ZİNA ETMEK İSTEYEN GENÇ VE HZ. PEYGAMBER
 
Kureyş Kabilesinden bir genç, Peygamberimize gelerek,
"Ey Allah’ın Elçisi! Zina etmeme izin ver!" dedi. Orada bulunan sahabiler, bu istek karşısında şaşırırlar ve genci susturmak isterler. Ama Nebiler Serveri duruma müdahale ederek onu yanına çağırır. Aralarında şu diyalog yaşanır:
“Böyle bir şeyin senin annenle yapılmasını ister miydin?”
“Anam babam Sana feda olsun, Ey Allah’ın Resûlü,” istemezdim.
“Hiçbir insan da anasına böyle bir şey yapılmasını istemez!”
“Senin bir kızın olsaydı, ona böyle bir şey yapılmasını ister miydin?”
“Canım Sana feda olsun, Ya Resûlallah, istemezdim.
“Hiçbir insan da kızı için böyle bir şey yapılmasını istemez!”
“Halanla veya teyzenle böyle bir şey yapılmasını ister miydin?”
“Hayır, Ya Resûlallah, istemezdim!”
“Kız kardeşinle ister miydin bir başkası zina etsin?  Hayır, hayır, istemezdim!”
“İşte hiç kimse halasıyla, teyzesiyle ve kız kardeşiyle zina edilmesini istemez. İşte başkaları da bunu istemezler.” dedi, Allah Resulü.
Evet, bu konuşma ile akıl plânında Allah Resûlü, bu delikanlıyı ikna eder. Ardından da elini bu gencin göğsüne koyar ve şöyle dua eder: "Allah’ım! Bunun günahını bağışla, kalbini temizle ve onu fuhuştan koru."  Sahabeden biri diyor ki, bu konuşmadan sonra gencin dönüp bir kadına baktığı görülmedi.
Öğretmen, yönetici ve ana-baba olarak Hz. Peygamber(S.A.)’den öğreneceğimiz çok şey vardır. Bu kıssada öncelikle, iletişim kurarken, etkili dinlemenin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Şayet bu genci Hz. Peygamber dinlemese ve sahabi gibi genci susturmak isteseydi, bu harika sonuç asla alınamazdı. Sosyal ilişkilerimizde en önemli sorunumuz olan bu iletişim becerilerini kullanamadıkça, sosyal hayatımızdaki iletişimsizlik sorunlara katlanarak devam edecektir. Her gün özellikle okulda ve ailede yaşanan iletişim kazalarının nelere mal olduğunu hepimiz biliyoruz. Aynı zamanda da hayatımızı din referanslı yaşadığımızı da iddia ederiz. Oysa din referanslı hayatın özü, Allah Resulü(S.A.)’nün hayatından örnekleri hayatımıza rehber etmektir. Yukarıdaki örnek, günümüz eğitimcilerinin rol model alabilecekleri etkili modellerden biridir. Sınıfta öğretmeninden “çok saçma” bir talepte bulunan öğrenciye, hemen şiddet ve hiddetle karşılık vermenin hiçbir eğitimsel değeri olamaz. Böyle bir istenmeyen öğrenci davranışını yönetirken, yukarıdaki örneğin hiç unutulmaması gerektiğinin altını çizmek gerekir. Sözün özü; öğrenciler, çocuklar, her türlü saçma, istenmeyen taleplerde bulunabilirler. Ancak biz eğitimciler, bu saçma taleplere saçma tepkiler veremeyiz. Dinlemeli, sözü edilen talebi önyargısız bir yaklaşımla yönetmeye çalışmalıyız.