12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen, darbenin yarattığı tahribat hâlâ hissediliyor. Tüm Emekliler Sendikası Trabzon Şube Başkanı Serdar Hacıömeroğlu, yaptığı yazılı açıklamada 12 Eylül’ün etkilerinin günümüzde de devam ettiğini belirterek, hem emekçilerin kayıplarına hem de demokrasiye yönelik kısıtlamalara dikkat çekti.
“12 Eylül, Neoliberal Yıkımın Kapısını Açtı”
Hacıömeroğlu, 12 Eylül darbesinin yalnızca siyasal özgürlükleri gasp etmediğini, aynı zamanda emekçi sınıfların kazanımlarını yok ederek neoliberal politikaların önünü açtığını söyledi.
“Sendikalar kapatıldı, grevler yasaklandı, iş güvencesi zayıflatıldı. IMF ve Dünya Bankası programları işçi sınıfı üzerinde baskı rejimiyle uygulandı. Taşeron çalışma, güvencesiz iş ilişkileri ve düşük ücretler, bu sürecin doğrudan sonuçlarıdır” ifadelerini kullandı.
“Toplumsal Eşitsizlik Derinleşti”
Kamu kaynaklarının özel sermayeye aktarıldığını ve halkın temel haklarının zayıflatıldığını belirten Hacıömeroğlu, neoliberal politikaların en çok dar gelirli kesimleri ve emeklileri vurduğunu dile getirdi:
“Emeklilerin yoksullaşması, toplumsal eşitsizliğin artması, doğrudan bu politikaların eseridir. 12 Eylül zihniyeti, ekonomik ve sosyal adaletsizliği kalıcı hale getirdi.”
“Darbe Hukuku Hâlâ Yürürlükte”
1982 Anayasası’nın hâlâ yürürlükte olmasının, darbe hukukunun sürdüğünü gösterdiğini söyleyen Hacıömeroğlu, yargının bağımsız olmaması ve kayyım uygulamalarını da eleştirdi:
“Halk iradesini yok sayan kayyımlar, muhalefete baskılar ve yargı kararları, demokratik siyasetin alanını daraltıyor. Bunun en güncel örneği 19 Mart 2025’te yaşanan yargı darbesidir.”
“Birleşik Mücadele Şart”
Hacıömeroğlu, 12 Eylül zihniyetinin ve onun devamı olan neoliberal politikaların, özelleştirmelerin ve otoriter siyaset anlayışının ancak ortak mücadeleyle aşılabileceğini belirtti:
“45 yıl önce halkın iradesini gasp eden darbe anlayışıyla hesaplaşmak; neoliberal yıkıma, siyasal İslamcı faşizme ve tek adam rejiminin baskısına karşı birleşik bir muhalefetin ortak iradesiyle mümkündür.”
