Türkiye, çok sevdiği sanatçısı Volkan Konak’ı 31 Mart tarihinde sahnede geçirdiği kalp krizi nedeniyle kaybetti. 27 yıllık eşi Selma Konak o tarihten beri hiç konuşmadı, ortalarda hiç görünmedi. Sonunda konuşmaya razı oldu. Anlatacakları sizi de üzecek ama Selma Konak'ın sözleri bu çağda hala ölümsüz aşkların varlığına da herkesi inandıracak… Posta Gazetesi’nden Alev Gürsoy Cimin’in sorularını yanıtlayan Selma Konak’ın yüreklere dokunan sözleri…
“Türkiye çok sevdiği büyük bir sanatçısını kaybetti. Siz ise çok sevdiğiniz eşinizi, çocuklarınızın babasını. Hiç beklemiyorduk bunu. Hepimizin bir kez daha başı sağ olsun. En çok da sizin. 'Nasılsınız' sorusunu sormak böyle anlarda çok zor biliyorum, ama biraz olsun toparlayabildiniz mi?”
https://www.takagazete.com.tr/video/volkan-konaktan-vasiyet-veda-ceviz-agacinin-altina-defnedilecek
“Asla. Bu mümkün mü? Çok büyük bir yarım kalmışlık var. Hayatım boyunca Volkan'dan ayrı kalmadım. Ne bedenen, ne ruhen. En büyük korkum da bir gün Volkan'dan uzak kalmaktı. Korktuğum en büyük şey başıma geldi ve insan çok sevdiğiyle sınanırmış, ben bununla sınandım, sınanıyorum. Şu an bu röportajı vermek bana dünyanın en zor görevi gibi geliyor.”
"YAŞAMIYORUM SANKİ..."
“Sizi o kadar zorladım ki. Ama Volkan Konak Ağabey benim çocukluğumu bilirdi. Ve bu röportaj sanırım hakkımdı Selma Abla. Bu büyük acınla beni kırmadığın için minnettarım. Peki nasıl bir boşluk. Ne yaşıyorsun içinde?” Yaşamıyorum sanki ya! Garip bir duygu. Bu söyleyeceğim birçok insan için bu çok saçma gelebilir, belki eleştirebilirler ama asla kınamasınlar. Ben Volkan'ı kendi çocuklarımın bile önüne koyuyordum. Hani herkes der ki ‘insan çocuklarının önüne koyar mı eşini?’ evet koyarmış. Bende bu böyle işledi. Benim için Volkan herkesten öndeydi, kendimden bile. Yani bu acının tarifi imkânsız.”
Volkan Konak’ın eşi ilk kez anlattı: Her gece rüyama giriyor, işte son sözleri...
Türkiye, çok sevdiği sanatçısı Volkan Konak’ı 31 Mart tarihinde sahnede geçirdiği kalp krizi nedeniyle kaybetti. 27 yıllık eşi Selma Konak o tarihten beri hiç konuşmadı, ortalarda hiç görünmedi. Sonunda konuşmaya razı oldu. Anlatacakları sizi de üzecek ama Selma Konak'ın sözleri bu çağda hala ölümsüz aşkların varlığına da herkesi inandıracak…
Kuzeyin Oğlu olarak tanınan Volkan Konak 31 Mart'ta KKTC'de sahne aldığı esnada fenalaştı. Apar topar hastaneye kaldırılan Konak, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 58 yaşında hayatın kaybeden usta sanatçının cenazesi, baba ocağı Trabzon’un Maçka ilçesinde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Güney Mahallesi'nde toprağa verildi. Ani ölümüyle herkesi yasa boğan Volkan Konak'ın acılı eşi aylar sonra konuştu.
“Türkiye çok sevdiği büyük bir sanatçısını kaybetti. Siz ise çok sevdiğiniz eşinizi, çocuklarınızın babasını. Hiç beklemiyorduk bunu. Hepimizin bir kez daha başı sağ olsun. En çok da sizin. 'Nasılsınız' sorusunu sormak böyle anlarda çok zor biliyorum, ama biraz olsun toparlayabildiniz mi?”
“Asla. Bu mümkün mü? Çok büyük bir yarım kalmışlık var. Hayatım boyunca Volkan'dan ayrı kalmadım. Ne bedenen, ne ruhen. En büyük korkum da bir gün Volkan'dan uzak kalmaktı. Korktuğum en büyük şey başıma geldi ve insan çok sevdiğiyle sınanırmış, ben bununla sınandım, sınanıyorum. Şu an bu röportajı vermek bana dünyanın en zor görevi gibi geliyor.”
"YAŞAMIYORUM SANKİ..."
“Sizi o kadar zorladım ki. Ama Volkan Konak Ağabey benim çocukluğumu bilirdi. Ve bu röportaj sanırım hakkımdı Selma Abla. Bu büyük acınla beni kırmadığın için minnettarım. Peki nasıl bir boşluk. Ne yaşıyorsun içinde?”
“Yaşamıyorum sanki ya! Garip bir duygu. Bu söyleyeceğim birçok insan için bu çok saçma gelebilir, belki eleştirebilirler ama asla kınamasınlar. Ben Volkan'ı kendi çocuklarımın bile önüne koyuyordum. Hani herkes der ki ‘insan çocuklarının önüne koyar mı eşini?’ evet koyarmış. Bende bu böyle işledi. Benim için Volkan herkesten öndeydi, kendimden bile. Yani bu acının tarifi imkânsız.”
“Ne hissediyorsun, hayata nasıl tutunuyorsun peki?”
“Ben çok büyük bir bıçak darbesi almış gibiyim. Canım çok acıyor. Tedavisi imkânsız bir yara bu. Onsuz her güne uyanmak korkunç bir şey. ‘Telefon’ denilen o minik alet bile anlamını yitirdi. Çünkü benim için telefon, Volkan'ın beni araması, Volkan'ın bana mesaj atmasıydı. Ama şu anda ne telefon, ne başka hiçbir şey umurumda değil biliyor musun? Sadece çocuklarım. Zaten küçük olanlar yanımda, büyük olanlar bana iki saat sonra da ulaşsa olur, hiç sorun değil. Benim için telefon bile, her şey anlamını yitirdi.”
HAYATTAN ZERRE ZEVK ALMIYORUM"
“Peki bunu yaparken çocuklara hissettiriyor musunuz bu büyük acıyı? Onlar da çok sarsıldı. Baba acısı kolay değil.”
https://www.takagazete.com.tr/video/volkan-konaka-duygusal-veda-cenazesi-alkislarla-karsiladi
“Hayır, güçlü durur gibi yapıyorum. Nefes alıyorum, nefes veriyorum, yani yaşıyor gibi yapıyorum, bu kadar! Başka yaptığım bir şey yok ama hayattan zevk alıyor musun dersen, zerre zevk almıyorum. Çünkü Volkan’sız hayat benim için hiçbir şey. Tek gayem çocuklarımın biraz daha büyüyüp ellerinin ekmek tutmasını sağlamak. Çünkü küçük kızım daha 9 yaşında.”
“İnsan sevdiğini toprağa koyunca bir yanı da onunla gider derler zaten… Nasıl bir hayatınız var, günleri nasıl geçiriyorsunuz?”
“Diyorum ya, ben Volkan’sız yaşamayı bilmiyorum. 17 yaşımdan beri, 34 yıldır onunla bir hayat sürüyorum. Onsuz nefes almayı bile bilmiyordum bak.”
“17 yaşında mı tanışmıştınız ve nasıl, nerede?”
“Evet 17 yaşından beri beraberiz. Kuzeninin komşusuydum ben, onun amcasının kızının. Orada tanıştık, o gün bugündür hep beraberiz. İnanılmaz büyük bir aşktı. Bazı medya organlarında ipe sapa gelmez şeyler yazmışlar, sözde 14 yaşında beni kaçırmış falan, hayır. Bu adamı pedofili falan yapmaya çalıştılar o yüzden. Hatta o yüzden birkaç tanesini mahkemeye bile verdi.”
“34 yıl dile kolay ama sanırım istediğiniz gibi bir düğün yapamadınız ve yıllar sonra tekrar gelinlik giymiştiniz. O günü de anlatır mısınız?”
“O dönem evet maddi durumumuz biraz zayıftı ama bu durumdan hiç şikayetçi değildik. Kokteyl tarzı bir şeyler yapmıştık böyle. 18 Nisan 1998’de evlendik. Kokteyl gibi minik bir şey yapmıştık. Volkan bu duruma içerliyordu ama ben asla… Çünkü onunla olmak zaten yeniden doğmak. Düğün dernek olmasa ne yazar!”
“Hiç rüyanıza girdi mi peki?”
“Hem de her gece. İşin ilginç tarafı da bu. Sanki her gece yanıma geliyor, sabahça yanımda ve sonra gidiyor. Ve ben her sabah kalktığımda bir posta daha ağlıyorum. Akşam yatarken bir posta ağlıyorum. Sanki böyle dua eder gibi. Kendimi tutamıyorum. Ama çocukların yanında anlamamaya özen gösteriyorum. Özellikle ufak kızımın yanında. Çünkü gözümün içine bakıyor. ‘Anne gözlerin kızarmış, yine mi ağlıyorsun?’ diyor. Yani bilmiyorum ama dediğim gibi ölümden de korkmuyorum. Yani Volkan'a kavuşmak varsa sonunda ölüm hiçbir şey benim için.”
Volkan Konak, sadece bir sanatçı değil. Yüreğiyle söyleyen, sesiyle milyonlara teselli olan bir insandı. Peki onun yanında bir eş olmak nasıldı? Bizim göremediğimiz evdeki Volkan nasıldı?”
https://www.takagazete.com.tr/kuzeyin-ogluna-son-veda-volkan-konak-vasiyetiyle-ugurlandi
“Evdeki Volkan dışarıdaki Volkan'dan çok farklı değildi. Volkan yapmacık değildi, neyse oydu. Tabii ki 7/24 şiir veya şarkı söyleyerek gezmezdi evin içinde ama gerektiğinde yine yapardı. Yani sevgisini ve aşkını her zaman dile getiren bir insandı. İyi bir babaydı, iyi bir sevgiliydi, iyi bir eşti. Her şeyden önce çok iyi bir insandı. Çok iyi bir evlattı, çok iyi bir kardeşti. Herkese karşı öyle. En büyük ideali iyi bir insan olmaktı. Ki öyleydi de. Ölüm güzel bir şey değil. Ama Volkan imzasını atarak gitti. Ölüme bile meydan okudu. Yani o kadar güzel bir ölümdü ki onunkisi. Ve insanlara yine ölürken bile bir mesaj verdi giderken. Herkese, ‘çok fazla madde dünyasına tamah etmeyin. İşte böyle gidiyorsunuz’ demek istedi. O hep onu söylerdi zaten.”