BU KADAR CANDAN İNSANLARLA DAHA ÖNCE KARŞILAŞMADIM
‘’Trabzon’a çok yoğun bir iş programı ve çok büyük bir stresle geldik. Seviyesi çok yüksek bir iş yapıyoruz. Birinci bölümden itibaren takip edenler varsa, çok yüksek tempoda bir iş yaptığımızı görebilirler. O yüzden başlangıçta set, uyku, uyanma, kahvaltı ve tekrar sete gitme şeklinde bir tempoyla başladık. Trabzon’u yavaş yavaş, biraz daha burada kalmaya başladıkça tanımaya başladık. Coğrafi olarak da insanı anlamında da benim hayalimdekinden çok daha ötesinde bir yerle karşılaştım. Hatta eşimle, İleride Trabzon’da mı yaşasak? noktasına geldik. Deniz var, dağ var, yayla var. Zigana’da kayak merkezi olduğunu da en son öğrendik. Meslekte 34. yılım. Türkiye’nin birçok yerinde çalışma fırsatım oldu. Ama böylesine misafirperver, bu kadar candan ilişkiler kurabilen bir insan topluluğuyla daha önce karşılaşmadım. Size bir örnek vereyim. Geçen gün sette kalabalık bir sahne çekiyorduk. Yardımcı oyuncuların da olduğu bir sahneydi. Sohbet annelerden açıldı. Annemin yaptığı dolmayı çok özlediğimi söyledim. Bunu bir yardımcı oyuncu hanım duymuş. Ertesi gün karavana gittiğimde, 15 kişilik bir tencere dolma getirmişti. O kadar içten, o kadar kalpten bir davranıştı ki anlatmam mümkün değil. Sarılmalar, kucaklaşmalar, o tatlılıklar insanın kalbine doluyor.’’

SEYİRCİYE ALT YAZI GEÇİLMİYOR
‘’Oyunculuk ciddi bir çaba ve emek gerektiriyor. Günde 14 saat çalışıyorsunuz, arka arkaya kriz sahneleri, ardından komedi sahneleri çekiyorsunuz. Duygularınızı regüle edip sahnelerde yaşayabiliyor olmanız gerekiyor. Bu ciddi bir eğitimle mümkün yıllarca izlediğiniz başrollerin çoğu artık aktif değil, sektörde kalıcı olmak ancak eğitim ve tecrübeyle mümkün. Set, kaoslu bir ortamdır kaosta hayatta kalmayı ve işinizi yapmayı öğreniyorsunuz. Seyirciye altyazı geçilemiyor, hasta olsanız veya özel bir sorun yaşasanız bile sahneyi yapmanız gerekiyor. Hem psikolojik hem fiziksel dayanıklılık şart. Instagram fotoğrafları işin yüzde 1’ini gösterir, geri kalan çok ciddi bir emek.’’

OYUNCULUK BENİ İYİLEŞTİRDİ
‘’6-7 yaşında oyunculuğa başladım. Lisede 5 dersten ikmal ediyordum. Babama, oyuncu olmak istediğimi söyledim. İçedönük, çekingen bir çocuktum; kendimi hiç beğenmiyordum. Büyük ağabeylerim vardı, kendimi yetersiz hissediyordum. Başka biri olduğumda, maskeler takıp taklitler yaptığımda daha iyi hissediyordum. Küçük yaşta oyunlar oynarken de böyleydi.


İşin içine girdikçe aktörlükle ilgili insan psikolojisini, sosyolojiyi tanımaya başladım. Gerçekten muazzam bir hayat bilgisi kazandım. Günlük hayatta çok işe yarayan birçok şey öğrendim. Oyunculuk beni iyileştirdi diyebilirim.’’

ÇOK İYİ BİR ŞİFA VE MOTİVASYON
‘’17 reytingle, milyonlarca izleyici önünde hikayeyi anlatmak çok değerli. Seyircinin önünde alternatif çok, fakat bu hikayeyi seçip izlemeleri bir gönüldaşlık yaratıyor. Hikaye içinde kendine ve kalbine değer veren bir alan var. Bu, çok iyi bir şifa ve motivasyon kaynağı. Oyunculuk, hikaye anlatıcılığı ile toplumsal fayda sağlıyor ve bireysel olarak hayat değiştirebiliyor.’’

EN GÜZEL YANI HİKAYENİN GENİŞ BİR İZLEYİCİ KİTLESİNE ULAŞMASI
‘’TRT’de çalışmak çok farklı bir deneyim. Kamu yayıncısı olduğu için, işin temposu özel kanallardan farklı, daha titiz, kurumsal ve disiplinli bir süreç var. Herkes işini çok ciddiye alıyor. Ancak buna rağmen set ortamı sıcak ve samimi; kolektif bir ruh var. Benim için işin en güzel yanı, hikayenin geniş bir izleyici kitlesine ulaşması ve insanların hayatına dokunması.’’

EN BÜYÜK ÖDÜL
‘’Seyirci geri dönüşleri çok değerli. Diziyi izleyen insanlar karakterle özdeşleşiyor, bazen rolümü hayatına yansıtıyorlar. Sosyal medyada mesajlar alıyorum, bazen çok basit bir sahne bile insanları derinden etkileyebiliyor. Bu, oyunculukta aldığınız en büyük ödül.Olumsuz yorumlar da oluyor, eleştiriler yapıcıysa dikkatle inceleniyor. Ama genelde izleyici ilgisi, oyunculuğu ve hikayeyi besliyor, motivasyon sağlıyor. Özellikle Taşacak Bu Deniz gibi dizilerde karakterin derinliği ve hikaye temposu izleyiciyle bağ kuruyor.’’

HAKİKATEN HEP BERABER TAŞIRDIK DENİZİ
‘’Bizim elimizde seyircimiz konuşuyor, eğitimciler konuşuyor. 17'ye çıktık en son. Dakikalıklar 21-22’ye gelmiş. Çok mutluyuz. Muazzam bir başarı sağladı. Başta senaryo, sonra bütün ekibin gönül koymasıyla. Seyircinin de o gönül bağını bize beraber taşımasıyla. Hakikaten hep beraber taşırdık denizi.’’

TRABZON’A GELİP SEVMEDİM DİYEBİLECEK BİR İNSAN EVLADI VAR MIDIR?
‘’Yani tahmin edeceğiniz üzere çok güzel geri dönüşler var çok şükür. Senaryodaki o sıcaklık ve ritim gönüldaşlıkla da karşılığını buldu. Biz çok memnunuz geri dönüşlerden. Trabzon’u gelip de sevmedim diyebilecek bir insan evladı var mıdır bilmiyorum. Yani tarihiyle, doğasıyla, mimarisiyle her şeyi ile mükemmel bir şehir.’’

ONLARDA BU İŞE GÖNÜL KOYDULAR
‘’TRT benim için ilk oyunculuktan ilk ekmek parasını kazandığım yer. O yüzden benim kendi kişisel bağım başka ama orada kanaldan ziyade anlattığınız hikayenin içeriği önemli olan. Hangi kanalda olursa olsun doğru hikayeyi doğru bir yerden anlatıyorsanız o seyirciye bir şekilde geçiyor. Ama tabii ki TRT’nin kanal olarak avantajları, olasılıkları ve bizim işimize verdiği emek ve sahip çıkışı çok başka oldu. Onlar da çok gönül koydular bu işe o da belli oluyordur zaten işin reklamından.’’

Reyting Rekortmeni Uzak Şehir’de Romantizm Tavan Yaptı: CihAl Sahnesi Olay Yarattı
Reyting Rekortmeni Uzak Şehir’de Romantizm Tavan Yaptı: CihAl Sahnesi Olay Yarattı
İçeriği Görüntüle

BAŞKA BİR AŞK TRABZONSPOR
‘’Yani Trabzonspor futbol tarihinde çok önemli olan bir kulüp. Ekip arkadaşlarımda maçları takip ediyor, başka bir aşk Trabzonspor o anlamda büyük paralar olmadan da futbol aşkının ne olduğunu bu ülkede örnekleyen çok kıymetli kulüplerden bir tanesi Trabzonspor buradaki fanatizmi de bize gösteriyor. Bize 61 her yer.’’

Kaynak: HABER MERKEZİ