Türkiye’yi Bu Yaz Kuraklık ve Kavurucu Sıcaklar Bekliyor
Prof. Dr. Orhan Şen ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü eski Bölge Müdürü Murat Şahin’in değerlendirmeleri, yaz aylarının “çifte meteorolojik felaket” riski taşıdığını gösteriyor. Bir yanda yağışsızlık nedeniyle su kaynaklarının hızla tükenmesi, diğer yanda ise beklenen rekor sıcaklıklarla artan sağlık ve enerji krizleri… Türkiye’yi bu yaz kuraklıkla birleşen aşırı sıcaklar bekliyor.
Prof. Dr. Orhan Şen’den Kuraklık Uyarısı
İstanbul başta olmak üzere Marmara ve İç Anadolu’nun kuzeyinde yaz yağışlarının mevsim normallerinin yarısına dahi ulaşamayabileceğini vurgulayan Orhan Şen, bu durumun barajlardaki su seviyeleri açısından alarm verici olduğunu belirtti. Kuraklık tehdidinin sadece tarımı değil, aynı zamanda içme suyu ihtiyacını da doğrudan etkileyebileceğini ifade eden Şen, “Suyumuzu iyi kullanalım” çağrısında bulundu. Yüksek buharlaşma oranlarıyla birleşen düşük yağış miktarı, Türkiye'nin en kalabalık bölgelerinde ciddi su sıkıntılarına yol açabilir.
Murat Şahin’den Kavurucu Sıcak Dalga Alarmı
Kuraklık uyarılarının ardından gelen ikinci büyük tehlike, sıcak hava dalgası. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Emekli Bölge Müdürü Murat Şahin, Haziran ayının son haftasından itibaren çok kuvvetli bir sıcak hava dalgasının Türkiye’yi etkisi altına alabileceğini açıkladı. Bu sıcaklıkların Temmuz ve Ağustos aylarında rekor seviyelere ulaşabileceği belirtiliyor. Bu durumun özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olanlar üzerinde ciddi sağlık etkileri yaratabileceği uyarısı yapıldı.
Uzmanlara Göre Türkiye’yi Bekleyen Beş Büyük Risk
İki uzmanın analizlerine göre bu yaz Türkiye’yi şu beş büyük risk bekliyor:
-
Orman Yangınları: Kuruyan bitki örtüsü ve artan sıcaklıklar, yangın riskini maksimuma çıkarıyor.
-
Haşere ve Kene Patlaması: Nemli ve sıcak hava, zararlı böceklerin çoğalmasına zemin hazırlayacak.
-
Sıcak Çarpmaları: Aşırı sıcaklar, özellikle savunmasız gruplar için ciddi bir sağlık tehdidi oluşturuyor.
-
Su Kıtlığı: Kuraklık ve buharlaşma, barajlardaki su seviyelerini kritik noktalara çekebilir.
-
Enerji Krizi: Artan klima kullanımıyla birlikte elektrik talebi zirveye çıkarken, HES’lerin üretim kapasitesi düşebilir.
Uzmanlar, bu tablo karşısında hem bireysel hem de kurumsal önlemlerin acilen alınması gerektiğini vurguluyor. Siz de yaşadığınız bölgede su ve enerji tasarrufu konusunda nelere dikkat ediyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın.
