Türkiye’nin ekstrem sporlara açılan yeni penceresi Karadeniz, doğasıyla sadece gezginlerin değil, adrenalin tutkunlarının da ilgi odağı haline geliyor. Bu ilgiyi uluslararası bir düzeye taşıyan isimlerden biri de İrlandalı wingsuit (kanatlı uçuş) sporcusu Michael Morann. 2017 yılında Samsun’da bir festivalle Türkiye ile tanışan Morann, bugün Uzungöl ve Sümela Manastırı gibi bölgelere yaptığı cesur atlayışlarla adından söz ettiriyor. Karadeniz’in görkemli doğasında saatte 250 km hıza ulaşan atlayışları, Morann’ı yalnızca bir sporcu değil, aynı zamanda bölgenin ekstrem spor turizmi için simge ismi haline getiriyor.
Karadeniz, wingsuit sporu için yeni bir rota mı?
Wingsuit, dünya genelinde teknik zorlukları ve yüksek risk faktörüyle tanınıyor. Ancak doğayla iç içe, yüksek irtifalı rotalar bu sporun en çok aranan şartları arasında yer alıyor. Michael Morann’a göre Karadeniz, tam da bu kriterleri karşılıyor. Özellikle Trabzon çevresinde bulunan dik yamaçlar ve geniş vadiler, wingsuit sporu için hem zorlu hem de görsel açıdan tatmin edici bir alan sunuyor.
Morann, Türkiye'deki ilk atlayışını Samsun'daki bir festivalde gerçekleştirmiş. O günden bu yana ülkeye olan ilgisi derinleşmiş:
“Artık kendimi yarı Türk gibi hissediyorum” diyen sporcu, doğanın sunduğu çeşitliliğin wingsuit sporu için eşsiz olduğunu belirtiyor.
En büyük zorluğun Karadeniz’in sert coğrafi yapısında güvenli kalkış noktası bulmak olduğunu dile getiren Morann, bu problemi yamaç paraşütü ile wingsuit atlayışlarını birleştirerek çözdüklerini ifade ediyor.
Sümela Manastırı’ndan tarihi bir atlayış
Morann’ın en dikkat çekici uçuşlarından biri, Trabzon’un simgelerinden Sümela Manastırı’ndan gerçekleştirdiği wingsuit atlayışı oldu. Tarihi ve doğal yapısıyla oldukça dar bir kalkış ve iniş alanına sahip olan bölgede yapılan bu atlayış, teknik olarak büyük bir ustalık gerektiriyordu.
“Kraven the Hunter” filminde Sümela’yı gördükten sonra bu atlayışı planlamaya başladıklarını belirten Morann,
“Çok teknik bir atlayıştı. Kalkış ve iniş alanı çok dardı. Ama özel bir çalışmayla başarılı bir şekilde gerçekleştirdik” dedi.
Bu özel uçuş, yalnızca sporcunun başarısı değil, aynı zamanda bölgenin ekstrem sporlar açısından potansiyelini ortaya koyan bir gösteri olarak değerlendirildi.
“Trabzon’u İsviçre’ye benzetiyorum”
Türkiye’ye ilk adımını attığında böylesine bir bağ kuracağını tahmin etmediğini söyleyen Morann, Trabzon’un doğasına hayranlığını gizlemiyor.
“Trabzon’u İsviçre’ye benzetiyorum. Doğası, dağları ve turistik cazibesiyle çok benzer. Gözlerimi alamadım” diyor.
Morann’a göre wingsuit sporu kolay ulaşılabilir bir disiplin değil. Zaman, emek ve yüksek maliyet gerektiriyor. Ancak Türkiye’deki doğal koşullar, bu zorlukları aşmak için yeni fırsatlar sunuyor. Özellikle yamaç paraşütüyle entegre edilen atlayışlar, hem riskleri azaltıyor hem de sporu daha uygulanabilir hale getiriyor.