Geleneksel dayanışma kültürü: Sobanın başında kış hazırlığı
Artvin’in merkez ilçesine bağlı Sümbüllü Köyü’nde sonbahar sadece yaprak dökümü değil, aynı zamanda imece zamanını da simgeliyor. Köyde kadınlar, yüzyıllardır sürdürülen bir gelenekle kışlık yiyecekleri birlikte hazırlamak için bir araya geliyor. Sabahın erken saatlerinde yoğrulan hamurlar, büyük teknelerde dinlenmeye bırakılırken; oklavalar, un torbaları, odun sobaları ve kahkahalar eşliğinde başlayan gün, dayanışma dolu bir kış hazırlığına dönüşüyor. Yufkadan erişteye, silordan böreğe kadar pek çok yiyecek, el birliğiyle hazırlanıyor.
Sobanın başında sohbet, oklavada emek
Kadınlar için bu hazırlık sadece mutfak işi değil, aynı zamanda sosyal bir buluşma. Köy sakinlerinden Sevgi Şahinbaş, bu geleneksel imece günlerinin önemini şöyle anlatıyor:
“Her yıl sonbaharda kadınlarla toplanırız. Oklavalarla yufka açar, odun sobasında çay demler, muhabbet ederiz. Hem kendimize eğlence oluyor hem de kışlıklarımızı hazırlıyoruz. İş bitince hep birlikte sofraya oturur, sobanın yanında dinleniriz.”
Hazırlanan yufkalar, kurutulup bohçalara sarılıyor ve kış boyunca tüketilmek üzere saklanıyor. Bu özenli hazırlık, kışın soğuk günlerinde sofralara sıcaklık ve tat katıyor.
Yeni nesil için unutulma tehlikesi
Köy halkı bu kültürü yaşatmak için çabalasa da, değişen yaşam tarzlarıyla birlikte bu imece geleneğinin geleceği konusunda endişeli. Emekli öğretmen Abdul Şahinbaş, bu ortak emeğin yalnızca mutfakla sınırlı olmadığını vurguluyor:
“Bu sadece yemek yapmak değil. Yardımlaşma, sohbet, dayanışma... Her şey var bu işin içinde. Ama maalesef yeni nesil bu işleri bilmiyor. Her şey hazır oldu artık. Oysa en sağlıklı yemek, doğal yollarla yapılan yemektir. Bu kültür kaybolursa çok şey kaybederiz.”
Şahinbaş’ın bu sözleri, geleneksel yöntemlerin değerinin yeniden hatırlanması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Yufkadan silora: Her katında emek var
Hazırlanan yufkalar yalnızca sade tüketilmekle kalmıyor; silor gibi yöresel lezzetlerin ana malzemesi olarak da kullanılıyor. Katlanan ve bohçalanan yufkalar, kış boyunca çeşitli tariflerle sofralarda yerini alıyor. Erişte, ev yapımı makarna ve börekler de bu imece sürecinin ürünleri arasında. Kadınlar, her yıl sırayla birbirlerinin evine giderek bu hazırlıkları yapıyor. Bu da köyde hem sosyal bağları güçlendiriyor hem de dayanışma kültürünü canlı tutuyor.
Kültür yaşasın diye imece sürüyor
Sümbüllü Köyü kadınları, bu geleneksel üretim biçimini sadece kendileri için değil, gelecek nesiller için de sürdürüyor. Kimileri için yorucu görünen bu hazırlık, onlar için adeta bir şenlik. Kimi zaman eski türkülerle, kimi zaman çocukların kahkahalarıyla renklenen bu günler, Artvin’in kültürel hafızasında yerini koruyor. Ancak köy halkı, teknolojik imkanların ve hazır gıdaların bu geleneği unutturmamasını umut ediyor.