Çağ değiştiği gibi algılar ve bakış açıları da değişiyor.
 
Zamanın hızına yetişememek bu olsa gerek. Modern çağın daha ileri düzeydeki gelişmelerini düşünemiyorum bile.
 
İçi boşaltılmış kavramlar insanlığımıza bir şey katmıyor.
 
Son derece bencil düşünür olduk. Sahi bizi bizden koparan ne çok şey varmış! bir çoğu incir çekirdeğini doldurmayan bahaneler üzerine inşa ediliyor.
 
Devlet olarak tarihimizin en büyük mücadelelerinden birini veriyoruz, ordumuz Afrin’de vatan savunması için çarpışıyor, şehitlerimizi rahmetle anıyorum, Allah gazilerimize şifalar versin.
 
Bugün bütünleşemeyeceksek ne zaman diye soruyorum hep.
 
Siyaseten daha kucaklayıcı, kin güdücü olmadan, köprüleri atmadan yeni bir dil geliştirmek lazım.
 
Ortak değerlerimizden Mevlana o güzel meşhur sözünde ne güzel öğütlüyor; ‘Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım’
 
2019 seçimleri kuşkusuz çok önemli, partiler ittifak kulisleri yapıyor.
 
Çok geçmeden saflar iyice netleşir, mühim olan ittifakların toplumu gerecek, kamplaşma ve sinir katsayılarını fırlatacak gelişmelere sebebiyet vermemesi.
 
Trabzon ve Trabzonspor fotoğrafına da bu açıdan bakalım istiyorum.
 
İnsanın gözünün önüne küçük bir taş gelse arkasındaki koca dağı göremez.
 
Birlikten kuvvet doğar demişiz, iki kişi kavga edecek olsa, zayıf ve güçsüz biri de olsa gelir kavga edenleri döver.
 
Eski ve Yeni Trabzonspor yöneticilerinin söylemleri çok sert ve acıydı..
 
Durduk yerde kavga için, üstünlük ve güç gösterisi için yanlış adımlar atıyoruz.
 
Ortak sevda Trabzon’umuzun kalkınması, daha çok sayıda işsizimizin iş sahibi olması, refah seviyesinin daha da artması, insamızın mutlu olması, daha az hasta olmamız, eğitimde, sporda başarılı evlatlar yetiştirmek olmalı değil mi?
 
Öyle sanıyorum ki okumayı ve özellikle düşünmeyi ihmal ettiğimiz için sorunlar sorunları kovalar oldu.
 
Hayatı pratikleştirdik, kolaylaştırdık ama en önemli şeyi unuttuk, insan neden mutlu olamıyor.
 
Mutluluğu ya gelip geçici şeylerde ya da yanlış adreslerde arıyoruz.
 
Oysa dayanışma olsa, ben merkezci hesaplardan sıyrılıp değerler etrafında bütünleşsek herkes istediğini alacak.
 
Son olarak değerler paylaşımının bir ortak paydası da tabiki Trabzonspor.
 
Seçim gündemi var, borç yükü kulübün belini büküyor, transfer yasağı bir milat olabilir mi?
 
Baktığınız zaman çalınan şampiyonluklarımız var; ancak bizi bu noktaya sürükleyen nedenleri görmüş ve geleceği dizayn edebilmiş miyiz?
 
Sıradan yabancılara akıttığımız trilyonlar, günü kurtarma politikaları ‘DUR’ ikazını doğurdu.
 
Karamsar bir tablo çizmemek gerekir; ancak işi ehlinin yapması ve bir daha bu girdaba girmemek için yoğurdu üfleyerek yeme zamanı çoktan geçti.
 
‘Zararın neresinden dönersen kârdır’ derler
.
Trabzonspor için bu mümkün mü?
 
Olabilir, neden olmasın.
 
Kulübün duayenlerine yönetimlerde mutlaka yer açmak lazım, tecrübe her zaman tecrübedir.
 
Çalınan şampiyonlukları bir tarafa bırakıyorum, alt yapı destekli veya etrafındaki ligleri tarayan bir transfer komitesi üst düzey çalışsa Trabzonspor bugünden daha mı kötü durumda olurdu?
 
Kesinlikle hayır!
 
Hem başarı yapar, hem de yetiştirir satar, hem de kasasında parası dahi olurdu.
 
Bir musibet bin nasihatten iyidir, Trabzonspor’un sahipleneceği en önemli gerçek bu olsa gerek.