Facianın ardından Türkiye'de Soma'nın bir ilçe olduğunu, Manisa'nın kazası olduğunu öğrendik.
Bu vahim olay sonrasında, "trafo patladı" iddialarının geçiştirici bir masal olduğunu öğrendik.
Bu maden ocağında, "yaşam odalarının" olmadığını öğrendik.
Facianın ardından Türkiye'de Soma'nın bir ilçe olduğunu, Manisa'nın kazası olduğunu öğrendik.
Bu vahim olay sonrasında, "trafo patladı" iddialarının geçiştirici bir masal olduğunu öğrendik.
Bu maden ocağında, "yaşam odalarının" olmadığını öğrendik.
Bu olayda, Başbakanın yuhalandığını, aracının tekmelendiğini. Kaçar gibi ortamı terk ettiğini, hatta bir protestocuyu biraz hırpaladığını da öğrendik.
Bu olayda Başbakanın yüksek maaşlı, takım elbiseli, kravatlı, artist müşavirinin yerde özel güvenlikçilerin etkisiz hale getirdiği bir vatandaşın suratına tekmeler salladığını, ardından her nasılsa bu zatın o tekmeden sonra ciddi bir şekilde sağlık sorunu yaşadığını ve 10 gün rapor aldığını öğrendik.
Yine bu feci olayda madenciler ve yakınlarının kendi başının çaresine baktığını, kimsenin kimseyi görmediğini, Allahtan başka kimselerinin olmadığını öğrendik.
Toplu mezarların bir deprem felaketini andırdığını; anaların, eşlerin, çocukların iç burkan hallerini gördük çaresizliklerini öğrendik.
Yetkililerin; yaşanan hadiseyi iş kazası, yetkililerin ihmali değil, hala kadere bağladığını öğrendik.
Ölmeden önce gaz maskesi olmayan meftalara ölünce sedyede gaz maskeleri takıldığını öğrendik.
Maden ocağında kaç çalışanın olduğunu uzun bir süre kimselerin bilemediğini öğrendik.
Başbakanın " günümüzde gelişmiş ülkelerde de böyle kazalar oluyor" deyip, bin 800 yıllarından kalma örnekler verdiğini öğrendik.
Cumhurbaşkanının Soma'da halka duyduğu sevgisini, şefkatini, halkın da kendisine hürmetini gördük öğrendik...
Cumhurbaşkanının, Başbakan gibi düşünmediğini; insanlara zor günlerinde toleranslı ve anlayışlı davrandığını, halkı kucakladığını gördük. Ve Tayyip Bey'in tam tersi, gelişmiş ülkelerde böyle kazalar olmuyor" dediğini öğrendik.
Muhalefetin, yani CHP'nin arada bir doğru şeyler de yaparak, Soma Kömür İşletmelerinin kötü durumu ile ilgili Meclis önergesi verdiğini, lakin her nedense iktidarın oylarıyla bu önergenin reddedildiğini öğrendik..
Soma Kömür işletmelerinin sahibinin hanımının Ak Parti mensubu olduğunu öğrendik.
Emekliliğine günler kalan ölülerin olduklarını öğrendik.
Türkiye'de Maden ocaklarında yasal olarak "yaşam odası" yapma zorunluluğunun olmadığını öğrendik.
İşletmeci Patrondan, işyerinde kusurlu olmadığını öğrendik.
Somada tarımın bitirildiğini, bereketli toprakların ilgisizliğe terk edilerek insanların maden ocaklarında çalışmaya mahkum edildiğini öğrendik.