Türkiye denizlerinde son 50 yılda giderek hız kazanan yabancı tür istilası, Karadeniz’i de etkisi altına almış durumda. Özellikle son yıllarda artan deniz ısısı, kirlilik ve tuzluluk değişimleri; Akdeniz, Ege ve Marmara’dan gelen yabancı türlerin Karadeniz’e yerleşmesini kolaylaştırdı. Uzmanlara göre, bu yeni göç dalgasının başını çeken en tehlikeli iki tür ise deniz salyangozu ve taraklı medüz. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Dr. Ahmet Şahin, bu türlerin yerli canlıları geri plana ittiğini ve bazı türlerin yok olma riskiyle karşı karşıya kaldığını belirtiyor.

Deniz salyangozu kıyı ekosistemini tehdit ediyor

Son yıllarda Karadeniz kıyılarında yoğun biçimde görülmeye başlayan deniz salyangozu, hızlı çoğalma özelliğiyle dikkat çekiyor. Bu tür, özellikle Akdeniz midyesi gibi yerli kabuklu deniz canlılarının yaşam alanlarını işgal ediyor ve onları adeta yok olma noktasına getiriyor. Kontrolsüz bir şekilde yayılan deniz salyangozu, kıyı ekosisteminin dengesini bozarken, balıkçılık ve su ürünleri sektörünü de olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca ekonomik değil, ekolojik sonuçlar da doğurabileceği uyarısında bulunuyor.

Taraklı medüz, hamsi ve palamut popülasyonlarını tehdit ediyor

Karadeniz için bir diğer büyük tehdit ise taraklı medüz. Görünüşte zararsız olan bu canlı, özellikle hamsi, palamut, istavrit gibi ekonomik değeri yüksek balıkların yumurtalarını ve larvalarını tüketerek popülasyonları tehdit ediyor. Ayrıca aynı besin kaynaklarını kullanmaları nedeniyle yerli türlerle doğrudan besin rekabetine giriyor. Balıkçılar için gelecekte ciddi bir stok kaybı riskinden söz ediliyor. Şahin, “Bu türler burada üreyip koloni oluşturursa, telafisi zor etkiler yaratabilir,” diyor.

500’e yakın yabancı tür Türk sularında

Dr. Ahmet Şahin’in açıklamalarına göre, Türkiye karasularında şu ana dek 500'e yakın yabancı tür tespit edildi. Bunların bir kısmı Süveyş Kanalı üzerinden Kızıldeniz’den, bir kısmı ise uluslararası gemi taşımacılığında kullanılan balast sularıyla ekosisteme karışıyor. Deniz suyuyla göç eden türlerin kontrolünün neredeyse imkânsız olduğunu belirten Şahin, “Denizlerdeki kirlenme ve iklim değişikliğiyle birlikte bu göç dalgası giderek artacak gibi görünüyor,” diyor.

Akdeniz’i balon ve aslan balığı istila etti, sıra Karadeniz’de mi?

Akdeniz’de daha önce yaşanan balon ve aslan balığı istilasını hatırlatan Şahin, benzer bir durumun Karadeniz’de de yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. “Akdeniz'de bu iki tür yerli balıkları ya ortamdan sürdü ya da doğrudan yedi. Karadeniz’de de benzer bir süreç yaşanırsa, hamsi ve palamut gibi ticari türlerin geleceği tehlikeye girebilir,” ifadelerini kullandı. Tropik türlerin akvaryumlardan bilinçsizce denize bırakılması gibi olaylar da bu süreci tetikleyebiliyor.

Kaynak: İHA