Trabzon’un demiryolu hikâyesi bitmez. Çünkü yıl 2022, biz hala Trabzon demiryolu konusunu konuşuyoruz. 80 yılda çözüme kavuşturamadığımız konulardan biri olan bu mesele, takip edebildiğimiz kadarı ile Trabzon Belediyesi meclis tutanaklarına ilk defa 1944 yılında girmiştir. Fakat ilginçtir, o yılarda Trabzon treni değil Erzurum treni belediye meclisinde gündem yapılmıştır. Ne alaka demeyin, zira Erzurum treni Trabzon ekonomisinde derin yaraların açılmasına neden olmuştur. Belediye Meclisi penceresinden Trabzon’a bakmaya çalıştığımız yazı dizimizin bugünkü bölümünde, şarki Anadolu’nun iskelesi olan Trabzon’un bu vasfını nasıl kaybettiği konusu üzerinde durarak devam ediyoruz;
TRABZON’UN TİCARİ ŞANSI NASIL TERS DÖNDÜ?
RESİM: Fakir Trabzon Halkı
Eski defterleri karıştırdığımızda 1930 senesinden itibaren Trabzon’daki ticari hayat üzerine etki eden iki olumsuz durum göze çarpmaktadır. Bunlardan birincisi Sivas-Erzurum tren hattı, diğeri ise tüm ülkeyi etkisi altına alan 2. Dünya Savaşıdır.
Konunun Trabzon Büyükşehir Belediyesi arşivinde yer alan tutanaklara yansımasına göre, meclis üyesi Mehmet Kitapçı şöyle bir tespit yapmıştır; “Bu memleketin iktisadi vaziyeti, Erzurum şimendiferinin (treninin) yapılmasından sonra çok sarsılmıştır. Dikkat edilirse görülecektir, dört beş seneden beri bu şehrin ahalisi memleketi terk etmekte ve şehir günden güne boşalmaktadır” demiştir.
Araştırmacı Muzaffer Başkaya konuyu şöyle açıklar; “II. Dünya Savaşının ortaya çıktığı süreçte Erzurum-Sivas Demiryolu projesinin, zaten kötüye gitmekte olan Trabzon ekonomisine bir darbe daha vurduğu görülmektedir. Erzurum-Sivas demiryolu yapılmadan önce Erzurum ve havalisinin, batı vilâyetleriyle olan bağlantısı Trabzon üzerinden sağlanıyordu. Ayrıca bu bölgelerden gelen canlı hayvan, buğday gibi ihraç malları Trabzon limanı vasıtasıyla diğer bölgelere sevk ediliyordu. Fakat 1939 yılında adı geçen hattın faaliyetiyle birlikte Trabzon, bu konuda sahip olduğu mevkiini kaybetmiştir.
TAHSİN UZER HAKLI ÇIKTI
Erzurum-Sivas Demiryolu açılmadan hemen önce Ankara’ya bir rapor gönderen Üçüncü Umum Müfettiş Tahsin Uzer, şimendiferin Erzincan’a gelmesi ile Trabzon’un bu mıntıka ile olan iktisadi, içtimai her türlü alaka ve münasebetinin kesildiğini, bu yüzden Trabzon’un ticari hayatının sarsıldığını ifade etmiştir. Uzer’in verdiği bilgilere göre, hattın Erzincan’a ulaşmasından sonra yaşanan durgunluk, şimendiferin Erzurum’a bağlanmasından sonra iyice artacaktı.
Tahsin Uzer’in ileriye dönük tahminleri maalesef doğru çıkmış ve demiryolunun Erzurum’a varması ile Trabzon, iç bölgelerle olan ticari bağlantılarını kaybetmiştir. Böylece Trabzon’un geniş ticari kapasitesi birden bire vilâyet hudutları içine sıkışmış ve bu durum memleketin iktisadi bünyesinde onarılmaz yaralar açmıştır. Bu tarihten sonra Trabzon ekonomisi, artık tamamen dışa kapalı bir görünüm arz etmeye başlamıştır”.
Konu o günkü Yeniyol Gazetesinde şöyle ifade edilmiştir;
Resim: Üçüncü Umum Müfettişi
“Yıllar önce Trabzon, doğunun arkasında geniş bir hinterlandı bulunan zengin bir ticaret şehri idi. Hindistan, İran ve bütün doğunun en işlek yolları buradan geçerdi. Bu surette Trabzon geniş bir bölgenin ticari faaliyet merkezi haline geldi. Sonra yıllar geçti. Erzurum demiryolunun açılmasıyla bu ticari yollar daha güneye kaydı. Trabzon ehemmiyetini günden güne kaybetti. Fakirleşti, tenhaladı… Sonra II. Dünya harbi patladı. Bu afet içinde Trabzon bocaladı, geriledi, iş hacmi küçüldü, nüfusu başka diyarlara akmaya başladı.”
ZENGİN TRABZON’A NE OLDU?
1946 yılı Yeniyol Gazetesinde rastladığımız başka bir yazı, Trabzon’daki ekonomik sıkıntının daha yıllarca sürdüğünü gösteriyor. “Trabzon’u Kurtarmak” başlığı altında verilen yazı özetle şöyle;
“Trabzon’umuzun asırlar süren iktisadi, ticari şansı ters döndü. Bina kurarken, İstanbul’dan usta, İtalya’dan mimar ve tezyinci getiren Trabzon zengininin kâşanesinde sıva, boya kalmadı. İşlemeli saçaklar, çerçeveler, kapılar delik deşik..
Avrupa’dan doğrudan doğruya vapur dolusu demir, vapur dolusu mısır, vapur dolusu malzeme getiren Trabzon tüccarının kasasında bereket, deposunda hareket kalmadı. Kasası anahtarsız, deposunun Sürmene taşından döşeli zemini çöktü, çukurlaştı, beton tavanları rutubetten kalıp kalıp döküldü, demir kepenklerini pas kemirdi. Eski varlığı bulmak, eski hareket ve bereketi görmek artık bir hayaldir bugün” denmiştir.
Yine II. Dünya Savaşına girmemekle birlikte, savaşın neden olduğu sıkıntıları derinden yaşayan Türkiye’de, bu problemleri en derin yaşayan illerden Trabzon’un durumu, aynı gazetede edebi bir şekilde şöyle ifade edilmiştir;
“Vaziyet olanca açıklığı ile meydandadır; Nüfusumuz günden güne azalıyor, iş hacmimiz günden güne daralıyor, piyasamız günden güne durgunlaşıyor, yoksulluk günden güne artıyor, geçim derdi günden güne zorlaşıyor ve en fenası, sağlık durumumuz günden güne daha acıklı bir manzara arz ediyor.
Bir daha dün denecek kadar bir geçmişe, bir de içinde bulunduğumuz günlere bakarak söylüyoruz. Ticari hinterlandı sadece Erzurum’a, Erzincan’a değil; Van’a, İran’a kadar uzanan Trabzon, kala kala tek başına kalmış, ticari ve iktisadi gelişmelerden nasibini alamamış, değişen hareketler şartına intibak edebilecek vasıta ve imkânları, bünyesinde toplayamamaktan mütevellit, bir muvanezesizlik içinde yuvarlana yuvarlana nihayet bu günkü duruma düşmüştür.“
Erzurum şimendiferinin Trabzon’da sebep olduğu gelişmeleri aktardık. Şimdi gelelim bizim tren maceramıza;
TRABZON DEMİRYOLU
Trabzon Belediyesinin 1943-1944 Yılı Mesai Raporu son bölümünde Cumhur Reisi İsmet İnönü’nün ziyaretleri dolayısı ile yapılan faaliyetler şöyle anlatılmıştır;
“…Aziz Şefimizin, memleketimizden ayrılışlarında Trabzonluların kendilerine karşı gösterdikleri candan bağlılık, muhabbet ve misafirperverliklerden ötürü teşekkürlerinin halka ulaştırılmasını emretmiş ve Trabzon’un iktisaden kalkınması için muhtaç olduğu demir yolu ve liman tesisatının ilk fırsatta kuvveden fiile çıkarılacağını vaat buyurmuşlardır.”
1943 senesinde Trabzon demir yolu güzergâhı olarak neresi düşünülmüştü? O günkü yerel gazetelerden Halk Gazetesi konuyu okuyucularına şöyle duyurmuştur; “Trabzon şimendiferinin Hamsiköy, Dinerek, Gümüşhane, Bayburt ve Tercan istikametinde yapılması programa alınmıştır”
1944 yılına gelindiğinde Halk Gazetesinde konunun, “Trabzon-Erzurum Tren Hattı” manşeti ile tekrar verildiği görülmektedir. Yazının detaylarına bakıldığında güzergâh etütlerine başlandığı, istasyon binasının Değirmendere de kurulacağı, hattın sahili takiben Kalanima Deresinden, Sera, Haçka, Eriklibeli’nden Bayburt istikametine uzatılmasının planlandığı anlaşılmaktadır.
Trabzon’a demiryolu vaadi o günkü Trabzon basınında geniş yer bulmuş ve sevince yol açmıştır. İnönü’nünziyareti nedeniyle yerel gazetelerde pek çok köşe yazısı da kaleme alınmıştır. Yeniyol’da “Hoş Geldiniz Milli Şef” başlıklı köşe yazısında İsmet İnönü’yü bekleyiş, “Sekiz yıl bitti, dokuzuncu yıla bastık. Bu uzun yıllar içinde gözlerimizi yediden yetmişe hep izinize dikmiş, sizi bekliyorduk.” şeklinde açıklanmıştır.
Bu köşe yazısında İsmet İnönü’nün beş yıl önce Trabzon’a liman ve demiryolu müjdesi verdiği de hatırlatılarak, bu müjdenin eser halinde canlanmasının yine kendisinden beklendiği belirtilmiştir.
Fatih Erol'un kaleminden