Kancalı kurt hastalığı, bir dönem Rize’de binlerce kişiyi etkilemiş, şehirde çıplak ayakla gezmek yasaklanmıştı. 1980’den sonra Türkiye’de görülmedi.
Rize’de Salgın Halini Almıştı
Cumhuriyet döneminde Rize’nin en büyük sağlık sorunlarından biri, halk arasında “kurt hastalığı” olarak da bilinen kancalı kurt hastalığı oldu. Topraktan bulaşan bu hastalık, bölgedeki gübre kullanım alışkanlıkları ve çıplak ayakla gezilmesi nedeniyle hızla yayıldı.
Özellikle 1930’lu yıllarda hastalık o kadar yaygın hale geldi ki, şehir merkezine ayakkabısız girilmesi yasaklandı. Ayrıca hastalığa yakalanan kişilerin tedavisi zorunlu kılındı. Tedaviye yanaşmayanlar ya da hastaları yetkililere bildirmeyenler cezai yaptırımlarla karşı karşıya kaldı.

138 Binden Fazla Kişi Tedavi Edildi
Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu'nun aktardığına göre, 1935 yılında Rize’de hastalığa yakalanıp tedavi edilen kişi sayısı 138 bin 468’di. Bu rakam, dönemin nüfusu göz önüne alındığında neredeyse her iki kişiden birinin hastalıkla mücadele ettiğini gösteriyor.

Koyuncu, "1931 tarihli raporlarda Rize köylerinde bazı bölgelerde halkın yüzde 67’si bu hastalığa yakalanmıştı. Tedavi edilmediğinde karın şişliğiyle başlayan semptomlar, üç yıl içinde ölüme neden oluyordu," dedi.
Çıplak Ayakla Gezmek Yasaklandı
Kancalı kurt hastalığı, vücuda toprak aracılığıyla, nasırlı ayaklardan girerek bulaşıyordu. Bu nedenle Rize şehir merkezinde çıplak ayakla gezilmesi 1932 yılında yayımlanan resmi bildiriyle yasaklandı. Yasakta ayrıca tedavi edilmeyen hastaları bildirmemenin de suç olduğu belirtildi.
Bu uygulama, Türkiye genelinde sadece Rize’ye özgü bir kamu sağlığı önlemi olarak tarihe geçti. Hastaların tüm ilaç ve tedavi masrafları devlet tarafından ücretsiz karşılandı.

Hastalığın Kaynağı: Çinli Yol İşçileri
Koyuncu’nun verdiği bilgilere göre, hastalık Rus işgali döneminde Rize’ye gelen Çinli yol işçileri aracılığıyla bölgeye taşındı. Bu bilgi, 1930’larda yapılan sağlık raporlarında yer alıyor.
Paris'teki bir tıp kongresinde hastalıkla ilgili bildiri sunan Atatürk’ün doktoru Asım Arar, Rize’de kurulan özel hastane ve dispanserlerle hastalıkla etkin mücadele yürütülmesini sağladı.
1980 Sonrası Türkiye’de Hiç Görülmedi
Recep Koyuncu, hastalığın 1980 yılından sonra Türkiye’de bir daha görülmediğini belirtti. Kendisi de 1974’te bu hastalığa yakalanan Koyuncu, köylerde kolaylıkla temin edilen "kurt ilacı" sayesinde iyileştiğini ifade etti.
Hastalığın tamamen ortadan kalkmasında sağlık politikalarının yanı sıra, ayak hijyeninin artması, ayakkabı kullanımının yaygınlaşması ve gübre kullanım alışkanlıklarının değişmesi etkili oldu.