Demokrasi,
En basit tabiriyle halkın kendi kendini yönetmesidir.
Bunun için de halk,
Sandık başına gider.
*
Sandık başına gitmeden önce ise,
Seçime katılmak isteyen partiler ve onların mensupları,
Kendi plan ve projelerini bizlere aktarırlar.
*
Bu aktarma araçlarının bir bölümüne "Medya" diyoruz.
Medya genel bir tabir.
Yani,
Radyo ve Televizyonlar.
Gazeteler.
İnternet siteleri.
Dergiler.
Ve bunun gibi...
*
Ayrıca ,
Afişler.
Ayrıca,
Yine çok etkili seçim çalışmalarından biri de,
Yüz yüze görüşmelerdir.
İnsana dokunmalar.
Tokalaşmalar.
Sarmalar/sarılmalar de seçim çalışmalarındandır.
*
Tabi bütün bunlar vaatsiz olmaz.
"Yapacağız!
Edeceğiz!"
Şeklinde umut veren vaatler seçimin olmazsa olmazlarındandır.
*
Ama ne yazık ki,
Bizde olmaması gerekler oluyor.
*
Aşağılayıcı ifadelerle...
Rakibi karalamalar...
Kişiliğine saldırılar...
Öfkeli restler...
*
Bunlar yine de demokrasinin hoşgörüsü içerisinde sayılabiliyor olsa da,
Yine de bunların bir ölçüsü olmalı.
Toplum ayrıştırılmamalı.
Çünkü gördük.
Çünkü görüyoruz...
Etrafımızda azılı düşmanlar bekliyor.
"Ah bir iç çatışma çıksa da".
Evet, bir iç çatışma,
Düşmanın en ağır saldırısından daha vahimdir.
Hani, "Bizim birbirimize yaptığımızı cihan gelse yapamaz" mevzu işte tam da budur.
*
Evet,
Kazanmak adına bu gibi tehlikeli oyunlara gelmeyelim.
Sonuçta,
Kazana da bizim,
Kaybeden de bizimdir.
*
Sonuçta demokrasi böyle şenlik ister.
Kin,
Nefret,
Husumet değil.
*
O halde,
Birlik beraberlik ruhu içerisinde,
Yaşasın demokrasi!
Gelen de,
Giden de yaşasın.
Yeter ki onursuz olmasın insanları ülkemin.