Acı ama gerçek; Trabzonspor ekonomik sorunlardan ötürü bu duruma getirildi. Bu konuda sitemim var. Niye var derseniz... Kulübün nasıl bir dar boğazdan geçtiğini çok iyi biliyorum. Paranın nasıl bulunduğunu, çarkın nasıl döndüğünü de. Siz altın yumurtlayan tavuğu kesmek zorunda değilsiniz.
Özellikle son süreçte Trabzonspor yönetiminin bir liraya bile ihtiyacı olduğunu cümle alem biliyor. Bu bir lirayı elinin tersi ile dışlayamaz. Niye bunları söylüyorum? Geçen haftaki yazımda şu başlığı atmıştım:
‘BORDO MAVİ RENKLERİN GİZLİ KAHRAMANI!’
Ama gelin görün ki madalyonun bir de öteki yüzü var. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle hikaye şöyle: Aktif İnşaat sahibi Olgun Demircan, Trabzon'un bağrından çıkmış, halisane, genç bir iş adamı. Türkiye’nin en büyük inşaat malzemesi satan firmalarından Formül Plastik'in Türkiye Satış Müdürü Fahri İnat, Olgun Demircan’ı bulur, onunla distribütörlük işini konuşur.
Demircan tamam der ancak bir şartla... Trabzonspor kulübüne 4 aylığına yüksek miktarda reklam verdirir. Bu miktarın ne kadar olduğunu bildiğim için buraya yazmıyorum.
Fahri İnat, Demircan’a “Sana feda olsun, ne demek” der ve birlikte tesislere giderler. Formül Plastik'in Türkiye Satış Müdürü Fahri İnat, Olgun Demircan’ın bir lafı üzerine Trabzonspor Genel Sekreteri Ömer Sağıroğlu ile anlaşmayı yapar. Her şey buraya kadar güzel… Ancak madalyonun bir de öbür yüzü var.
Geçenlerde mütevazı insan Fahri Bey ile Olgun Demircan'ın iş yerinde tanışma ve konuşma fırsatı buldum. Fahri Bey, Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun da yeğeni. Ayrıca Fahri Bey'in babası hasta Trabzonsporlu. 1978-1984 yılları arasında yaşanan 6 şampiyonluk ile İstanbul saltanatına son veren tek Anadolu takımı olan Trabzonspor olduğu için...
1995-96 sezonunda Hami ve Ünallı takımın imzalı forması kendisinde var. Formül Plastik 35 yıllık firma, dünyada 80 ülkede distribütörlüğü bulunan ve ihracat yapan büyük bir firma.
Gelin görün ki Trabzonspor yönetimi firmanın patronu Haydar Şahin'e kuru bir teşekkür imzalı forma ile on tane VIP, on tane martaton biletleri dışında bir şey vermedi. Bir plaketi bile çok gördü. Firma sahibi Haydar Şahin'i veya geçen hafta Trabzon’da bulunan Fahri İnat'ı arayıp maça davet etme nezaketini göstermedi. Firma yetkilileri bu konuda Trabzonspor yönetimine küsler, ayrıca gelecek sene bordo-mavili kulübe büyük meblağlı bir sponsorluk anlaşması düşünmelerine rağmen, Trabzonspor'un bu tutumundan dolayı sponsorluktan vazgeçebilecekleri ve Beşiktaş ile bu anlaşmayı yapabilecekleri söyleniyor.
Ey Trabzonspor yönetimi! Köşe bucak, yana yakına para arıyorsunuz. Formül Plastik firmasının sahibi Haydar Şahin’i ve Türkiye Satış Müdürü Fahri İnat'ı Trabzon'a davet edip onlarla bir yemek yeme ve plaket verme zahmetinde bulunun. Böylesine değerli büyük firmaları küstürmeyin, kapınızı onlara açık tutun, tren kaçarsa o trene bir daha binemezsiniz. Yol yakınken Formül Plastik yetkilileri ile konuşun, bilakis Trabzonspor'a kazandırın. Benden size naçizane bir tavsiye!
YABANCI YARDIMCI DEĞİL KASAP ŞABAN LAZIM!
Trabzonspor’da teknik direktör Hüseyin Çimşir’e İngiltere’nin ünlü kulüplerinde Chelsea’den yardımcı antrenör Eddie Newton getirildi. Güya Hüsyin Hoca iştemiş. İngiliz hoca Chelsea takımının beyni imiş. Güya genç yıldızları takıma katılmasına ciddi manada etki edecekmiş. Gençlerin gelişimine büyük önem veren Newton, futbolcu fabrikası Trabzonspor'u bu alanda da Avrupa piyasasında zirveye taşıyacak. Bu işin altında bir bit yeniği var. Bu seneryoyu 2000 yılında Sadi Tekeklioğlu Teknik Direktör iken gördüm. O zaman Başkan Yardımcısı olan Ağaoğlu, Tekelioğlu 24 saat dolmadan tekmeyi yemişti. Yerine Alman Teknik Adam Briegel'i getirmişti. O sene Trabzonspor kümeden zor kurtardı. 19 yıl önce oynanan oyun tekrar sahneye koyuldu. Şimdi de aynı senaryo. Başrollerde yine Ağaoğlu, bu kez isimler değişti.
Bu İngiliz’in özelliği alt yapıdan yeni oyuncular çıkarmasıymış. Bana yakınlarım sordu, “Bu yabancı hoca ne yapacak?” Ben de “Sturridge’in kafasını düzeltecek” dedim. Yakınlarım “Abi o zaman bu hocayı değil kasap Şaban'ı alsınlar. Çünkü kafa ve kelle işinden Kasap Şaban iyi anlar!” dediler.
Ya Ahmet başkan yapma. Trabzonspor’u yine uçuruma doğru sürüklüyorsunuz. Trabzonspor’da alt yapının ilacı belli. Söylediklerinle yaptıklarınız ters işliyor. Yazık günah bu takımın alt yapısındaki oyuncularına. Onların önlerini kesmek için mi böyle uyduruk işlerle uğraşıyorsunuz? Uğurcan Çakır, Abdulkadir Parmak, Abdülkadir Ömür, Yusuf Yazıcı, Serkan Asan, Kerem Baykuş gibi oyuncularla yerlinin yerlisi hocalar tarafından Trabzonspor’a kazandırılmadı mı? Sulanmış kuş kafalara bakıp da Trabzonspor’un kadro mühendisliğini kötü kullanma.
BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Trabzonspor armasıyla sahaya çıktığında merak uyandırmıştı. Üstelik zorlu bir Avrupa maçıydı oynanan. Çekirdekten yetişen bu sarışın genç için karamsar duygular arasında Nasreddin Hoca’nın mizahi üslubuyla ‘Ya tutarsa’ düşüncesi de beyinlere kazınmıştı. Yalın ama pozitif futboluyla alkışlanmıştı o maçta.
Eeee Türk futbolunda kök salan ağabeyleri arasında oynamak onun için onur payesiydi. Henüz küçük yaşlarda verdiği bir röportajda ‘Büyüyüp Trabzonspor’da oynamak ve aileme ev almak istiyorum” sözleriyle tüm Türkiye’ye tanıtmıştı kendisini.
Futbol aşığı bu gencin öyküsü göz yaşartan türden… Hayallerinde yaşattığı Trabzonspor özlemini dindirmek için taaa Düzköy’den Trabzon’a gelmek için otostop çektiği bile olmuş. İnşaatçı ama mağrur bir babanın oğlu, idmanlarını aksatmadan canhıraş biçimde çalıştı. Zorluklar karşısında yılmadı, tırnaklarıyla kazıya kazıya çıktı başarı basamaklarını.
Ve bugün Trabzonspor’da o şerefli formayı terletmenin gururunu yaşıyor. Son olarak 6-0’lık Kasımpaşa maçında sahne aldı. Driplingleriyle, kesiciliğiyle, adam adama markajı ve paslarıyla hayranlık uyandırdı. Trabzonspor’un genç cevheri Serkan Asan’dan söz ediyorum.
Adım adım şampiyonluğa koşan Trabzonspor’un nazar boncuğu, Trabzon’un çamurlu sahalarında yeşeren Dozer Cemillerin, Kadir Özcanların, Ali Kemaller, Necatiler, Turgaylar, Ali Yavuzların ve daha nicelerinin altın zaferlerle bıraktıkları ayak izlerini takip ediyor. Umarım geldiği konumla şımarmaz, özünü unutmaz. Yoksa… İşte bunu düşünmek bile istemiyorum.
BİR TRABZON MASALI
Osman Sınav… Türkiye’de ses getiren dizilerin kamera arkasındaki gizli kahramanı. Birçok bölgede yaptığı yapımlarla milyonları ekran başına kilitledi. Son olarak Trabzon Sürmene’de Sen Anlat Karadeniz dizisini cilaladı, parlattı. Dizinin yayınlandığı kanal reytingleri sildi süpürdü. Bu arada Trabzon’un güzellikleri ekrana taşındı. 64 bölüm boyunca milyonlarca insan Trabzon’u hayranlıkla izledi; yöre insanının sıcakkanlılığını, yemeğini, otantik, özgün mimarisini, denizini, yaylalarını tanıdı.
Diziye eleştiriler yok muydu? Tabii ki oldu. Senaryosundaki eksen kayması, çekim hataları, yöre ağzıyla konuşmaya zorlanan oyuncuların absürt yanları ve dahası…
Ve dizi bitti, yorgan gitti kavga bitti misali, el ayak çekilince yolcu yoluna gitti, Trabzon her zamanki gibi kabuğuna çekildi, yalnızlaştı.
Ancak Trabzon'un ayağına yeni bir fırsat geldi. Şu anda Show TV'de oynayan reyting rekorları kıran Kuzeyin Yıldızı dizisini çeken yapımcı bu diziyi Trabzon'da çekmek istedi. Ama adamın önüne öyle engeller çıktı ki adam şaşırdı. Bu engellerin bir tanesini dinlerken hayret ettim. Dizi için inşaat iskelesi istendi. Bir firmaya gidildi günlük iskeleyi kiralamak istediklerini söylediler. İskele sahibi önce 400 TL dedi. Sonra nerede kullanacaksınız sorunca dizide kullanacağız denmesi üzeri bu para 4 bin TL'ye kadar çıktı. Adamlar Trabzon'da diziyi çekmeyerek Ordu'nun yolunu tuttu.
Güzelliklerden söz etmişken tabiri caizse altın yumurtlayan tavuğu kesmeye çalışan esnafa da değinmeden geçemeyeceğim.
Özellikle turizme hizmet amaçlı kurulan oteller Trabzon’a gelen yerli ve yabancı turistleri adeta para babası gibi görüp sömürme derdine düşmüş. Salaş bir otel dahi fahiş fiyatlarla müşteriye hizmet vermeye kalkarsa bunun adı hizmet değil düpedüz ‘sömürü’ olur.
Nitekim Sen Anlat Karadeniz dizisi formatında bir dizi Ordu’da çekilmeye başlandı. Türkülere konu olan dereleriyle meşhur Ordu şimdilerde revaçta. Bir parantez, dizi çekimiyle paralel olarak Ordu’ya gelenlerin sayısında artış söz konusu.
Burada Trabzonlu yöneticilerin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Zira denetim mekanizmasında çarklar düzgün çalışabilseydi birçok projeye ev sahipliği yapan şehir Trabzon olurdu.
HEM ŞÖHRETİM HEM NAM YAPMIŞ BİRİYİM
Çocukluğumun ve gençliğimiz mahallemizin büyüklerinin yanında geçti. Onlarla güldük eğlendik. Hafta içerisinde mahallede büyüğümüz olan amcamız İdris abi ile bir araya geldik. Amca da anı çok, anlatmakla bitmiyor. 66 yaşına girdiğini ve emekli maaşı almaya başlayacağını söyledi. Sonra ise şöhretli biri olduğunu ve nam yaptığını, parasız gezdiğini, kayığının başaltında, kıçaltında, ambarında 40 sene yattığını ifade etti. Sonra gençlik yıllarında doğuya balık tutmaya gittikleri anısını anlattı.
Amca; Malatya-Elazığ arasında yapılan Karakaya Barajı’nda balık tutmaya gittik. Trabzonspor'un cezalı olduğu zaman da Beşiktaş ile Samsun’da oynadığı maçı izlemek için Malatya’da bir kahveye girip maçı buradan izliyorum. O esnada Beşiktaş golü attı. Kahvede bulunan Malatyalılar öyle seviniyor ki bize küfür ediyorlar. Kahve yıkılıyor. Dakikalar ilerliyor. Önce beraberliği yakalıyoruz. Sonra son dakikada kazanılan frikik atışında Hami topun başına geliyor. Öyle vuruyor ki Beşiktaş kalecisi Bako topu sadece filelerde görüyor. Ben tek Trabzonlu olarak kahvede seviniyorum. Bize küfür edenlere ben de edip kahveden kaçıyorum. Ben önde Malatyalılar arkada beni kovalıyorlar. Tabana kuvvet kaçıyorum, koşuyorum koşuyorum. Arkamdan çil yavrusu gibi geliyorlar. Yataktan kendimi attım bir de baktımki rüya görüyormuşum.
TEŞEKKÜRLER NİHAT BAŞKAN
Trabzon Büyükşehir Belediyespor Kulübü’nde uzun yıllar kulüp başkanlığı yapan Nihat Demir, geçen günlerde yapılan genel kurulda aday olmadı.
Demir yerini Adnan Gül’e bıraktı.
Demir, görev sürecinde iyi bir başkanlık yaptı. Koltuğundan güç almadı aksine koltuğuna güç kattı. Ve de çok başarılı oldu. Futbolun içinden gelen ve çok değişik branşlarda faaliyetlerini dört dörtlük bir biçimde yapan Trabzon Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanılğına veda eden Nihat Demir’e çok teşekkür edelim.
