansımız neredeyse kalmadı. Sürekli iş kaybediyoruz. Bu yalnızca bizim değil, sektör genelinin yaşadığı bir sorun. Geçmiş üretim seviyemizin yaklaşık yüzde 30’un altına düşmüş durumdayız. Otomotiv sektörü genel olarak yüzde 30 küçüldü. Üstelik bu sadece Türkiye’ye özgü değil, küresel çapta yaşanan bir daralma söz konusu. Düşük kur politikası biz ihracatçılar için ciddi bir yük haline geldi. İnşallah yakın zamanda enflasyonla beraber orada iyileşmeler olur.”
ŞAMPİYONLUKLARIMIZ ÇALINDI
2.Lig’den 1.Lig’e çıkabilme adına senelerdir mücadele verdiklerini ifade eden Başkan Hekimoğlu, birçok kez şampiyonluklarının ellerinden çalındığını belirtti. Hekimoğlu, “2.Lig’in statüsü çok kötüydü, 38 takımdan sadece 3’ü çıkabiliyordu. Hep grup birincileri çıkabiliyordu. Grup birincisi olamadık. Play-Off’tan çıkan takımlar arasında maalesef bir defa da Iğdır’a denk geldik, birinde Kocaeli ile denk geldik. Karşımızda ciddi şehir takımlara vardı ve ciddi lobileri vardı. Ne Iğdır maçı ne de Kocaelispor maçı hiç adaletli olmadı. Kocaelispor maçında 90'ıncı dakikaya kadar 2-1 galiptik. Orada uzatma dakikalarında verilen haksız penaltıyla şampiyonluğu kaybettik. Yani biz bu şampiyonluğu gerçekten hak ettik ancak elimizden alındı. Bazı güçleri yenemiyorsun. 2.Lig’i birinci sırada bitirmek lazım onun için de çok büyük bütçelere ihtiyaç var. Bu sene bizim grubumuzda Bursaspor var. Bursa şehri kenetlenmiş, oluk gibi para gibi akıtıyor şu anda. Bursa’ya bu sene yapılan yardım yönetim harici 1 milyar TL. Neredeyse Trabzonspor’un böyle bir geliri yok. Bundan ziyade bizim grubumuzda 12 tane şehir takımı var. Bizim bu takımların arasında yarışıp ikinci veya üçüncü sırada olmamız bile çok büyük başarıdır. Bizim arkamızda kimse yok. Hekimoğlu ailesi ve yönetim kurumuzdaki arkadaşlarımızın verdiği katkı var. Sportif bilgi birikimimiz ile beraber yarışın içerisinde olabiliyoruz” dedi.
BİRİNCİ LİGE ÇIKARSAK BAŞKANLIĞA DEVAM EDECEĞİM, YOKSA BIRAKACAĞIM
Yorulduğu gerekçesiyle başkanlığı bırakma kararını aldığını açıklayan Hekimoğlu, 1.Lig’e çıkmaları halinde başkanlığa devam edeceğini ifade etti. Hekimoğlu, “6 yıldır başkanlık yapıyorum, artık yorulduğumu hissediyorum. Her hafta maça gidiyorsun. Maçlar stresli, ekonomik sıkıntılar çok daha fazlalaştı. Hep bir para harcamak zorundasınız. Trabzonspor Başkanı’yla benim aramda fark yok. O 100 milyon Dolar alıyor ben 10 milyon Dolar alıyorum. Her zaman alıyorsun. Hep para döküyorsunuz. Bunu sürekli yapmak kolay değil. Ben bu kulübün sahibiyim. Profesyonel bir yönetim kurulu kurup bizim de desteğimizle beraber devam etmek istiyorum. Ancak birinci lige çıkarsak başkanlığa devam edeceğim. Bu ligde şu anda ara vermek istiyorum. Bırakma kararımda oldukça eminim. 2.Lig’de kalırsak kesin olarak seneye başkan olmayacağım. Yılda aldığımız tüm para 4 milyon TL. Bizim bu yıl ki bütçemiz 200 milyon TL. Yarışmak için bu sezon 200 milyon TL harcadık bu karşın tüm gelirimiz 4 milyon TL. 196 milyon TL bulmak zorundayım bu sene. Kulübü hisselere bölmek gibi bir niyetim var ama şu ekonomik durgunluktan dolayı yapamadık. Benim amacım şu; bu iş bir kişiyle olacak iş değil. Bizim öyle bir gelirimiz yok. Bunu 5-6-7-8 ya da 10 ortak yapsak o zaman yükümüz çok hafifler ve çok güçlü oluruz. Derler ya; birlikten kuvvet doğar diye böyle bir şey yapabilsek ortaya büyük bir efsane çıkar. Sezon başında bu konu üzerinde çalıştım hevesli arkadaşlar vardı ancak bu sene olmaz dediler. Ekonomik durgunluktan herkes etkilendi” diye konuştu.
SEMİH HEKİMOĞLU İDDİALARINA NET YANIT
Celil Hekimoğlu’nun oğlu Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Semih Hekimoğlu’nun başkanlık için adının geçtiğinin hatırlatılması üzerine Hekimoğlu, “Olmaz, Hekimoğlu ailesinden birisi başkan olmayacak. Dışarıdan birisi olacak. Kulübümüz için yüzlerce talip var. Arkadaşlarımız, dostlarımız, herkes bu kulübü istiyor. Burada başkan olması konusunda benim vereceğim karar önemli. Aileden birisinin olmasını istemiyorum. Kardeşim Suat Hekimoğlu olsa olurdu, ona yakışırdı ancak o da Türkiye Boks Federasyonu’nun başkanlık görevini yürütüyor. Semih, çok başarılı bir yönetici ancak şu an başkanlık için erken olduğunu düşünüyorum. Belki 1-2 dönem sonra olabilir. Zaten kulüp onlara kalacak. Onlar bu işi yapacaklar. Ama süre olarak biraz daha zaman geçmesi gerekiyor” dedi.
DESTEK OLMAK ZORUNDA DEĞİLLER ANCAK KIRGINIM
Destek alamadığı için kırgın olduğuna dikkat çeken Hekimoğlu, “İnsanlar sana destek olmak zorunda değil. Bu gönüllü olunmasına bağlı bir şey, severek yapılması gerekiyor. Zoraki yapılamaz. Kırılganlık tabi ki de var. Çok insana kırgınım. Ama bunu da büyütemem. Ben objektif düşünmek zorundayım. Biz aile olarak bu tür yardımlar seven insanlarız. Biz bu kulübü yönetirken halen daha diğer kulüplere küçük küçük destekler yapıyoruz. Ama bazı insanlar bunu sevmiyor, zorla bu desteği sağlayamazsın. Ama bize destek olanlar da var. Hafta sonu oynayacağımız Somaspor maçımız için mesela bir arkadaşlarımız masraflarımızı karşılamak istedi. 400 bin TL masrafımız var. Mardin deplasmanını da başka bir arkadaşımız karşılamıştı. Bu tür destekler alıyoruz, bunlar da bize bir can suyu oluyor. 200 milyon TL giderimizin olduğu sezonda 400 bin TL denizde bir damla ama o damla ferahlık veriyor. Daha büyük destekler olabilirdi ama olmadı” ifadelerine yer verdi.
HOCALAR KENDİLERİNİ DÜŞÜNÜYOR, KİMSE KULÜBÜ DÜŞÜNMÜYOR
Çalıştığı tüm teknik adamların kendi kariyerini düşündüğüne dikkat çeken Hekimoğlu, “Geçmişte bir dönem yabancı oyuncular çok ön plana çıkınca, bu sefer yerli oyuncuların fiyatları inanılmaz arttı. Yabancı sınırı getirildiğinde, yerli oyuncuların değeri bir anda uçuyor. Bu işin dengesini tutturmak gerçekten çok zor. Bizim ligde de benzer bir durum var. Mesela şu an 3. Lig’de genç oyuncu kontenjanı getirildi. Bunun sonucunda 2005-2006 doğumlu oyuncuların fiyatları neredeyse ikiye katlandı. Bugün bir genç oyuncunun fiyatı 5-10 milyonun üstüne çıkabiliyor. Yani nereden tutarsan tut, bir yerinden kopuyor bu sistem. Bizim mutlaka altyapıdan gelen oyuncularla devam etmemiz gerekiyor. Ancak burada da büyük bir sıkıntı var. Her çalıştığım hocaya şunu söylüyorum: “Hocam, gençleri oynatmanı istiyorum. Altyapıdan çıkan oyuncularımıza şans ver, onları geliştir, parlat.” Hepsi de “Tabii başkanım, bizim de amacımız bu” diyor. Sözleşmeleri imzalıyoruz, sahaya çıkıyorlar, genç oyuncular unutuluyor. Çünkü güvenmiyorlar gençlere. Bu konuda ciddi bir problemimiz var. Ben bugüne kadar burada 10 farklı hocayla çalıştım, hepsi aynıydı. Hocalara diyorum ki: “Hocam şu altyapıdan gelen oyuncuyu oynat. Kaybedersek sorumluluk bana ait. Sonuçta bu kulübün başkanı benim.” Daha ne diyeyim? Ama yine de “Başkanım, şu maçı alalım” diyerek gençleri kenara bırakıyorlar. Çünkü hocanın önceliği kendi çıkarı oluyor: maç kazanıp prim almak, puan ortalamasını yükseltmek, bir sonraki transfer sezonunda kendi değerini artırmak… Yani kulübü değil, kendisini düşünüyor. Bizim derdimiz bu: Hocaları genç oyuncu oynatmaya ikna edemiyoruz. Oysa şu anda takımımda altyapıdan çıkmış 3-4 oyuncu var, hepsi de ilk 11 oynayabilecek düzeyde. Olcay Hoca’yla bu konuda biraz konuştuk. Şu anda iki oyuncumuza üst liglerden çok ciddi teklifler var, devre arası için. Hem de iyi rakamlar öneriliyor. Ama ben dedim ki: “Hedefimiz var, şu an satamam. Hedeften kopmadık.” Olcay Hoca'nın söyledikleri çok hoşuma gitti. Dedi ki: “Başkan, verebilirsin. Biz altyapıdaki oyuncularla da bu işi yaparız. Yukarısı ile çok fark yok.” İnşallah dediğini yapar. Çünkü bu sözleri ben daha önce de çok duydum, ama uygulamada göremedim. Olcay Hoca, “Gençlerle bu işi götürürüz” dedi. İşte ben tam olarak bunu istiyorum” dedi.
İLK KEZ DESTEK ALDIK
Trabzon Valiliği ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü ile yapılan protokolden bahseden Başkan Hekimoğlu, “Hemen yan tarafımızda bir sentetik sahamız var. Tamamını biz yaptık ve yüzde yüz bize ait. Ancak zamanla zemini eskidi ve saha boyut olarak da dardı, tam nizami ölçülerde değildi. Bu durumu düzeltmek için Spor Bakanımıza bir dilekçe yazdık. Sağ olsun Bakanımız Osman Aşkın Bak ve Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya konuyla yakından ilgilendiler, çok sıcak baktılar. İlk kez bu yatırım için devletten destek alıyoruz. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile birlikte projeye başlandı, ihale süreci tamamlandı. Şu an sahayı büyütüyoruz ve tamamen nizami ölçülere uygun hale getiriyoruz. Bittiğinde nizami bir sentetik saha olacak. Bu projeyle ilgili şöyle bir protokol yaptık: Saha tamamlandığında tüm özel bakımları bize ait olacak. Ancak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü de bu sahayı Trabzon’daki amatör takımların maçlarını oynaması için kullanıma açacak. Yani saha sadece bizim değil, aynı zamanda Trabzon şehrine de hizmet edecek. Bence bu proje Trabzon futbolu için çok değerli olacak. Hem altyapıya hem amatör futbola büyük katkı sağlayacak” cümlelerine yer verdi.
HARCANAN BEDELLER SAĞLIKLI DEĞİL
Süper Lig’de ödenen bonservis bedellerinin çok sağlıklı olmadığına vurgu yapan Hekimoğlu, “Bu durum çok sağlıklı değil. Biz Avrupa’daki gibi yönetilmiyoruz. Orada ciddi yaptırımlar uygulanabiliyor. Mesela Avrupa’da Milan ve Juventus gibi dev kulüpler dahi cezalandırıldı, küme düşürüldü. Peki Türkiye’de Galatasaray veya Fenerbahçe küme düşürülebilir mi? Mümkün değil. Fenerbahçe 2010-2011 sezonunda düşürüldü mü? Hayır. Kupa nerede? Hâlâ Fenerbahçe’nin müzesinde. Ama o sezon Şampiyonlar Ligi’ne kim gitti? Trabzonspor. UEFA bizi gönderdi ama Türkiye Futbol Federasyonu “şampiyon Fenerbahçe” dedi. Yani Türkiye’de bu tür adımlar atılamıyor. Çünkü Türkiye henüz bu düzeyde bir futbol düzenine sahip değil. Bugün bazı kulüplerin harcadığı paralara bakılsa, mutlaka bir şeyler çıkar. Çünkü bu paralar gerçekçi değil, verilemez. Geçen sene aynı kulüpler vergi borçlarını sildirmek için devlete başvurdu, af istedi. Şimdi çıkmış bir oyuncuya yıllık 100 milyon Euro veriyorlar. Bu konular aslında devletin denetlemesi gereken şeyler, benim alanım değil. Ama görünen şu ki Türk futbolu her geçen gün kötüye gidiyor. Üstelik sahada da bir başarı yok. Ne Avrupa’da ne dünyada ses getiren bir performans sergileyebiliyoruz” dedi.
TFF BAŞKANI’NIN İŞİ ÇOK ZOR
Artan hakem hatalarına dikkat çeken Hekimoğlu, TFF Başkanı Hacısomanoğlu’nun zor bir görevi olduğuna dikkat çekti. Hekimoğlu, “Bu gerçekten çok zor bir konu. Kendimi zaman zaman İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yerine koyuyorum; işi gerçekten kolay değil. Çünkü ortada işleyen ama sorunlu bir sistem var. Peki, bu sistem nasıl düzeltilecek? Şimdiye kadar birçok hakeme ceza verildi, görevden el çektirilenler oldu. Ama bakıyoruz, sorunlar hâlâ bitmiyor. Alttan gelen kaliteli hakem sayısı da çok az. Demek ki önce sağlam bir altyapı kurmamız gerekiyor. Hakem yetiştirme sürecini hızlandırmalıyız. Tarlayı iyi sürmeden kaliteli ürün alamazsınız; bu iş de aynen böyle. Bizim liglerde taraflı hakem çok olduğunu düşünmüyorum ama ciddi hakem hataları yaşanıyor. Çünkü yeterince donanımlı hakemler yetişmiyor. Hakem eğitimine ve gelişimine daha fazla yatırım yapmamız şart. Ben zaman zaman İbrahim Başkan’la konuşuyorum, özellikle Trabzon’a geldiğinde. O da durumdan çok rahatsız. Uğraşıyor, çabalıyor ama sahaya çıkıyorsun, yine saçma sapan bir hakem hatasıyla karşılaşıyorsun. Taraflı olan hakemleri sistemden ayıklamaya çalışıyorlar ama bu da kolay değil. Yine de umut verici gelişmeler de var. Bizim altyapımızdan çıkan Yasin Kol örneği var. Şimdi derbi maçlara çıkmaya başladı çünkü federasyon ona güveniyor. Bence son Galatasaray maçını da gayet iyi yönetti. Ufak tefek hatalar elbette olur ama şu an öyle bir ortam var ki, medya bile taraf olmuş durumda. Bir tarafa karar çıktığında, diğer taraf medyada hakemi yerin dibine sokuyor. Federasyonun da yaptırım gücü tek başına yeterli değil. Medya bu konuda çok etkili ve bence kontrolsüz. Özellikle televizyonlarda yayınlanan spor programlarında bu kadar ölçüsüz eleştiri yapılmamalı. Hakemler zaten sahada büyük baskı altında. Düdüğü çalarken bile düşünüyor: “Bunu çalarsam o ne der, diğer taraf ne yapar?” Böyle bir ortamda hakemin sağlıklı karar vermesi çok zor. Örneğin Yasin Hoca’ya sürekli önemli maçlar veriliyor, ama bu şekilde onu da yıpratma riski taşıyoruz. Bu yüzden federasyonun hakem eğitimine daha ciddi şekilde odaklanması gerekiyor. Aynı zamanda medyada da bir denetim mekanizması şart. Eleştiri tabii ki olacak ama bu kadar kontrolsüz, taraflı ve baskılayıcı bir medya ortamının kimseye faydası yok. Bu kadar “özgürlük” adı altında saldırgan yayıncılık, Türk futboluna zarar veriyor” diye konuştu.
UĞURCAN KEŞKE 3-5 AY BEKLESEYDİ, HATA YAPTI
Uğurcan Çakır’ın Galatasaray’a transferine ilişkin görüşlerini paylaşan Hekimoğlu, “Uğurcan, Trabzonspor’a yıllarca en üst seviyede hizmet etti. Kalemizi aslanlar gibi korudu. Kontratının son yılında, kulübe 30 küsur milyon Euro kazandırarak ayrıldı. Oysa sezon sonunu bekleseydi, bedelsiz gidebilirdi. Ama bunu yapmadı, Trabzonspor’a ciddi bir gelir bırakarak veda etti. Bu yönüyle kulübe büyük bir vefa örneği gösterdi. Ancak beni üzen bir konu oldu. Ayrılıktan sadece birkaç gün sonra, ailesiyle birlikte Galatasaray forması giyip fotoğraf çektirmesi bence yanlıştı. Bu tür şeyler için biraz zaman geçmesi gerekir. Bir üç beş ay beklenebilirdi en azından. Bana sorarsanız bu hareketi bir hataydı. Ama bunu da cahilliğine, gençliğine verelim” cümlelerine yer verdi.
ÇOK OLUMLU TEPKİLER ALDIK
Teknik direktör Olcay Şahan ile anlaşmalarının ardından çok olumlu tepkiler aldıklarını dile getiren Başkan Hekimoğlu, “Hocayla anlaştığımız haberinin çıkmasının ardından sadece yerel değil, ulusal basında da büyük bir ilgi oluştu. Çünkü hocamız tanınan ve sevilen bir isim. Zaten anlaşmayı yaptığımız anda bunu fark ettik. O günlerde bir arkadaşım arada haberleri gösteriyordu, ben de arabayla eve doğru gidiyordum. O sırada Mehmet Yiğit Alp aradı. Dedi ki: “Olcay Şahan Trabzonspor’dayken, kadro dışı bırakıldığı bir dönemde yaklaşık iki-üç ay boyunca takımla ilişiği yoktu. O sırada kulübün yaklaşık 10 milyon TL civarında borcu vardı, maddi olarak zorluk yaşıyorduk. Ama Olcay o parayı sildi ve sessizce ayrıldı. Büyük adamdır, delikanlıdır. Çok mutlu oldum”. Bugün o paranın değeri en az 50 milyon TL. Kolay değil. Kim bugüne kadar Trabzonspor’dan alacağını silip gitmiş? Bu yüzden bu hikâyeyi duyduğumda gerçekten çok hoşuma gitti. Mehmet Başkan’la konuşmamız bitti, telefonu kapattım, bu kez Ahmet Çubukçu aradı. O dönem kulüpte asbaşkandı. O da benzer duygularla, Olcay’ın karakterinden ve duruşundan övgüyle bahsetti. Tüm bunları duyunca içim rahatladı. Dedim ki: “Evet, düzgün, karakterli bir insanla çalışacağız” Tabii ki futbol sahada oynanıyor, başarı her zaman garanti değil. Ama inşallah o da gelir” sözlerine yer verdi.
AVRUPA’DA YARIŞAN BİR TAKIM OLMALI
Trabzonspor’un Avrupa’da yarışan bir takım olması gerektiğini dile getiren Hekimoğlu, “Trabzonspor’umuza öncelikle Rizespor maçında başarılar diliyorum. Bence Trabzonspor taraftarları hem Trabzonspor’a hem de bize daha fazla destek vermeli. Şu an takımın ilk dört içinde yer alması bence çok büyük bir başarı. Özellikle de günümüz futbol ekonomisinde bu kolay değil. Trabzonspor mutlaka Avrupa kupalarında yer almalı. Ben şahsen Trabzonspor’un beşinciliğini bir başarı olarak görmem. Başkanımız da geçtiğimiz günlerde çok doğru bir açıklama yaptı: “Trabzonspor’un koltuğunda oturan herkes zirveyi hedefler.” Kesinlikle katılıyorum. Ama zirve sadece bir takım için var ve orası çok maliyetli bir yer. Ekonomik olarak ağır bir yük getiriyor, bazen altından kalkmak zor oluyor. Benim için gerçek başarı; ilk dörtte yer alan, Avrupa kupalarında boy gösteren ve Avrupa'da Türkiye’yi temsil eden bir Trabzonspor’dur. Ay-yıldızlı bayrağımızı gururla Avrupa’ya taşıyan bir Trabzonspor’a her zaman ihtiyacımız var. Geçen sezon o koltuğu Samsunspor’a bıraktık. Şimdi o koltuğu geri almamız gerekiyor. Ama bu yola illa "şampiyon olacağız" diyerek çıkarsak, işin arkası dağılabiliyor. Çünkü gelirimiz belli, ekonomik gerçeklikler ortada. Mucize aramaya gerek yok. Ben, Avrupa kupalarına katılan, istikrarlı, başarılı bir Trabzonspor görmek istiyorum. Taraftarlarımızdan da bu anlayışla takıma destek vermeye devam etmelerini bekliyorum. Şampiyonluk tek başarı kriteri değil. Takım şu an ligde ikinci sırada. Lütfen sadece şampiyon olunmayınca küsmeyelim, vazgeçmeyelim. Trabzonspor, taraftarıyla güçlü. Bu yolda beraber yürümeliyiz” diye konuştu.
TRABZON VE RİZE ARASINDAKİ KÜSKÜNLÜK BİTMELİ
Son olarak Trabzon ve Rize şehirleri arasındaki küskünlüğe dikkat çeken Hekimoğlu, mevcut küskünlüğün bitmesi gerektiğini ifade etti. “Trabzon ile Rize birdir, ayrılmaz bir bütündür” diyen Hekimoğlu, “Ben hep şunu söylerim: Aramızda sadece İkizdere var. Karşıdan seslensen, ses öteki tarafa gider. Biz birlikte büyümüş, aynı toprağın insanlarıyız. Kuymağımız aynı, sütlacımız aynı, kuru fasulyemiz aynı. Yemeğimiz, kültürümüz, sevinçlerimiz, öfkelerimiz… Hepsi ortak. Aynı şekilde çabuk sinirleniriz, çabuk daralırız. Ama bu da bizim karakterimiz. Şimdi bu duyguyu İzmir için söyleyebilir misin? Adana için? Biz farklıyız. Bu yüzden aramızdaki küskünlükleri artık geride bırakmamız lazım. Ben bunu bir sporsever olarak söylüyorum: Taraftara en büyük mesajım bu olsun. Artık bu düşmanlığı kaldıralım. Rize’ye gittiğimizde düşman gibi davranmayalım, onlar da bize geldiğinde aynı şekilde davranmasın. Bu işi bir anda çözemeyiz belki ama bu mesajı sürekli yaymalıyız. Zamanla bu havayı değiştirebiliriz. Eminim iki kulübün yöneticileri de aynı fikirde. Rizespor’un çok değerli bir başkanı var. İbrahim Başkan’ın da benimle aynı düşüncede olduğunu biliyorum. Trabzonspor tarafı da bu konuda duyarlı. Taraftarlarımızdan ricam şu: Gelin bu düşmanlık havasını ortadan kaldıralım. Biz Trabzonspor, Rizespor, Giresunspor… Hatta biraz daha ileri gidelim, Samsunspor, Erzurumspor, Gümüşhanespor, Bayburt, Ordu… Bu coğrafyanın takımları etle tırnak gibi olmalı. Birlikte güçlü olabiliriz. Ayrışarak değil, birleşerek büyüyebiliriz” dedi.